Mevlâna Celaleddin-i Rumi, vefatının 750’nci yıl dönümünde Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Sabancı Kültür Sarayında düzenlenen etkinliklerle anıldı.
Öğretileri ile tüm dünyada ilgi uyandıran ve milyonlarca insana ilham kaynağı olan Mevlana Celaleddin-i Rumi, vefatının 750’nci yıl dönümünde Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Sabancı Kültür Sarayında düzenlenen ve iki gün boyunca devam eden etkinliklerle anıldı. Türkiye Cumhuriyetinin 100. yılı ve 2023 Mevlâna Yılı etkinlikleri kapsamında düzenlenen etkinliğe; DEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Esra Bukova Güzel, İzmir İl Müftüsü Sinan Kazancı, DEÜ üst yönetimi, akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda öğrenci ve vatandaşlar katılım gösterdi.
Mevlâna ve Aşk Geleneksel Sanatlar Sergisinin açılışının ardından başlayan programın açılış konuşmalarını; DEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Esra Bukova Güzel, DEÜ İlahiyat Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Osman Bilen ile Mevlâna Uygulama ve Araştırma Merkezi (DEÜMAM) Müdürü Prof. Dr. Aynur Maktal yaptı. Etkinliği değerlendiren DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, Mevlâna’nın ahlaki öğretilerinin insanlığın her zaman ihtiyaç duyduğu; sevgi, hoşgörü, alçakgönüllülük ve manevi bütünlüğe odaklanmak olduğunu ifade ederek, “Mesnevisi ise insanların birbirlerine karşı nezaket, anlayış ve merhamet göstermesinin, ilahi aşkı bulmasının yollarını anlatmaktadır. Onun öğretilerine ve çağrısına, günümüz dünyasında, artan kutuplaşma ve çatışmaların gölgesinde, her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymaktayız” dedi. "Bu sevgi, sadece bir duygu ifadesi değil"
“Mevlâna’nın mirası günümüz dünyası için özellikle anlamlıdır” diyen Rektör Hotar, açıklamalarının devamında, “Toplumlarımız giderek daha fazla çeşitleniyor, çok kültürlü ve zengin bir hâl alıyor. Bu nedenle, onun ahlaki ve manevi öğretilerinin modern dünyamızda nasıl uygulanabileceğini daha çok konuşmalıyız. Onun öğretilerinin, bireysel ve toplumsal düzeyde nasıl bir fark oluşturabileceğini; sevgi, hoşgörü ve birlik mesajlarının, günümüz dünyasında nasıl anlam kazanabileceğini tartışmalıyız. Bunu yaparken de Mevlâna’nın öğretilerinin sadece tarihi bir miras olmadığını, aynı zamanda yaşayan, dinamik ve sürekli gelişen bir düşünce sistemi olduğunu unutmamalıyız” ifadelerini kullandı.
Rektör Hotar, “Bu sevgi, sadece bir duygu ifadesi değil; aynı zamanda bir varoluş biçimi, bir yaşam tarzıdır. Bu öyle bir sevgidir ki; canlı, cansız tüm yaratılmış varlıkları, tüm evreni kuşatmaktadır. Bu sevgi gücünü ve etkisini ise İslam ahlakından, peygamberin örnekliğinden almaktadır. Mevlâna tüm eserlerinde; ancak böylesi saf bir sevgiyi kuşanmış olarak Allah’a yakınlaşabileceğimizi anlatmaktadır. Büyük mürşit-i kâmil ayrıca, dünyanın ve hayatın sürekli yenilendiğini, su gibi akıp gittiğini vurgulamakta, din ve ahlakı; üretmenin, çalışmanın, paylaşmanın ve iyilikte yarışmanın teminatı olarak görmektedir. Mevlâna, adeta bir pergel gibi merkeze bağlı kalarak hareket etmenin ve köklerimize bağlı kalarak değişimin önemini vurgulamakta; ‘Su gibi akıp git; ama yatağın belli olsun’ demektedir. Bu düsturu, aklımızdan asla çıkarmamalı ve Mevlâna’nın rehberliğini takip ederek, daha anlayışlı, daha merhametli ve daha bilge bireyler haline gelme fırsatı olarak görmeliyiz” açıklamalarında bulundu. "Bu öğütler, bizlerin nesilden nesle aktarmamız gereken önemli mesajlar"
Mevlana’nın öğreti ve öğütlerinin çocukluğumuzdan beri hayatımızda olduğunu kaydeden DEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Esra Bukova Güzel de, “İnsanlık devam ettiği müddetçe de hayatımızda görmeye ve dinlemeye devam edeceğiz. Mevlana’nın öğütlerinde gerçekten hepimiz için ders çıkarmamız gereken önemli mesajlar var. Merhamet gösterme yardımsever olmak. Zaten baktığımız zaman bunlar insanlığın doğuşundan itibaren var olan ve yaşam boyunca devam edecek öğütler ama Mevlana’yı anarken de bu öğütleri hatırlamak, çok önemli. Bu öğütler, bizlerin nesilden nesile aktarmamız ve öğretmemiz gereken önemli mesajlar” diye konuştu.
DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları akademisyen ve öğrencileri tarafından düzenlenen resim sergisi hakkında açıklamalarda bulunan DEÜMAM Müdürü Prof. Dr. Aynur Maktal, Mevlana’ya en çok yakışacak olanın ‘aşk’ olacağını belirterek, “Bu yüzden resim sergimiz ‘Mevlâna ve Aşk’ teması ile düzenlendi; çünkü Hz. Mevlâna deyince akla ilk gelen aşk oluyor. Çağrısı, felsefesi ve özdeki aşkla olan bağlamı ile adını yüreklere kazıyan Hz. Mevlâna; bütün güzellikleri özdeki aşka bağlamıştır. Hakikati aşkla söylemiş, aşkla dinletmiş ve pek çok sanat dalında da kaynak olmuştur” ifadelerinde bulundu.
“Şuan da insanlık ile ilgili değerleri hepimiz her gün sorgular haldeyiz” diyen DEÜ İlahiyat Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Osman Bilen ise Mevlâna’nın insanı yaşatmakla ilgili öğretileri ile bu kadar uzun zamandır insanlara hitap ettiğini belirterek, “İnsan, aşağıların aşağısına inebileceği gibi yücelerin de yücesine çıkabilecek bir varlıktır. Mevlana’nın öğretilerinde ise bu yücelerden yücelere ulaşma, ilahi aşka erme ve kâmil insan olma yolunda öğütler vardır. Bu öğütlerin bugün ne kadar önemli ve ne kadar değerli olduğunu günümüz İslam coğrafyasına bakınca bir kez daha fark ediyoruz” dedi.
Mevlana’nın fikir dünyasına ışık tutarak onun öğretilerini ve fikrî benliğini onurlandırmayı amaçlayan ve Kur’an-ı Kerim tilaveti ile devam eden program, Konya Turizm Ajansı Tasavvuf ve Sema Topluluğu’nun Sema Ayini ile son buldu.