Nisan ayının gelmesiyle birlikte artan hava sıcaklıkları nedeniyle vatandaşlarda bahar yorgunluğu görülmeye başlandı. Baharın getirdiği iklimsel değişikliklerle başa çıkmak için bireylerin düzenli bir rutin oluşturması gerektiğini söyleyen Tokat Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Erdem, "Bu durumdaki vatandaşların kendilerini destekleyici aktivitelere yönelmeleri gerekiyor. Bu sayede, bahar yorgunluğunun etkileri en aza indirilerek uyum süreci kolaylaşabilir" dedi.
Günümüzde pek çok insanın ruh halini, mevsimsel değişikliklerin etkilediği bilimsel olarak kabul ediliyor. Özellikle değişen iklim şartları, bireylerin psikolojisinde belirgin etkiler oluşturabiliyor. Kışın başlangıcıyla birlikte bazı insanlarda halsizlik, motivasyon eksikliği gibi belirtiler görülebilirken, yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte ise canlılık ve enerji artışı gözlemlenebiliyor. Ancak, bu iklimsel değişimlere uyum sağlamak bazı bireyler için zor olabiliyor. Uzmanlara göre, bahar mevsimi özellikle bir adaptasyon dönemi olarak karşımıza çıkıyor. Kışın getirdiği yoğun çalışma temposundan sonra, bahara geçişte bireylerde bir yorgunluk hissi oluşabiliyor. Bu adaptasyon sürecini kolaylaştırmak için uzmanlar, bireylerin öncelikle bir rutin oluşturmalarını öneriyor. Rutin, bir hobi veya spor gibi etkinliklerle desteklenebilirken, özellikle şoförler gibi belirli bir rutin içinde olan kişiler, bu değişimlere daha kolay adapte olabiliyor. Ayrıca uzmanlar tarafından yapılan araştırmalara göre bazı karakteristik özelliklerin, iklimsel değişiklikler karşısındaki tepkileri farklılık gösterebiliyor. “Psikolojik olarak beyinlerini bir adaptasyon sürecine sokmaları gerekiyor”
Bahar yorgunluğu hakkında İhlas Haber Ajansı’na özel açıklama yapan Tokat Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Erdem, “Bahar yorgunluğu bireylerin aslında iklimlerin etkisiyle yaşamış oldukları psikolojik belli belirtiler vardır. Mesela kışın başlarında olan, yazın başlarında olan belli psikolojik durumlar yaşarız. Mesela yazın gelmesiyle beraber bireylerde bir coşku durumu, işte bir istek hali başlarken kış ve kışa benzer soğuk iklimlerde tam tersi durumlar yaşanır. Baharda da aslında bireyler tam bir ara dönem yaşıyor. Yani kışın yorgunluğu geçerken yazın işte o coşkulu tarafına geçilecek ama tam bu adaptasyon noktasında bireylerin bünyesi sorun yaşıyor. Tam o geçiş döneminde bireyler kış dönemindeki yaşadıkları, yaptıkları işlerin etkisiyle beraber, o yorgunlukla bahara geçtiklerinde güzel iklimin tam başlangıcına geçtiklerinde bir yorgunluk durumu oluşabiliyordu. Şimdi insanların özellikle eğer bir rutinleri yoksa önce bir rutin oluşturmaları gerekiyor. Yani psikolojik olarak beyinlerini bir adaptasyon sürecine sokmaları gerekiyor. Çünkü kışın o sürekli çalışma temposu bir rutin olarak beyin tarafından kabul edilmiyor. O onların normaline dönüşmüş oluyor ama rutinden kastım bir etkinlik. Mesela bir hobi, bir spor. Onlarla ilgilenmeye başladıklarında o adaptasyon sürecini kolaylaştırıyorlar. Şoförler için de aynı şey geçerli. Yani aslında belli bir rutinin içerisinde oldukları için buna alışıyorlar. Adapte oluyorlar. Fakat bu baharın getirmiş olduğu iklimsel adaptasyon noktasında bir zorluk oluşturuyor. Bu kolaylığı sağlamak için de dediğim gibi onlar da yine vitamin desteğiyle beraber etkinlikleri ve hobileri arttırarak bu yorgunluğu onların üzerindeki etkisini birazcık daha azaltabilirler” dedi. “Karakteristik özelliklere göre kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir”
Bu sorunların kişiden kişiye de farklılık gösterebildiğine vurgu yapan Erdem, “Bu kişiden kişiye de değişiyor. Yapılan bazı çalışmalarda bazı karakter özelliklerin bu iklimsel değişikliklerde farklı şekilde etkilendiğini gösteriyor. Yani bunu yapınca da tamamen azalacak bir kaide yok. Bireyler dediklerimi yaparak sadece bu uyumu kolaylaştırabilirler” diye konuştu.