Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) tarafından ‘Adım Adım 2023’ sloganıyla düzenlenen ilçe ilçe anlatma ve aydınlatma toplantısında İncesu ve Yeşilhisarlı partililerle bir araya gelen MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir; "Allah izin verirse şanlı ve şerefli Türk askeri, kahraman Mehmetçiğimiz ilk fırsatta Suriye’ye gidecek ve CHP’den umut bulan teröristlerin inlerini başlarına yıkmaya devam edecektir. Tezkereye ’hayır’ diyen CHP aziz milletimize ne anlatabilecektir? Bugünkü CHP yönetimi Atatürk’ten uzaklaşmış, hasımlarıyla kol kola girmiş, Atatürk ile hiçbir bağı kalmamıştır. Kılıçdaroğlu’nun başında olduğu Cumhuriyet Halk Partisi açık bir milli güvenlik tehdidi haline gelmiştir" dedi.
Kayseri’nin Yeşilhisar ilçesinde bulunan Gençlik Merkezi’nde düzenlenen toplantıya MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, MHP Merkez Yürütme Kurulu Üyeleri, MHP ilçe başkanları, Kayseri Ülkü Ocakları Başkanı Ali Çelik, parti üyeleri ve vatandaşlar katıldı. Toplantıda partililere bir konuşma yapan MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin Türkiye’nin ve Türk milletinin kendi demokrasi mücadelesi ile elde etmiş olduğu 21’inci yüzyıldaki en büyük kazanım olduğunu ifade ederek; "Sizlerden Allah razı olsun, çağrımıza kulak verdiniz ve destek vermek suretiyle de Cumhur İttifakını yetkilendirdiniz. Şimdi geldiğimiz noktada geride bıraktığımız 4 yıla bir bakalım. Suriye ve Irak’tan yönelen terör tehdidini kaynağında bertaraf etmek konusunda Türkiye çok ciddi mesafe kat etti. Biz bu adımları atarken, karşımızda bir tarafta sözde müttefik dediğimiz ülkeler diğer tarafta da küresel rekabette üstün görülen ülkeler vardı. Türkiye’de bu adımlar atılmadan önce bugün zillet mensubu olan siyasi çevrelerin üyeleri, zillet partileri mecliste açık açık ’Bu harekatı biz yapamayız. Suriye’ye giremeyiz. Şöyle, böyle yaparlar’ demişti. Ne oldu? Gelinen aşamada Türkiye bu tehdit ve tehlikeleri kaynağında bertaraf etmek üzere egemen ve güçlü bir ülke olarak karşısında kim olursa olsun, bunları ortadan kaldırmayı başardı mı? Başardı. Sınırımız boyunca uzanan sahada terör koridoru kurulması fikri böylelikle akamete uğratılmış oldu. Ancak dikkat edin bütün bunlar olurken aynı düzlemde, içeride de bilhassa birilerini kullanmak suretiyle yeni bir tartışma başlatıldı. ’Sistemi şöyle yapalım, böyle yapalım’ dendi. Bunu söyleyen Türk milletinin ve Türkiye’nin geriye gitmesini murat eden çevrelerdir. Şimdi size soruyorum. 2018 yılında koymuş olduğunu iradenizle cumhurbaşkanını seçme yetkisini siz kendiniz yani Türk milleti bizzat bu yetkiyi almış oldu. Türk milleti cumhurbaşkanını kendisini temsil edecek devlet başkanını seçme yetkisini Amerika’sı, Avrupa’sı istedi diye zillete devreder mi? Bu gerçeklik demokrasimizin artık en temel öğelerinden bir tanesidir. O yüzden Türkiye hareketli bir coğrafyada bulunuyor. Bakıyorsunuz bir yanımız Kafkasya, Güneyimiz Orta Doğu bölgesi ve aynı zamanda Akdeniz ile birlikte Afrika’ya uzanan sınır hatlarımız var. Batı bölgemizde de elbette ki Balkanlar, kuzeyimizde de yaşanan bir savaş var. Bu şartlar altında Türkiye için en büyük kazanım nedir? Siyasi istikrarın ta kendisidir. Dolayısıyla siyasi istikrarın bu manada Türkiye’deki mevcut durumdaki adresi de açık ve net bir şekilde milletine karşı şeffaf olan, açık olan, ne yapıyorsa milleti için yapan ve ne adım atıyorsa milletin karşısında şeffaflığıyla açık bir şekilde atan Cumhur İttifakının ta kendisidir. 2018 genel seçimlerini hemen ardından 2019 yılında biliyorsunuz yerel seçimler gerçekleştirildi. Bu yerel seçimlerde CHP ve İYİ Parti aynı zamanda PKK terör örgütünün siyasi uzantısı HDP ile müşterek gündemleri işletti. Bazı yerlerde bu siyasi partilerin birbirlerini desteklemesi suretiyle bilhassa PKK terör örgütünün siyasi uzantısı olan HDP’nin desteğini alabilmek için hem İYİ Parti hem de CHP birbirleri ile yarıştılar. Seçimlerden hemen sonra da HDP’nin temsilcileri çıktı dedi ki; ’İstanbul’da seçildiyse, Ankara’da seçildiyse bilecek ki bizim oylarımızla seçildi’ ve HDP’nin bir temsilcisi çıktı kendisine sözde milliyetçi diyenlere döndü dedi ki; ’oturun oturduğunuz yerde sesinizi çıkartmayın. Buraya girdiyseniz bizim sayemizde girdiniz.’ Hiç bir şerefli Türk evladı hele hele kendisine ’ülkücüyüm, milliyetçiyim’ diyen hiç kimse bu şerefsiz ve ahlaksız yaklaşımları asla ama asla kabul edemezdi. Ancak gel gelelim ihanet ve proje partisinde devşirilmek suretiyle bulunanların kendilerine yaşattıkları zillet buyken, millete gösterdikleri zillet de işte bu çerçevede şekillenmiştir. O yüzden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin Türkiye’nin ve Türk milletinin kendi demokrasi mücadelesi ile elde etmiş olduğu 21’inci yüzyıldaki en büyük kazanım olduğu gerçeğini akıllarımızdan çıkartmamamız lazım" dedi. "Demirtaş teröristtir"
CHP ve İYİ Parti’nin terör konusunda sicillerinin kabarık olduğunu belirten Özdemir; "Ülkemizin güvenliği açısından elzem olan harekatlara CHP ve İYİ Parti karşı çıkmıştır. Zeytin Dalı Harekatı başladığında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Afrin’in içerisine girilmemesi gerektiğini savunmuş, dönemin İYİ Parti Genel Sekreteri ise Afrin savaş senaryolarına tamamen karşı olduklarını ifade etmiş ve dolayısıyla harekatı da desteklemediklerini böylelikle belirtmiştir. Bize göre de tabi ki herkes kendisine yakışanı yapmıştır. Zira bu siyasi partilerin terör konusunda sicilleri baya kabarıktır. PKK’nın Suriye kolu olan YPG’yi terör örgütü olarak görmediklerini CHP’ni Genel Başkanı bizzat ifade etmiştir ve CHP’li pek çok isimde bu konuyu ikrardan geri durmamıştır. CHP ısrarla terörler arasına mesafe koymaktan kaçınmaya devam etmekte, İYİ Parti ile birlikte eli kanlı terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile işbirliğini hızlı bir şekilde sürdürmektedir. Teröriste ’terörist’ diyemeyen, Selahattin Demirtaş ile kahvaltı sofrasında buluşmayı arzulayan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, hakiki suretini çoktan açık etmiştir. Bu milletin hiçbir şerefli evladının terör örgütü elebaşı, İmralı canisinin heykelini dikmek istediklerini zırvalayan bir terör unsuruyla kahvaltı masasında buluşma isteğine elbette onay vermez, vermeyecektir. Her ne kadar inkar edilse de, her ne kadar dile getirmekten birileri çekinse ve imtina etse de Selahattin Demirtaş teröristtir. Bu açık gerçekliği ifade etmekten de bizler hiçbir zaman geri durmayacağız" ifadelerini kullandı. "CHP yönetimi Atatürk’ten uzaklaşmış, hasımlarıyla kol kola girmiş, Atatürk ile hiçbir bağı kalmamıştır"
Cumhuriyet Halk Partisi’nin Atatürk’ten uzaklaştığını ve açık bir milli güvenlik tehdidi haline geldiğini de sözlerine ekleyen MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir; "CHP’nin tezkereye ’hayır’ demesi, PKK’nın Suriye uzantısı PYD/YPG tarafından memnuniyetle karşılanmış ve bu terör örgütü ele başlarından Mazlum Kobani adlı terörist CHP’nin tutumunun kendileri için umut verici olduğunu açıkça ifade etmiştir. Ardından CHP’li heyeti Suriye’ye davet etmiş, kendileri ile görüşmenin faydalı olacağını dile getirmiştir. Dolayısıyla CHP; Kandil’in sözcüsü, teröristlerin umudu, ihanetin bekçisi olmuştur. Teröristlerin daveti üzerine Cumhuriyet Halk Partisi’nden bir heyet Suriye’ye gider mi bilinmez. Ancak bizim bildiğimiz bir gerçek var, Allah izin verirse şanlı ve şerefli Türk askeri, kahraman Mehmetçiğimiz ilk fırsatta Suriye’ye gidecek ve CHP’den umut bulan teröristlerin inlerini başlarına yıkmaya devam edecektir. Tezkereye ’hayır’ diyen CHP aziz milletimize ne anlatabilecektir? Bugünkü CHP yönetimi Atatürk’ten uzaklaşmış, hasımlarıyla kol kola girmiş, Atatürk ile hiçbir bağı kalmamıştır. Kılıçdaroğlu’nun başında olduğu Cumhuriyet Halk Partisi açık bir milli güvenlik tehdidi haline gelmiştir" dedi.