1450 yılında inşasına başlanan ve Kanuni Sultan Süleyman döneminden itibaren pek çok kez tamir gören Edirne Sarayı’nın ihya çalışmalarını yerinde inceleyen Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız, Milli Saraylar Bilim Kurulu’nun öncülüğünde belirledikleri 5 yıllık master planının sonucunda Edirne Sarayı’nın ülkemize yakışır bir tarihi miras olarak kültür hazinesindeki yerini almasını hedeflediklerini söyledi.
Bugüne kadar geçirdiği deprem, yangın, işgal ve savaş gibi talihsizliklerle günümüze sayılı yapısı ulaşabilen Edirne Sarayı’nda kazı, ikmal, inşa, teşhir, tanzim ve çevre düzenleme çalışmaları devam ediyor. Ayrıca sarayın kayıp yapılarının gün yüzüne çıkartılmasına yönelik arkeolojik kazı çalışmaları da aralıksız olarak sürüyor.
18 Ekim 2022 tarihinde restorasyon ve ihyası için Edirne Sarayı’nın Cumhurbaşkanlığı kararı ile Milli Saraylar Başkanlığına tahsis edilmesinin ardından başlatılan çalışmalar aralıksız olarak sürüyor.
1450 yılında inşasına başlanan ve Kanuni Sultan Süleyman döneminden itibaren pek çok kez tamir edilen Edirne Sarayı, Milli Saraylar Başkanlığı tarafından aslına uygun şekilde ihya edilecek. Vaziyet planı oluşturuldu, muhdes yapılar söküldü
Edirne’nin Yeni İmaret Mahallesi Sarayiçi Mevkii’nde, Tunca nehri kenarında kurulan Edirne Sarayı, özgün adıyla Saray-ı Cedid-i Amire yaklaşık bin 200 dönümlük alana sahip. Milli Saraylar tarafından başlatılan Edirne Sarayı’nı ihya çalışmaları çerçevesinde öncelikli olarak söz konusu alan içerisindeki farklı kurumlara tahsis edilmiş yapılar boşaltıldı. Tarihî niteliği bulunmayan ve boş durumda olan muhdes ek yapıların tespitleri ve kayıtları oluşturuldu. Muhdes yapı ve eklerin sökümü gerçekleştirildi. Tarihî yapılar ve kalıntılar belgelendi, fotoğraflandı ve alanla ilgili vaziyet planları hazırlandı.
Restorasyon, rekonstrüksiyon, çevre düzenleme ve ihya çalışmalarına öncü olabilecek çalışmalara başlandı. Mevcut tarihî yapı ve kalıntıların rölöve planları ve fotogrametrik belgeleri oluşturuldu.
Milli Saraylar Başkanlığı olarak yaklaşık 10 aydır Edirne Sarayı’nda çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız, Geçtiğimiz yıl Ekim ayının sonundan itibaren devraldıklarını hatırlatarak çalışmaların aralıksız olarak devam ettiğini belirtti.
Yaklaşık bin 200 dönümlük bir alanı Edirne Sarayı’nın rehabilitasyonu, temizliğiyle ilgili çok ciddi çalışmalar yürütüldüğünü aktaran Dr. Yıldız, "İlk yapılan çalışma alanın güvenliğiyle ilgiliydi. Çünkü burasının bir bölümü ciddi anlamda tarihi ve arkeolojik kalıntılar barındırmasına rağmen önemli bir bölümü yakın bir zamana kadar arazimizin bir kısmının cezaevi olduğu da düşünülürse farklı kurumlar tarafından kullanılmaktaydı. Bu kurumlarla iş birliği çerçevesinde bütün bu alanın, alandaki yapıların kurumumuza kazandırılması işlemi ve sahanın güvenliği tamamlandı. Bu çok önemli bir aşama. Çünkü gerçekten içinde çok fazla tarihi eseri, tarihi mirası bir arada barındıran bir saha burası. Ciddi anlamda bir vakit aldı bu çalışma. 6 ay sürdü" dedi. "Çalışmalarımızın ikinci aşaması başladı"
Çalışmaların ikinci aşamasının başladığını söyleyen Dr. Yıldız, "Osmanlı döneminden başlayan bir takım talihsizlikler sonucunda çok az yapı günümüze ayakta gelebilmiş durumda. Tunca Nehri’nin kenarında Fatih Köprüsü ve Adalet Kulesi. Yanımızdaki mutfaklar bölümü ve hemen arkamızda kalan Kum Kasrı Hamamının dışında diğer yapılarımızın hepsi ciddi anlamda arkeolojik kazıya ve belgelemeye ihtiyaç duyan yapılar. Bizim önünde durduğumuz Cihannüma Kasrı ise 2017 yılından itibaren, Kültür ve Turizm Bakanlığının denetimindeyken ciddi anlamda çalışılmış güzel bir restorasyon projesi hazırlanmış. Biz Ekim ayında burayı devraldığımızda bu projeyle beraber bu çalışmaya başlayabileceğimizi gördük. Edirne Sarayı’nın en ikonik yapısı Cihannüma Köşkü. Zaten Edirne Sarayı, Topkapı Sarayı’yla gerçekten ciddi anlamda benzerlikler taşıyan bir saray. Hemen hemen aynı dönemde yapılmış. Biraz kısa bir süre Topkapı’dan önce başlamış olmasına rağmen burada yapılan çalışmalarda bunun bilimsel hazırlıklarında yürütülen bilim kurulu toplantısında bizden önce yapılan kazı çalışmalarında da elimize ulaşan arşiv belgelerinde de görüyoruz ki plan olarak da Topkapı Sarayı’na çok benziyor. Bu bundan sonra yapılacak çalışmaları oldukça kolaylaştıracak bir husus" ifadelerine yer verdi. "5 Yıllık bir master planı var"
Milli Saraylar Bilim Kurulu’nun öncülüğünde belirledikleri 5 yıllık master planı olduğunu söyleyen Dr. Yıldız,bu planının sonucunda Edirne Sarayı’nın ülkemize yakışır bir tarihi miras olarak kültür hazinesindeki yerini almasını hedeflediklerini ifade etti.
2023 yılı içerisinde Cihannüma Kasrı’yla beraber şu an Edirne Sarayı’nın tarihindeki en ciddi ve en detaylı kazı çalışmalarının da burada yürütüldüğünü ifade eden Dr. Yıldız, ilmi heyet gözetiminde Milli Sarayların sağladığı imkan ve destekle kazı çalışmalarının devam ettiğini belirtti.
Milli Sarayların sadece kazı çalışmaları için bu yıl 35 milyon lira kaynak ayırdığını söyleyen Dr. Yıldız, alanın pek çok yerinde çok seri ve detaylı bir şekilde kazı çalışmaları yürütüldüğünü ve buradan ulaşacakları verilerle sarayın ne şekilde ihya edilebileceğinin nihai halinin bulunmuş olacağını dile getirdi. "Restorasyona ihtiyacı olan hamamıyla birlikte devraldık"
Daha önce cezaevi olarak kullanılan ve ihya çalışmaları için boşaltılan tarihi alan da Milli Saraylar Başkanlığı tarafından restore edilecek. 1820’li yıllardan kalma tarihi alanı bugün hala ayakta olan ama ciddi bir restorasyona ihtiyacı olan hamamıyla birlikte devraldıklarını ifade etti.
19’ncu yüzyıl yapısında müzecilikle ilgili bazı noktaları çok daha rahat hayata geçirebileceklerini söyleyen Dr. Yıldız, Mahmudiye Kışlası’nın veya eski adıyla Edirne Tevkifevi’nin restorasyonu da bittikten sonra Edirne’ye çok nitelikli bir müze kazandırmış olacaklarını aktardı.
Edirne Sarayı’nın ziyaretçi kabul edebilmesine ilişkin soruları da yanıtlayan Dr. Yıldız, kazıların yoğunlaştığı ikinci avludaki çalışmaların bitirilmesi gerektiğini ifade etti.
Tavuk Ormanı’nın da sarayın önemli bir parçası olduğunu söyleyen Yıldız, Onun şehirle bağlantısını sağlayan Kanuni Köprüsü’nün çok önemli bir tarihi miras olduğunu ve bunları da sisteme nasıl entegre edebileceği ile ilgili çalışmaların devam ettiğini aktardı.
Has bahçe içinde Er Meydanı’nın bulunması ve taşınmasına yönelik sorulara da yanıt veren Dr. Yıldız, bu konuda da Edirne’deki bütün paydaşlarla ortak bir çalışma yürüttüklerini vurguladı.