Avcılar’da İETT şoförünün direksiyon hakimiyetini kaybedip bariyerlere çarpmasıyla 1 kişinin hayatını kaybettiği 2 kişinin ise yaralandığı kazaya ilişkin davanın görülmesine başlandı. Duruşmada savunma yapan İETT şoförü sanık, olaya ilişkin kusurunun olduğunu düşünmediğini söylerken hayatını kaybeden Mehmet Kurt’un eşi müşteki Saime Kurt ise, “Eşim bana telefonda şoförün hızının 120 km olduğunu söyledi. Belediye tarafından deliller yok edilmiş. Aracın hızının incelenmesini istiyorum” dedi.
Avcılar’da 1 Ekim 2021’de İETT şoförü Talat Şen (52), direksiyon hakimiyetini kaybederek yol kenarındaki demir bariyerlere çarpmıştı. Demir bariyerlerin otobüse saplanması sonucu Mehmet Kurt (62) hayatını kaybederken, Osman Tunç ile Badegül Demirel’in ise yaralanmıştı. Olaya ilişkin İETT şoförü Talat Şen’in yargılanmasına başlandı. Küçükçekmece 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuksuz sanık Talat Şen ve müştekiler hazır bulundu. “Olay anında benim kusurumun olduğunu düşünmüyorum”
Duruşmada savunması sorulan sanık Talat Şen otobüs şoförü olarak çalıştığını ve kaza tarihinde havanın yağmurlu olduğunu söyleyerek, “Boğazköy-Bakırköy servisini yapmaktaydım. Firuzköy tarafına geldiğimde havanın yağışlı olmasından dolayı zemin kaygan bir duruma geldi. Otobüs sağa sola kaymaya başladı. Benim o ara hızım 40 km civarıydı. Zaten yasal hız sınırı 50 km’dir. Otobüsün içerisine 70 yolcu bulunmaktaydı. Aracı durdurmak için fren tedbirini kullanamadım. Çünkü fren tedbirini kullandığımda zemin kaygan olmasından dolayı araç büyük ihtimalle yan yatacaktı. Devrilmesi durumunda içinde çok fazla yolcu bulunduğu için daha ağır sonuçlara yol açabilirdi. Bu yüzden direksiyon kontrolü ile aracı durdurmaya çalıştım. Ancak aracın sağ arka tarafı hakimiyetimden çıktı. Yol kenarındaki bariyerlere çarptı. Aracın arka kapısı çarpmanın şiddeti ile yerinden çıkıp devrildi. Yaralılardan Mehmet Kurt’un durumu daha ağırdı. Diğer yaralıların durumu hafifti. Mehmet Kurt hastaneye kaldırıldı. 3 gün sonra vefat ettiği haberini aldım. Hastanede yatarken kalp krizi geçirdiğini ve müdahale edilmesine rağmen hayata döndürülemediğini öğrendim. Bu olay nedeniyle ben de üzgünüm. Şirketin sigorta şirketi ile hayatını kaybeden Mehmet Kurt’un eşi Saime Kurt anlaşma aşamasında. Önümüzdeki celse maddi zararın giderildiğine dair evrakı sunacağım. Olay anında benim kusurumun olduğunu düşünmüyorum. Ben hız sınırları içerisinde seyir ediyordum. Kaza sırasında alkollü değildim” şeklinde konuştu. “Otobüs hızlı gidiyordu“
Olayda yaralanan müşteki Badegül Demirel ise, “Ben olay günü işe gidiyordum. Otobüs hızlı gidiyordu. Bir anda otobüs kaymaya başladı ve kaza yaptık. Benim başım kanamaya başladı. Yolculardan birisi başıma tampon yapmak için bez verdi. Sonrasında ambulans geldi. Mehmet Kurt ağır yaralanmıştı. Otobüsün hızının ne olduğunu bilmiyorum. Zaten her şey bir anda olup bitti. Ben de panik oldum. Olay sonrasında hastaneye gittiğimde ayak parmağımın da kırık olduğunu öğrendim” dedi. “Belediye tarafından deliller yok edilmiş”
Hayatını kaybeden Mehmet Kurt’un eşi Saime Kurt ise duruşmadaki beyanında eşinin kazadan sonra telefon ile kendisinin aradığını ve otobüs şoförünün çok hızlı olduğunu söylediğini belirtti. Kurt, “Ben hemen kaldırıldığı hastaneye gittim. Eşimin belden aşağısı ağır yaralı vaziyetteydi. Her yeri kan içinde kalmıştı. Yapılan bütün müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Eşimin belden aşağısında 15 cm geçen yarıklar vardı. Birçok bölgesinde de kırıklar vardı. Eşim bana telefonda şoförün hızının 120 km olduğunu söyledi. Belediye tarafından deliller yok edilmiş. Aracın hızının incelenmesini istiyorum” şeklinde konuştu.
Ara kararını açıklayan mahkeme, olayda yaralanan müştekilerin tedavilerine ilişkin tüm evrakların hastaneden istenmesine ve Adli Tıp Kurumu’na sevk edilerek yaralanmaya ilişkin kesin rapor alınmasına hükmetti. Mahkeme dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilerek olay anına ilişkin kamera görüntüleri de değerlendirilmek suretiyle kusur durumuna ilişkin rapor düzenlenmesinin istenilmesine de karar verildi. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi. “Belediye, şoförlerini korumak amaçlı delillerin bazılarını karartmış”
Duruşmanın ardından davaya ilişkin açıklama yapan Saime Kurt, “Eşim belediye otobüsünün içinde feci şekilde kaza geçirdi sonra hastaneye kaldırmışlar. Şoförün hız yapması dolayısıyla bariyerlere çarpmış bütün her tarafını kan kaplamıştı belden aşağısı kırılmış şekilde hastaneye götürdük. Tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı maalesef. Şoförü 1 hafta içinde bıraktılar. Ben bu kişinin en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum. Bu arada belediye, şoförlerini korumak amaçlı delillerin bazılarını karartmış mesela ibresi görünmüyor kaç km hızla gittiği yok. Eşim konuşuyordu en az 120 km hızla gittiğini söylüyordu yağışlı havada. En ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum bundan belediye de suçlu. Rastgele kişilere araç kullandırıyorlar. 7 aydır bana ulaşan olmadı insani açıdan da. Şikayetçiyim böyle bir davranış olamaz belediyenin bunlara sahip çıkması gerekiyor. Eşim çok iyi bir insandı yazık oldu üzülüyorum, yapacak bir şeyimiz yok elimiz kolumuz bağlı yargıyı bekliyoruz” dedi. İddianameden
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 1 Ekim 2021 tarihinde meydana gelen olay anlatılmıştı. İddianamede sanık Talat Şen’in İETT şoförü olduğu ve Boğazköy-Bakırköy arasında sefer yaptığı belirtilmişti. Olay günü saat 05.30 sıralarında şoför Şen’in D-100 Karayolu’nda seyir halindeyken, sürücünün kendi beyanına göre aracının ıslak zeminden kayması sonucu demir bariyerlere çarptığı, demir bariyerlerin araç içerisine girdiği anlatılmıştı. İddianamede kaza nedeniyle otobüste bulunan Mehmet Kurt’un hayatını kaybettiği, Osman Tunç ile Badegül Demirel’in ise yaralandığı belirtilmişti. Trafik kazası tespit tutanağına yer verilen iddianamede, sürücü Talat Şen’in kullandığı aracın hızını yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak maddesini ihlal ettiği yönünde görüş ve kanaate varıldığı açıklanmıştı. Olaya ilişkin alınan bilirkişi raporunda ise sürücünün kusurlu olduğu belirtilmişti. Sürücü Talat Şen’in ‘taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.