Eskişehir’de 31 yıldır hemşirelik yapan Hatice Can Uğural, mesleğin zorluklarından bahsederek, bugüne kadar hayatına dokunduğu bütün hastalar için onurlu ve gururlu olduğunu söyledi.
Özellikle korona virüs salgını döneminde gece gündüz görev yapan ve kimi zaman ailelerinden uzak kalan hemşirelerin, meslek hayatlarında yaşadıkları zorluklar 12 Mayıs Uluslararası Hemşireler Günü’nde ön plana çıktı. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Beyin Cerrahi Yoğun Bakım Ünitesi’nde çalışan Hatice Can Uğral, uzun meslek hayatında yaşadıklarını anlattı. Bugüne kadar hayatına dokunduğu bütün hastaları için onurlu ve gururlu olduğunu belirten Uğural, öğrencilerine ilk olarak vicdanlı olmalarını öğrettiğini vurguladı. “Eğer bir insanın vicdanı olmazsa bu mesleği yapamaz”
Modern hemşireliğin kurucusu olarak bilinen Florence Nightingale’in ışığını taşıdıklarını söyleyen Uğural, birlikte çalışmış olduğu ekip arkadaşlarının ve beraber geleceğe ışık tutan tüm öğrenci hemşirelerin hemşirelik haftasını kutladığını söyledi. Hastaların hayır duasını almanın çok önemli olduğunu belirten Uğral, “Hastaya sevgi ve şefkatla dokunduğunuz zaman onun karşılığını alıyorsunuz. Yoğun bakımdaki hastalarımız bakıma muhtaç hastalar. Biz her türlü bakımı özveri ile veriyoruz. Buraya gelen öğrencilerimi yetiştirdiğim zaman, her türlü eğitimi alabilirsiniz, bakımı alabilirsiniz, lütfen vicdanınızı eğitin diye söylüyorum. Vicdan bizim için çok önemli. Eğer bir insanın vicdanı olmazsa bu mesleği yapamaz. Özellikle yoğun bakım hemşireleri çok yoğun ve yorucu çalışma ortamlarında uzun süre ayakta kalmakta ve bütün zorluklarla karşı karşıya gelmektedir” diye konuştu. “Yatanı annemiz, kardeşimiz, bir yakınımız olarak düşünüyoruz”
İlk mesleğe başladığı zamanlar yaşadığı bir anısını anlatan Uğural, bir hasta yakının kötü tavrıyla karşılaştığını söyledi. Olayı detaylı bir şekilde aktaran Uğural, “Bir hasta yakını gelmemesi gereken bir yerde yoğun bakıma gelmişti ve ben onu çıkartmak istediğimde “Çek o pis ellerini üzerimden” demişti. Rahmetli hocamız da demişti ki “O pis eller hastanıza bakıyor”. Çünkü biz burada gerçekten bir insanın kendi yakınına bakamayacağı kadar bakım veriyoruz. Günde 4 defa bakımlarını veriyoruz. Hastaların el-yüz bakımlarını, yatak ve pozisyon bakımlarını, psikolojik olarak desteklenmelerini, burada onların mutlu olabilmeleri için yabancı bir ortamda kalmadıklarını hissetmelerini sağlıyoruz. Biz akraba gibi, yakını gibi davranmaya çalışıyoruz, empatiyle yaklaşıyoruz. Orada yatan bir annemiz, kardeşimiz, bir yakınımız olarak düşünüyoruz. Sevgi ve şefkatle yapılan her şeyin sonu güzel olur. Ben 31 yıllık meslek hayatım boyunca her zaman bu doyuma ulaştım. Mutluyum, gururluyum en azından eve gittiğim zaman huzurluyum” dedi. "Hastaya bakım, bir bebeğe bakmak gibi”
Hemşirelik bölümü 4. sınıf öğrencisi olan ve şu an staj yapan Hacı Ahmet Dal, hemşireliğin zor bir meslek olduğunu dile getirdi. Hemşire olmak isteyen gençlere önerilerde bulunan Dal, “Hemşirelik gerek hastalarımız, gerekse hasta yakınları açısından gerçekten zor bir meslek. Hastalarımızı kaybettiğimiz zamanlar oluyor, gerçekten üzülüyoruz. Hemşireliği seçmek isteyen arkadaşlar daha çok insan ilişkilerinde iyi olan ve vicdanlı olmalarını öneriyorum. Çünkü hastaya bakım, bir bebeğe bakmak gibi” dedi.