14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri öncesi Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi önceki dönem Başkanı ve CHP Gaziantep İl Yönetim Kurulu önceki dönem Üyesi Yüksek Mimar H. Özgür Girişken, 28. Dönem Milletvekili Aday Adaylık başvurusunu tamamladı. Başvurusunun ardından Girişken, CHP Gaziantep İl Binasında düzenlediği basın toplantısı ise 28. Dönem Milletvekili Aday Adaylığını duyurdu. Toplantıya Mimarlar Odası Gaziantep Şube Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Kılınç, Mimarlar Odası Gaziantep Şube Yönetim Kurulu Önceki Dönem Yöneticileri, Partililer ve çok sayıda basın mensubu katıldı. 28. Dönem Milletvekili Aday Adayları da Girişken’e destek verdi.
“KILIÇDAROĞLU İLK TURDA SEÇİLECEK!”
Sözlerine 6 Şubat tarihinde gerçekleşen depremde yaşamını yitiren vatandaşlarımıza baş sağlığı dileyerek başlayan Girişken, 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Seçim sürecine, yaşanan büyük felaketin gölgesinde girildiğine dikkat çekti. Dönemi ‘Karanlık dönem’ olarak nitelendiren Girişken, “Cumhuriyet Halk Partililer olarak genişletilmiş ittifakımızın ortak adayı olan Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun halkımızın desteğini alarak ilk turda Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanacağına ve bu karanlık dönemden çıkışımız için gereken tüm adımları atacağına yürekten inanıyoruz. Bu sarmalı kırabilmemizin başka bir yolu bulunmuyor” dedi.
BAŞARILI GEÇMİŞİ VE TECRÜBESİ İLE GÜÇLÜ ADAY
Türkiye’nin zorlu bir süreçten geçtiğini kaydeden Girişken, “Bu zorlu dönemde ben de şehrimin ve ülkemin yeniden yapılanmasında, yaraların sarılmasında görev alabilmek adına milletvekili aday adayı oldum. Mesleki geçmişimle, Mimarlar Odası başkanlığım, CHP İl Yönetim Kurulu üyeliğim ve diğer yönetsel görevler sırasında edindiğim tecrübeyle bu görevi layıkıyla yerine getirebileceğimi düşünüyorum” dedi.
“HİÇ BİR YETKİLİ SORUMLULUK ÜSTLENMİYOR!”
6 Şubat tarihli Kahramanmaraş merkezli depremlerin açtığı yaranın halen taze olduğunu, yaşanan depremlerde 50 bin insanın yaşamını yitirdiğini hatırlatan Girişken, “Ülke tarihimizin en önemli seçimlerine 6 Şubat’ta yaşadığımız ve on binlerce insanımızı yitirdiğimiz büyük felaketin gölgesinde gidiyoruz. Acımız ve öfkemiz hala çok taze, deprem bölgesinde yaşayan milyonlarca yurttaşımız can güvenliğinden endişe ediyor. Halkımız endişeli ve tepkili; çünkü hepimiz farkındayız ki, bölgede uzun süredir deprem beklenmesine rağmen, ne merkezi idarenin, ne yerel yönetimlerin hiçbir hazırlığı bulunmamaktaydı. Resmi rakamlarla 50 binden fazla yurttaşımızı kaybetmemize rağmen, hiçbir kamu yetkilisi sorumluluk üstlenmiyor ve neredeyse tümü görevlerine olağan haliyle devam ediyor” ifadelerine yer verdi.
“ÜLKE KAYNAKLARI SORUMSUZCA HARCANDI”
20 yıllık AKP döneminde ülke kaynaklarının sorumsuzca harcandığını, rantın öne çıktığını vurgulayan Girişken, “AKP’nin ülkemizi ve şehrimizi yönettiği 20 yıl boyunca bilim ve tekniğin dikkate alınmadığı, ülke kaynaklarının iktidarı finanse etmek için sorumsuzca harcandığı, rantın tek değer haline getirildiği bir süreç yaşadık. Bu politikaların halka dönüşü yıkım, acı ve çaresizlik oldu” dedi.
“AFET YÖNETİMİNDE SINIFTA KALDILAR”
Girişken, açıklamasının devamında, “Afet yönetim standartları içerisinde ilk 72 saat içerisinde çadırların, bir ile üç ay içerisinde konteyner gibi geçici barınma ünitelerinin tüm ihtiyaç sahiplerinin kullanımına açılması beklenir. Depremlerin ardından 1,5 ay geçmiş olmasına rağmen, depremzedelerin üç yıla kadar barınma ihtiyacını karşılaması öngörülen konteynerlerden kullanıma açılanların sayısının ihtiyacın çok gerisinde olması, hatta çadır ihtiyacının bile tümüyle karşılanamamış olması utanç vericidir”.
“GAZİANTEPLİLER EN KÖTÜ GÜNLERİNDE MAĞDUR EDİLDİ!”
“Deprem riskine karşı gösterilen kayıtsızlık sadece yapı stokunun iyileştirilmemesinden ibaret değildir. Deprem toplanma alanlarının imar tadilatlarıyla işgal edilmesinin bir sonucu olarak, deprem bölgesinde çadır ve konteyner kurulacak, altyapısı hazır, uygun alan bulmakta zorluk çekilmektedir. Bu kentsel ihlallerin Gaziantep’teki sembol örneklerinden olan Metro Market ve çevresindeki imar işlemiyle, en az 10.000 çadır ve sahra hastanesi kurulabilecek alan yüksek apartman bloklarıyla doldurulmuş; evsiz, acılı, yaralı insanlarımız felaketin en kötü günlerinde mağdur edilmiştir.
Mimarlar Odası Başkanı olduğum dönemde bu işlemle ilgili Oda’nın açmış olduğu sekiz davanın tümü lehimize sonuçlansa da, ne yazık ki bu alanın ranta kurban edilmesine engel olunamamıştı”.
“YIKIMDAN DERS ÇIKARILMADI”
“Yaşanan bu büyük yıkıma rağmen, iktidar unsurlarının gereken dersleri çıkarmadığı çok açıktır. Halkımız çaresizlik içerisindeyken, konteynerler, hatta çadırlar bile temin edilmemişken; iktidar vekilleri dosya kağıtlarına imar planları çizmekte, yapılmayan planların – olmayan projelerin ihalelerinin kimler arasında nasıl pay edileceği tartışılmakta; orman, mera, tarım arazileri imara açılmakta, artçı depremler sürerken tarım arazilerinde temel atma törenleri düzenlenmektedir.
AKP’nin ve temsil ettiği değerlerin ülkemizi götüreceği bir yer kalmamıştır. Yaralarımızı sarabilmemiz için tek adam rejimi derhal dönüştürülmelidir” ifadelerine yer verdi.
“PARTİMİN VE HALKIMIN HİZMETİNDEYİM”
Girişken, “İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nü tamamladıktan sonra, yine aynı üniversitenin afet yönetim uzmanı yetiştiren ‘Konut ve Deprem’ bölümünde yüksek lisans eğitimimi tamamladım.
Hem çalışma hayatımda, hem yönetsel görevlerimde toplumdan yana ve kamucu bir yaklaşımı benimsedim. Herhangi bir kişiye, sermaye veya çıkar grubuna bağlı değilim ve olmayacağım. Bağlılığım ve borçluluğum yalnızca içinde yetiştiğim topluma, şehrime ve ülkemedir.
Adaylık listelerinin nasıl şekilleneceğinden bağımsız olarak, her daim partimin ve halkımızın hizmetinde olmaya devam edeceğim” diyerek sözlerini noktaladı.
