Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Ana Bilim Dalı’nda görevli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaan Şevki Kavak, 1-7 Mart Deprem Haftası’na yönelik açıklamalarda bulundu.
Yaşanılan depremlerinin ardından Sivas’ın güneyindeki sismik hareketliliği değerlendiren Prof. Dr. Kavak, Altanyayla ve Divriği arasındaki Deliler fayının deprem üretebileceğini belirterek, “Özellikle 6 Şubat 2023 depremlerinden sonra güneyden başlayarak bir stres transferinin Gürün’den başlayarak kuzeye doğru etkin olduğunu söyleyebiliriz. Sivas il sınırlarını etkileyen diri faylardan ilki Koyulhisar, Suşehri, Gölova ve Akıncılar ilçelerinden geçen Kuzey Anadolu Fay Zonu’dur. Ancak bu bölgede şimdilik sismik bir etkinliği yoktur. Bu zonu etkileyebilecek 7 üzerindeki bir depremin Erzincan-Bingöl arasındaki Yedisu ve civarındaki sismik boşlukta olabileceği ifade edilmektedir. Diğer önemli bir diri fayımız ise Altınyayla civarından geçerek güneybatıda Kayseri’ye, doğuda Tecer’e kadar uzanan Deliler Fayı’dır. Deliler Fayı’nın, Tecer Fayı ile birleşerek Divriği’ye doğru giden ayrı bir fay zonunun da deprem üretebileceğini söyleyebiliriz.” ifadelerini kullandı.
Gürün’e dikkat çekti
Depremin yıkım etkisi yaptığı 11 il dışında afet kapsamına alınan tek ilçe olan ve yıkımlar yaşanan Sivas’ın Gürün ilçesi için ayrı bir değerlendirme yapan Prof. Dr. Kavak, “Burada en önemli konulardan birisi Kahramanmaraş depremlerinden sonra özellikle Gürün civarında birikmeye başlayan stres transferidir. Gürün ve civarı etkileyebilecek diri faylar Sarız, Ayvalı, Gürün ve Beyyurdu Fayı olarak söylenebilir. 6 Şubat’taki ikinci deprem sonrasındaki stres transferi özellikle Beyyurdu fayından başlamak üzere kuzeye doğru bölgede önemli bir stres birikimine yol açabileceği yapılan çalışmalarda görülmektedir.” dedi.
Sivas şehir merkezinde fay olabilir
Sivas kent merkezi içinde açıklama yapan Prof. Dr. Kavak, “Kahramanmaraş depremlerinin kent merkezinde gevşek alüvyon birimlerinin bulunduğu Kızılırmak’ın yatağına yakın olan özellikle Kardeşler Mahallesindeki binalarda önemli sıkıntılar oluşturabileceğine dair kanıtları bize gösterdi. Özellikle o bölgelerde yaşayan insanların zemindeki su çıkışları ile birlikte binaların temelinde korozyonun neden olduğu sıkıntıları göz önüne almasında ve binalarını kontrol ettirmesinde fayda olduğunu düşünüyorum.” ifadelerine yer verdi.