Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Müge Güler Özden, birçok sedef hastasının ’hastalığının tedavisinin olmadığını’ zannettiğini belirterek, “Artık sedef hastalığının tedavisi var" dedi.
"4. Karadeniz Dermatolojide Yenilikler Sempozyumu" 150’den fazla bilim insanının katılımı ile Samsun’da başladı. Dermatoloji alanında uzman 59 konuşmacının katkıda bulunacağı sempozyum hakkında bilgi veren Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Müge Güler Özden, “Bu sene 4.’sü düzenlenen sempozyumumuz gerçekten çok daha büyük bir katılımla ülkemizin her yerinden gelen bilim insanlarının katkılarıyla gerçekleşiyor. Bu yıl sedef hastalığındaki büyük gelişmeler, atopik dermatit (egzema) gelişmeler, ürtiker (kurdeşen) hastalığındaki gelişmeler tartışılacak. Tartışırken hastalarımıza da mesajlarımız olacak. Özellikle sedef hastalığının tedavisinin olduğunu bilmeleri, hastalığın tedavisinin var olduğunu bilmelerinin yanı sıra çok da gelişmiş ömür boyu sürdürülebilir tedavilere ulaşmanın artık mümkün olduğunu paylaşmak isteriz. Sempozyum, 2 gün boyunca devam edecek. Pazar günü de tartışma oturumlarıyla sonlanacak. Sempozyumumuzda ülkemizin her yerinden gelen 59 konuşmacı katılıp, alanlarındaki konular hakkında bilgiler verecek” dedi. “Artık sedef hastalığının tedavisi var"
Sedef hastalığının tedavi edilebilir bir hastalık olduğuna değinen Prof. Dr. Müge Güler Özden, “Sedef hastalığı bazen tedavisinin olmadığı zannedilen bir hastalık. Hastalar, ‘sedef hastalığının tedavisi yok’ ya da ‘bu hastalığı yaşamak zorundasın’ gibi sözleri duyduğunda tıptan veya doktorundan tedavi alamayacağı kanısına kapılıp çeşitli paramedikal tedavilere başvurabiliyor. Biz hastaların çok iyi bilmesini istiyoruz ki artık sedef hastalığının tedavisi var. Üstelik bu tedavi yöntemleri çok gelişti. Sedef hastaları mutlaka doktorlarına danışmalılar ve bu hastalıkla yaşamak zorunda olmadıklarını bilmelerini isterim. Kaldı ki sedef ciltte görülen bölgeleri etkileyen bir hastalık olmamasının yanı sıra kalp ve eklem sağlığını etkileyen bir hastalıktır. Bu nedenle tedavi olmanın önemi çok büyüktür” diye konuştu.
2 gün boyunca devam edecek sempozyumda ayrıca “Vitiligo tedavisinde yeni ufuklar JAK inhibitörleri ve ANTİ-IL kullanımı”, “Büllöz hastalıklarda rituksimab kullanımı”, “TEN ve Stevens Johnson tanı ve tedavisi”, “Psoriasis Patogenezinde yeni tedavi moleküllerinin roller”, “Mikrobiyata ve inflamasyon”, “Püstüler Psoriasis farklı bir hastalık mı? Psoriasis Spektrumunda mı?”, “Akne skar önleme ve tedavisi”, “Psoriasisi taklit eden hastalıklarda ayırıcı tanı”, “Psoriatik artrit tanısını nasıl gözden kaçırmayalım?”, “Psoriasis tedavisinde bireysel yaklaşım”, “Pandemi sürecinde teletıp ve teledermatoloji”, “Patolog ne der? Dermatolog ne anlar?”, “HPV aşıları”, “Atopik dermatit tedavisinde biyolojikler”, “Kronik ürtiker hastasına yaklaşım”, “Farklı yüzleriyle Mikozis Fungoides”, “Frontal Fibrozan Alopesi”, “Tırnakta biyopsi teknikleri”, “Scabies ve direnç sorunu”, “Melasma: tedavi seçenekleri”, “Cilt yenileme ve sıkılaştırmada hangi cilde hangi cihaz”, “Farklı botulinum toksin preparatlarının üstünlükleri – farkları”, “Dolgu komplikasyon yönetimi”, “Bağ doku hastalıklarındaki dermatolojik bulgulara tedavi yaklaşımı”, “İnflamasyon ve depresyon”, “Bağ dokusu hastalıklarında kapilleroskopi-laboratuvar”, “Behçet”, “Hidradenitis Suppurativa”, “Psoriasis” ve “Atopik dermatit” gibi konular ve farklı birçok konuda alanında uzman olan bilim insanları sunumlar yapacak.
