Sindirim sistemindeki gıdaların hareket yönü ağızdan yemek borusuna, oradan da mideye ve sonrasında bağırsaklara doğru olduğunu belirten Doç. Dr. Borazan, Reflü hastalığının mide içeriğinin herhangi bir zorlama olmaksızın geriye doğru, yani yemek borusuna kaçması olduğunu belirtti. Bunun yanında Reflü hastalığının mide içeriğinin diyafram açıklığından yemek borusuna doğru geri kaçması sonucu ortaya çıkan semptomlarla kendini gösterdiğinin de altını çizdi.
Doç. Dr. Ersin Borazan, ‘’Reflü hastalığında öne çıkan belirtiler genellikle, Mide ekşimesi, mide içeriğinin ağıza gelmesi, geğirme, göğüste yanma, yutma güçlüğü, ses kısıklığı, öksürük en sık karşılaştığımız şikayetlerdir. Reflü, uzun süre tedavi edilmezse yemek borusunda hasara yol açar. Hastalarımız daha ileri durumlarda barrett özofagus denilen kanser riski ile karşılaşılabilmektedir. Özellikle çeşitli diyet ve yaşam önerilerine, ilaç tedavilerine yanıt vermeyen hastalarda ve mide fıtığının eşlik ettiği hastalarda en konforlu, sonuç odaklı ve yüz güldüren yöntem Laparoskopik Reflü cerrahisidir. İleri düzey cerrahi tekniklerin uygulanabildiği hastanemizde tecrübeli Cerrahi kadromuzla bu hastalığa kalıcı çözüm sunmaktayız. Bu ameliyat yöntemi ortalama 45 dakikayla 1 saat gibi bir süreyi kapsamaktadır. Anti Reflü Cerrahisi, kapalı teknik ile yapılmaktadır. Karın içinden mide ile yemek borusu alt ucunun tıkanmayacak şekilde daraltılarak gerçekleştirilmektedir. Anti reflü cerrahisi ileri laparoskopik tecrübe ve yetenek gerektiren özenle yapılması gereken bir ameliyattır’’ dedi.