İstanbul
Geçirdiği hastalığa Charcot Marie Tooth (CMT) teşhisi konulmasıyla değişen yaşamı Elif İldem'i farklı noktalara taşıdı. Tedavisi için doktorunun önerisiyle 20 yaşında yüzmeye başlayan Elif, yeteneğine azmini de ekleyerek olimpiyatta rekora uzandı.
Yaklaşık 6 yıllık yüzme yaşamında elde ettiği derecelerle adından söz ettiren Elif İldem, pandemi nedeniyle 2021'e ertelenen 2020 Tokyo Paralimpik Oyunları'nda kadınlar 100 metre serbest stil S1 kategorisinde 21 yıllık paralimpik rekorunu kırdı.
Paralimpik yüzmeye damgasını vuran Elif'in eğitim hayatı da başarılarla dolu. Aynı zamanda bir klinik psikolog olan milli sporcu, Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nü fakülte birincisi, Bahçeşehir Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı'nı onur derecesiyle tamamladı.
"Her sabah kalkıp annemle yollara düşüyoruz"
İstanbul Büyükşehir Belediyespor (İBB) Kulübü sporcusu olan Elif İldem için gün erken başlıyor.
Çengelköy'de yaşayan milli sporcu, her sabah annesiyle erkenden kalkıp Avrupa yakasında, Sultangazi'de bulunan İBB Cebeci Spor Kompleksi'ne hareket ediyor.
Tesislerde önce salon antrenmanları yapan Elif İldem, ardından havuzda yaklaşık iki saat çalışıyor. Haftanın 6 günü antrenman yapan milli sporcu, üç gün de antrenmandan sonra fizik tedaviye gidiyor.
Elif İldem, hayatı dolu yaşamaya çalıştığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Her sabah kalkıp annemle yollara düşüyoruz. Saat 7 gibi evden çıkıyoruz. Saat 09.00'da salon antrenmanları yapıyorum ve 10.30 gibi de suya giriyorum. Yaklaşık iki saat yüzme antrenmanı yapıyorum. Bu arada kahvaltımı eksik etmiyorum. Çünkü sporcular için çok önemli. Öğlen kulüpte yemek yiyorum. Arkadaşlarımla takılıyorum, sohbet ediyorum. Haftanın üç günü fizik tedaviye gidiyorum. Fizik tedaviden sonra zaten günün yarısı bitmiş oluyor. Eve gidip biraz dinlenip, daha sonra kitap okuyorum, bazen de film izliyorum. Zamanı dolu geçirmeyi seven bir insanım. Fizik tedavimin olmadığı günlerde arkadaşlarımla buluşuyorum, beraber vakit geçiriyoruz. Sosyal aktivitelere katılmayı çok seviyorum."
"Annemin emeği bende çok büyük"
Elif İldem, bütün gününü annesiyle geçirdiğini vurgulayarak, "Aslında bakarsanız yaptığım bütün iş annemin fedakarlığı üzerinden geçiyor. Annemin emeği bende çok büyük. Eğitimde olsun, sporda olsun elde ettiğim başarıların sahibi annem diyebilirim. Annemle beraber mücadele ettik ve bu noktaya geldik. Disiplinli ve programlı bir şekilde hareket etmeye çalışıyorum. Hafta sonu antrenman dışında kendime vakit ayırıyorum. Ben aynı zamanda psikoloğum. İnsan kendisini psikolojik olarak tatmin etmezse, yeni hafta güzel başlamıyor." ifadelerini kullandı.
Nörolojik bir hastalığa sahip olduğunu ve hastalığının gün geçtikçe ilerlediğini aktaran milli sporcu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her gün bir kaybım oluyor, güç ve denge kaybı şeklinde. Görme problemine kadar giden bir süreç var ama hep ileriye odaklanıyorum. Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nü fakülte birincisi olarak bitirdim. Bahçeşehir Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı'nı onur derecesiyle bitirdim. Aynı zamanda 2020 Tokyo Paralimpik Oyunları'ndan iki final yüzerek ve S1 kategorisinde paralimpik rekorunu kırarak döndüm. Bunlardan şunun için bahsediyorum. Hep 'Bir şey yapamayız.' diyoruz. Özellikle engeli olan insanlardan bunu çok duyuyorum. 'Yapamazsın, yapamam, beceremem...' tarzı şeyler. Ben bu noktaya gelirken benzer birçok söylemle karşılaştım. Ancak hiçbir zaman pes etmedim. Hatta daha çok üstüne gittim. Yapamazsın dedikleri birçok şeyi yaptığımı gördüm. Bazıları basit, bazıları zor şeyler. Eğitim hayatımda olsun, spor hayatımda olsun çabalayarak bu noktaya geldim. Aslında bu başarının sırrı inat etmek, çabalamak ve pes etmemek. Tabii bu noktada ailemin ve özellikle annemin desteği çok büyük. Engelli insanlara şunu söylemek istiyorum, engelinizin olması yapabileceklerinize engel olmasın. Lütfen denemekten vazgeçmeyin."
"Örnek teşkil etmem beni çok mutlu ediyor"
Elif İldem, elde ettiği başarılar sonrasında engelli bireylerden çok sayıda telefon ve mesaj aldığını vurgulayarak, "Ufak da olsa bir örnek teşkil etmem beni çok mutlu ediyor. Bununla ilgili geri bildirimler alıyorum. Özellikle benim gibi hastalığa sahip insanlardan çok sayıda telefon ve mesaj geliyor. 'Bu kadar şeyi nasıl yapıyorsun?' tarzı şeyler soruyorlar. Bu süreçte yaşadıklarımı paylaşmak ve onlara verebileceğim şeyler varsa vermek beni çok mutlu ediyor. Çünkü birçok insan hala hayata umutsuz şekilde bakıyor." diye konuştu.
Engellilere yönelik bakış açısının değişmesi gerektiğini anlatan milli sporcu, "Aslında engeli olan bireyleri bu noktaya getiren engeli olmayan insanların bakış açısı, ön yargıları, ayrımcı tavırları. Çünkü sadece Engelliler Haftası'nda, Engelliler Günü'nde anılıyoruz. O hafta programlar, böyle bir duyarlılık gösterileri... Ancak o hafta geçtikten sonra fizibilite çalışmalarından tutun da çevre planlamasına, istihdamdan tutun da sosyal ortamlara kadar birçok yerde ayrımcılığa devam ediyoruz. Bu noktada zaten engelli olan bireyler, dışlanma hissiyle kendilerini daha geriye çekiyor. Aslında bizim engelimiz bizim bütünümüzü oluşturmuyor. Biz de düşünebiliyoruz, birçok şeyi yapabiliyoruz. Bütünsel olarak bakabilirlerse, engeli bulunan bireylerin de farklı olmadıklarını görecekler." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin engelliler konusunda bazı alanlarda geride olduğunu anlatan Elif İldem, "Biraz yurt dışı araştırmaları yapan birisiyim. Gördüğüm kadarıyla biz aslında çok gerideyiz. Dışarı çıktığınızda tekerlekli sandalyeyle bir yerden bir yere kolayca gidemiyorsunuz. Düzenleme bakımından çok basit bir şey aslında. İstihdam konusunda çok gerideyiz. Birçoğu işsiz. Sosyal anlamda, toplumsal çalışma noktasında geride kaldığımızı düşünüyorum. Aslında bunlar yapılacak şeyler, çok zor değil. Biraz görmezden gelindiğimizi düşünüyorum. İşte kolu kırılır birisinin, 'Ben seni anladım, gerçekten zormuş.' der. Lütfen kolunuz kırıldıktan sonra değil, kırılmadan bizi düşünün. Çünkü iş işten geçtikten sonra bir anlamı kalmıyor." şeklinde konuştu.
"Neredeyse günümün tamamı Elif ile geçiyor"
Elif İldem'in annesi Türkmen İldem, zamanının büyük bölümünü kızıyla birlikte geçirdiğini söyledi.
Sabah erkenden kalkıp Elif ile kulüp tesislerine gittiklerini aktaran Türkmen İldem, "Antrenmandan sonra eve gitmemiz saat 13.00'ü buluyor. Haftada üç gün de fizik tedaviye gidiyoruz. Elif'in başarısının sırrı öz güvenli ve cesur olması. Onu öyle gördükçe mutlu oluyorum, destek vermeye çalışıyorum." açıklamasında bulundu.
Aile olarak Elif'i her anlamda desteklediklerini anlatan İldem, "Neredeyse günümün tamamı Elif ile geçiyor. Kendime çok az zaman ayırabiliyorum. Evimizde yemek pişmiyor. Bütün günümüz Elif'le. Buradan çıktığımız zaman işimiz bitmiyor. Gittiğimizde yine bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Anne ve babası olarak her zaman yanındayız. İki ağabeyi var. Onlar da çok destek veriyor." şeklinde görüş belirtti.