Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, “Bir rakamlara bakıyorsunuz, bir de TÜİK rakamlarına, TÜİK’e göre Türkiye bir cennet. Siz gerçek enflasyonu TÜİK’e değil, mutfakta tenceresini kaynatmakta zorlanan annelere sorun, maaşı eline geçmeden eriyen emekliye sorun. Bir ay alın teri akıtıp yine de evine ekmek götürmekte zorlanan asgari ücretliye sorun” dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Arıkan, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı enflasyon rakamlarının ardından TÜİK binasının önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. TÜİK yöneticilerine seslenen Arıkan, “Mark Twain’in güzel bir sözü var, der ki; ‘Rakamlar yalan söylemez ama en güzel yalanlar rakamlarla söylenir.’ Evet TÜİK bugün en güzel yalanlarını yine rakamlarla söyledi. TÜİK, enflasyonu bir önceki aya göre yüzde 118 gibi rekor seviyede düşürmüş. Ne hikmetse maaşların açıklanacağı aylarda enflasyon hızlı bir şekilde düşmekte. TÜİK ile İTO arasında rakam farkı yüzde 70, ENAG ile TÜİK arasında yüzde 130 gibi fark gözüküyor. Milyonlarca emekli ve memurun maaşının belirleneceği bir ayda enflasyon rakamlarının bu kadar düşük gösterilmesi insanların cebinden alenen çalmaktır” diye konuştu.
Türkiye’de yüksek enflasyon ve hızla derinleşen yoksulluğun Eylül 2021’den itibaren iktidarın bilerek ve isteyerek uyguladığı politikaların bir sonucu olduğunu savunan Arıkan, “Şimdi bugün iktidarın bilerek ve isteyerek yükselttiği enflasyonu TÜİK düşük göstermeye çalışmaktadır. Bugün Türkiye’de kira artışı yüzde 58,51, gıda enflasyonu yüzde 43,58, yeniden değerleme oranı yüzde 43,93, akaryakıt fiyat artışı yüzde 50, elektrik, doğalgaz zam artışı yüzde 38 gerçekleşirken, asgari ücrete yüzde 30, emekliye yüzde 15,75, memura yüzde 11.55 zam artışı gerçekleşmiştir” ifadelerini kullandı. “TÜİK’e bir marketler zinciri açmasını tavsiye ediyoruz”
Arıkan, sözlerine şöyle devam etti:
“Bir bu rakamlara bakıyorsunuz, bir de TÜİK rakamlarına. TÜİK’e göre Türkiye bir cennet. Siz gerçek enflasyonu TÜİK’e değil, mutfakta tenceresini kaynatmakta zorlanan annelere sorun, maaşı eline geçmeden eriyen emekliye sorun. Bir ay alın teri akıtıp yine de evine ekmek götürmekte zorlanan asgari ücretliye sorun. Madem milletin göremediği bu rakamları TÜİK görebiliyor. Biz de buraya bir tavsiye ile geldik. Biz TÜİK’e bir marketler zinciri açmasını tavsiye ediyoruz. Madem sizin rakamlarınız ile bizimkiler aynı değil; biz sizin rakamlarınıza göre alışveriş yaparız. Şimdi vakit kaybetmeden dört harfli TÜİK marketlerin tüm Türkiye’de açılmasını teklif ediyoruz. İkincisi market yetmez, kiralarda da millet sıkıntı yaşıyor. TÜİK’in toplu konut işine de girmesini tavsiye ediyoruz. Böylece milletimiz, buralardan sizin rakamlarınızla ev kiralasınlar. En azından bizler de sizin gibi mutlu mesut yaşayalım.”
“Türkiye’de komedi oyunundan değil maalesef Türkiye gerçeklerinden bahsediyorum” diyen Arıkan, “Gerçekler şudur; Türkiye’de kul hakkı yenmektedir. Türkiye’de yetimin, garibanın hakkı yenmektedir. Bugün açıklanan rakamlara göre verilen bütün zamlar, bunların ispatıdır. Hatırlayacaksınız Erdoğan asgari ücretle ilgili ‘Patronların elini tutan yok demişti’. Şimdi patron kendisi, işveren kendisi, onun da ‘elini tutan yok.’ TÜİK’in makyajlı örtülmüş rakamlarıyla değil gerçek hayatla örtüşen bir ücret vermesini bekliyoruz” dedi. “TÜİK, yoksulluğu örtbas etmekle değil, refah seviyesini ölçmekle memurdur”
İktidarın kendisinin de TÜİK verilerine güvenmediğini savunan Arıkan, vergi ve harçlara yapılan zamların TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarının çok üzerinde olduğunu söyleyerek, “TÜİK’in bizim için çok başka görevleri vardır. TÜİK, rakamları makyajlamakla değil, ekonominin gerçek tablosunu çizmekle memurdur. TÜİK, yoksulluğu örtbas etmekle değil, refah seviyesini ölçmekle memurdur. En önemlisi TÜİK, iktidara hizmet etmekle değil, halk için adaletli veri sunmakla memurdur. Maalesef uzun zamandır takip edilen uygulamalar da, bugün açıklanan rakamlar da bunlardan uzaktır” açıklamasında bulundu.
Saadet Partisi Genel Başkanı Arıkan sözlerini şöyle tamamladı:
“İktidarın işte bu uygulamaları yüzünden yeni nesil bir siyaset anlayışına ihtiyaç vardır. Bizim için ‘yeni nesil siyaset’ demek; hamasetle değil, ferasetle hareket etmek demektir. ‘Yeni nesil siyaset’ demek; iktidara yakınlaşmak değil, toplumsal gerçeklerden uzaklaşanları bu gerçeklerle yüzleştirmek demektir. ‘Yeni nesil siyaset’ demek; insanları şucu, bucu diyerek etiketlemek değil, sürekli değişen etiket fiyatlarının sorumlularını ifşa etmek demektir.”