Büyük ebatlı metalleri şekillendirmeye yarayan “3 boyutlu metal yazıcı” geliştiren Alloya Teknoloji firması, savunma sanayinin yerlileştirilmesine katkı sağlıyor. 2020 yılında kurulan firma, kendi özgün teknolojisini geliştirerek Türkiye'de havacılık ve savunma sanayi firmaları başta olmak üzere, birçok sektöre ticari parça üretim hizmeti veriyor. Bu 3D yazıcı ile malzeme harcamaları ciddi oranda azalırken, zamandan da tasarruf ediliyor. Alloya Teknoloji Kurucusu Mehmet Çetinkaya, 3D yazıcının ve bu konseptteki bir üretimin savunma sanayine katkıları hakkında bilgi verdi.
Büyük boyutlarda baskı gerçekleştiren 3D metal yazıcı ile 111,5 metrelik bir hacimde metal parçalar ürettiklerini dile getiren Mehmet Çetinkaya, “Ekseriyetle titanyum, nikel, paslanmaz çelik gibi alaşımların büyük boyutlu üretimlerini gerçekleştirmekteyiz. Özellikle uzay, havacılık ve savunma sanayinin ihtiyaç duyduğu büyük boyutlu parçalar bu anlamda sektörde öne çıkmaktadır” dedi.
“Çeşitli roket parçaları üretiyoruz”
“Örneğin müşterimizin talep ettiği metalden roket lüle parçası üretmekteyiz. Yani roketin en altında sıcak gazların çıkışını sağlayan egzoza benzer bir parçadır. Ham malzeme temini ve parça üretimi ciddi zaman gerektiren bir üründür. Bu özel metallerin geleneksel yöntemler ile imalatı zordur. Dolayısıyla bu yöntemle üretildiğinde hem proses daha hızlı ilerlemektedir hem de fire miktarı asgariye indirilmektedir” diye konuşan Çetinkaya, bunlara ek olarak farklı çeşitlerde roket parçaları da ürettiklerini ifade etti.
“3 aylık üretim sürecini 3 güne düşürüyor”
Yazıcı ile malzemeden ve zamandan yapılan tasarrufu örnekle açıklayan Çetinkaya, “Örneğin savunma sanayi firmalarımızdan bir tanesi yıllık 150 tonluk titanyum talaşı üretmektedir. Kilogramı 60 dolar olan bir metalin gramını çöpe atmak istemezsiniz. Dolayısıyla bu fire talaşı en aza indirebilmek için 3D baskı yönteminin kullanılması ciddi bir avantaj sağlamaktadır. Tüm bunlara ek olarak kalıp gerektiren süreçleri de ekarte ediyoruz; çünkü kalıp olduğu zaman süreçlerin seri imalata uygun olması gerekmektedir. Bu nedenle seri imalat değil de daha az adetli ürünlerde ciddi bir avantajımız olmaktadır; çünkü kalıbın kendisini üretmek zaten ana ürünün maliyetinden çok daha fazladır. Eğer yıllık 100 adetten daha az üretim söz konusuysa aslında oradaki kalıp maliyetini ve kalıp üretim süresini tamamen ortadan kaldırmış olmaktayız. Böylece nihai parçayı hızlı bir şekilde üretebilmekteyiz. Örneğin geleneksel yöntemler ile tanesi 3 ay sürede 7 farklı prosesten geçerek üretilen bir parçayı, biz 21 saatte üreterek 7 prosesi 1-2 prosese, 3 aylık süreci de 3 güne düşürdük” diye konuştu.
“Ülkemizin katma değerli ürün ihracatı yapabilmesine katkı sağlamak için çalışıyoruz”
Gelecek hedeflerini paylaşan Mehmet Çetinkaya, “Katma değerli üretime önem veriyoruz. Teknolojinin nimetlerinden faydalanan gelişmiş ülkeler, ülkemizin sahip olduğu zeki ve çalışkan gençlere sahip değil. Bu gençler pratik çözümleri çevik bir şekilde kalıcı değerlere dönüştürebiliyor. Yeter ki, sabırla çalışmaya devam edilsin, doğru adımlar atılsın, sürdürülebilir modeller ile çalışılsın. Halihazırda ihracat yapan bu kadar genç bir girişimci kitlesinin ilerleyen dönemde dünyanın her yerine katma değerli satışlarının olacağına inancım tam” diyerek sözlerini noktaladı.
Zöhre Alagöz