11 Ağustos sel felaketinde en büyük hasarın oluştuğu Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde yıkılan köprülerin yerine inşa edilen 10 köprünün 1 yıl içinde hizmete açılması planlanıyor.
Kastamonu’nun Bozkurt ilçesi 11 Ağustos 2021 tarihinde yaşanan sel felaketinde en büyük zararı gören ilçe oldu. Sel felaketinde ilçede yaşayan onlarca kişi hayatını kaybetti, binalar yıkıldı, köprüler zarar gördü. Sel felaketinin ardından ilçede yaraların sarılması için çalışmalar hız kesmeden sürdürülüyor. Çalışmalar çerçevesinde, Ezine Çayı üzerinde bir yandan istinat duvarı çalışmaları sürerken diğer yandan köprüler de yeniden inşa ediliyor. İlçe merkezi ve köylerde inşa edilen köprülerdeki çalışmalar, kış mevsiminin bitmesinin ardından hızlandırıldı. Bozkurt Kaymakamı Murat Atıcı, ilçede taşıtlar için yapılan 9, yayalar için de 1 köprünün 1 yıl içerisinde Devlet Su İşleri tarafından yapılarak hizmete açılmasının planlandığını söyledi. Yapılan köprülerle ilgili bilgi veren Bozkurt Kaymakamı Murat Atıcı, “Bölgede en büyük çalışmalardan birini İller Bankası ile beraber Devlet Su İşleri yapıyor. Şu anda DSİ yaklaşık 4 bin 600-4 bin 700 metrelik çift taraflı istinat duvarı çalışmalarını başlattı. Merkez kısmının çoğu bitti. Şu anda yaklaşık 70 metre açıklıktaki deredeki rusubat temizliği DSİ tarafından yapılmakta ve yeni yerlerin de Ezine Çayı’nın istinat duvarları yapılmaktadır. Bu süreç içerisinde en fazla hasarı gören köprülerimiz ile ilgili de şu anda merkezde taşıtlarımıza ilişkin 4 açıklıklı olmak üzere oval köprülerimiz İnşallah Mayısın sonuna doğru bitecek ve trafiğe açılacak. Ayrıca yaya köprülerimiz ve 4 tane taşıt köprümüzün de fore kazık işlemleri bitti, merkezdeki köprünün bitmesine müteakip diğer köprülerin çalışmaları başlayacak. 1 yıl içerisinde 9 tane taşıt ve 1 tane yaya köprüsü olmak üzere toplam 10 tane köprünün DSİ tarafından bitirilmiş olması planlanıyor ve bunların da ihaleleri yapıldı. İl Özel İdaremizce köylerdeki İlişi ve Bayramgazi’deki 2 tane yaya köprüsünde proje çalışmaları bitti, yakın zaman içerisinde ihalesi yapılacak” dedi. ‘Heyelanların yaşandığı köylerde çalışmalar sürüyor’
Ağır kış şartları sebebiyle yavaşlayan çalışmaların baharın gelmesi ile hız kazandığını belirten Atıcı, heyelanların meydana geldiği köylerde de çalışmalar yürütüldüğünü vurgulayarak, “Yoğun kış şartlarının akabinde birçok köyümüzde heyelanlar meydana geldi. Biz can güvenliğini tahliye atmamak için bu vatandaşlarımızı tedbiren evlerden uzaklaştırdık. Mühendislerimiz, AFAD’ımız baktıktan sonra eğer bir istinat duvarıyla ve benzer bir koruma düzeniyle can güvenliğini tehlikeye atmayacak duruma getirilebilirse inşallah o çalışmayı yapacağız. Aksine maruz alan içerisine kaldığı tespit edilirse, heyelanın devam edeceği kanaatine varılırsa mecburen vatandaşlarımızı AFAD’ımızın yaptığı konutlardan yararlandırmak suretiyle hak sahibi yaparak o yerde yaşatmamalıyız. Daha önceki dönemlerde afete maruz kalıp afete maruz ilan edilen yerlerde konaklamaya devam eden vatandaşlarımızın evlerinin olduğu yerde genelde kaymalar mevcut. İnşallah o vatandaşlarımızı da başka bölgelerden hak sahibi yapıp oradan kurtaracağız. Şu anda tam olarak son kar afetinden dolayı etkilenen Darsu mevkiinde 3, Bayramgazi’de 3 tane olmak üzere toplam 6-7 tane konutumuzda sıkıntı var. Onun dışında diğer yerler zaten 80-90’lı yıllarda afete maruz alan olarak ilan edilmiş yerler. Oralarda yaşam yoktu, sadece fiilen yaşamın olduğu 6 tane konuta yönelik çalışma yaptık” diye konuştu. “Kurumlarımız destan yazmaya devam ediyor”
Devletin tüm kurumları ile afetzedelerin yanında olduğunu kaydeden Kaymakam Murat Atıcı, “Son yıl 2 yıl içerisinde Elazığ Depremi’nden başlamak üzere Malatya depremi, Van’da yaşanan çığ felaketi İran’da meydana gelen depremin akabinde Van’da etkilenen konutlar, Giresun Dereli ve Giresun’un diğer ilçelerinde meydana gelen sel afeti, İzmir Depremi, Arhavi seli, Akdeniz Bölgesi’nde meydana gelen yangınlar ve Batı Karadeniz’de başta Bozkurt olmak üzere yaşanan büyük afet ve pandemi süreci, 2 yıl komple fani dünyadaki sınavlarla geçirdik. Biz, devlet olarak bu afetlerin bir çoğunda sayın bakanlarımız tarafından görevlendirildim. Şunu iddia ediyorum, bu her bir afetten sonraki çalışmalarla ilgili devletimizin tüm kurumlarının yaptıkları yüksek lisans doktora tezi olarak okutulacak düzeyde insani yardımlardan tutun, afetin ilk arama kurtarma sürecinde devletimizin yaptıkları takdire şayan. Bunu bir kaymakam olarak söylemiyorum, bir vatandaş olarak söylüyorum. Kızılayımız, AFAD’ımız, Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığımız ve genel müdürlükleri, TOKİ, İller Bankamız ve DSİ destan yazdı, destan yazmaya devam ediyor. İnşallah vatanımıza, milletimize ve insanlığa bir daha böyle afetler vermez diye dua ediyoruz” şeklinde konuştu.