UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan 5 bin yıllık Diyarbakır Surları’da 7,7 ve 7,6’lık depremden zarar gördü. Merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan, 10 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan 5 bin yıllık Diyarbakır Surları’nın bazı noktalarında taşlar düşmesiyle tahribat meydana geldi. Depremin surlar da meydana getirdiği tahribat hakkında İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulunan Dicle Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Yıldız, ülke tarihinde nadir olaylardan birinin yaşandığı değerlendirmesinde bulundu. Art arda şiddetli 2 deprem geçirildiğini ifade eden Prof. Dr. Yıldız, “Acımız büyük, vefat edenlere başsağlığı diliyoruz. Yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Tabi yıkımlar yeni yapılarda ağırlıklı olduğu gibi bazen tarihi eserleri de etkileyebiliyor. Ama çok şükür Diyarbakır’daki tarihi eserlerde ciddi bir sıkıntı yok. Aslında deprem Diyarbakır’daki tarihi eserleri etkilememiş. Diyarbakır Surları aynı zamanda UNESCO Miras Listesi’ndedir.” dedi. “Sadece belli noktalarda yıpranmışlığa bağlı olarak taş düşmeleri bulunmaktadır”
Surların tarihi 5 bin yıllık olduğunu hatırlatan Prof. Yıldız, “Yılların verdiği yıpranmışlık ve yorgunluk var ama buna rağmen çok şükür surlarımız dimdik ayakta. Sadece belli noktalarda yıpranmışlığa bağlı olarak taş düşmeleri bulunmaktadır. Bunlar ciddi sorunlar oluşturmuyor. Daha öncesinde buralara ‘surlara yaklaşmayın’ yazılı tabelalar koyulmuştu. Bu tür şeyler aslında beklediğimiz bir şey.” diye konuştu. “Diyarbakır Surlarının proje çalışmaları hepsi tamamlanmış olup, büyük çaplı onarımlar yapılıyor.” diyen Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Taş düşmelerinin olduğu kısım, onarımların yapılmadığı kuzey kısmıdır. Çünkü buralara daha sıra gelmemişti. Belki 2-3 yıl sonra buralar da onarılıp tamamlanacak. Ama onarımların yapıldığı yerde herhangi bir taş düşmesinin olmadığını görmekteyiz.” Özellikle kuzey tarafta hasar tespitleri devam ettiğini kaydeden Prof. Dr. Yıldız, “Tek Kapı ve Urfa Kapı arası dediğimiz alanda uzun süre onarım olmadığı için bu kısımlarda taş düşmeleri bulunmaktadır. Bir de batı tarafta Geçi Burcu’nun olduğu yerde de düşen taşlar mevcuttur.” ifadelerine yer verdi.