SON DAKİKA HABERİ: Kanal 7 Ankara temsilcisi ve Haber 7 yazarı Mehmet Acet’in hazırlayıp sunduğu, siyaset dünyasındaki önemli gelişmelerin yer aldığı Başkent Kulisi programının bu haftaki konuğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar oldu.
Ersin Tatar'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
TÜRKİYE'DEKİ SEÇİMLER KIBRIS'TA NASIL YANKILANDI?
Anan Planı'na biz evet dedik, ancak Rum tarafı AB'ye alındı. Rum yönetimini AB'ye alarak dengeyi bozdular.
KKTC, Türkiye'nin kopmaz bir parçası olarak yaşatılmalıdır. Türkiye bölgenin en büyük ve hakim ülkesidir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin Kıbrıs'ın güneyinde de hakkı vardır. Rumlar bütün Kıbrıs onlarınmış gibi hareket ediyor.
28 Mayıs seçim sonuçları hepimizi oldukça rahatlattı.
"MENDERES SAYESİNDE...!"
İngiltere ne kadar tarafsız kalmaya çalışsa da Rum kesimi ile akrabalığı var. Menderes sayesinde Kıbrıs Mukavemet Teşkilatı kuruldu.
1974 Harekatı Kıbrıs Türk'ü için büyük bir direniş ve dönüm noktasıydı.
Beş Parmak dağlarında Yunanistan ve Kıbrıs Rum'ları beraber hazırlık yaptı, cephane yığdılar. Çok büyük hazırlık yaptılar. Hamdolsun 1974'te Ecevit ve Erbakan'ın ortak kararı ile Türk ordusu adaya çıkmıştır.
Kuzey Kıbrıs'ı kaybedersek Türkiye'nin güney sahilleri tehlikeye girer.
Kıbrıs'lı Türklerin barışı, huzuru ve güvenliği önemli. Anlaşma olmadan herhangi bir karar alamazlar. Niyetleri adayı Helenleştirmek. Azınlık haklarınızı kabul ederseniz anlaşırız diyorlar.
"ERDOĞAN İLE BAŞLAYAN MİLLİ SİYASİ POLİTİKALARI ÇOK ÖNEMSİYORUM"
Hukuken haklı olabilirsiniz ancak güç önemli. Güçlü olmak zorundayız. Sayın Erdoğan ile başlayan milli siyasi politikaları çok önemsiyorum. Su projesi adaya çok değer katmıştır. Su, küreselleşen dünyada petrolden daha değerli olacaktır.
Erdoğan'ın BM kürsüsünde Kıbrıs haklarını savunması ağırlığını koymasıyla bütün bu toplantılarda davet edilmemiz, Türk Devleti Teşkilatı uluslararası bir statü kazandırdı. Bu siyasi anlamda çok önemli.
KIBRIS TÜRK DEVLETİ'NİN TANINMASI
Bugün için tanınma kavramından, adadaki Türk gerçekliğinin kabul edilmesini anlıyorum. Hukuki tanıma artık ülkelerin vicdanına kalmıştır.
Türkiye'nin burnunu dibinde bir Türk devletini yok saymak bana göre tarihe yapılan büyük bir ihanettir. Bu devlet ne zaman tanınır, Rahmetli Denktaş'ta demiş, "100 tane devlet beni tanıyacağına, Türkiye Cumhuriyeti tanısın daha önemlidir, benim için, 100 devlet tanısa da Türkiye Cumhuriyeti tanımasa, benim için çok daha kötüdür." dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin bizi tanıması çok önemlidir.
Bizi tanıdığı için biz Türkiye Cumhuriyeti üzerinden bir saatte bütün dünyaya uçak kaldırıyoruz.
MUHALEFET KAZANSAYDI DESTEK BİTER MİYDİ?
İnsan bilemez bunu ama neticede ben şunu söyleyeyim Türkiye'de milli bir siyaseti vardır. Kıbrıs'lı Türkler adına konuştuğumda bizim orada milli kimliğimizle, manevi değerlerimizle yaşamamızı sürdürebilmek. Şimdi diyeceksiniz bunu Federal temelde de sağlayabileceksiniz. Ki öyle konuşanlar vardır. Belki o taraf kazansaydı federal temelde bir yaklaşım içerisine girebilirlerdi.
Bir yerde beni zorladılar, dedim ki:
"Türkiye Cumhuriyeti öyle bir durumda beni zorlarlarsa iki buçuk senelik iki devletlilik siyasetinden sonra sen dön de federasyon konuş ya bir daha ki seçime girmeyecektim ya da çok zor bir durumda istifa ederim."
İlkeli duruş bunu gerektirir, tabii buna onlar karar verecekti. Benim söylediğim Sayın Recep Tayyip Erdoğan ta başından beridir. Net bir duruşu olmuştur. Net söylemleri olmuştur.
"AYASOFYA'YA BENZETİYORUM" DİYEREK AÇIKLADI!
Maraş açılımı... Ben Başkan oldum, bizim hükümet ortağımızla birlikte açalım dedik. Hükümet ortağımız dedi ki, "Şimdi envanter çalışması yapalım" dedi, tam açmaya gerek yok çünkü konjektör tam net değil. Ben dosyamı alıp Tayyip Erdoğan'a gittim. "Cumhurbaşkanım" dedim, "47 yıldır bu Maraş'ı açamadık. 47 yıl sonra siz burada Ayasofya'yı açtınız. Ben bunu buna benzetiyorum. Rauf Denktaş'ta çok arzu etti. Açtırtmıyorlar, haksızlık yapıyorlar. Halbuki Maraş bir ata toprağıdır, hep vakıf malıdır. Abdullah Paşa, Kara Mustafa Paşa... Kutsal topraklar. Ama İngiliz peşkeş çekmiş bizim arazilerimizi kullanmış otel yapmışlar. Artık milli siyaset Maraş'ın açılmasının yolunda olması lazım." dedik. Baktılar, değerlendirdiler. Dediler, aç arkandayım! Hükümet olarak karar verdik, açtık. Ankara'ya geldim, beraber basın toplantısı yaptık. Beni tebrik etti. Şimdi bunları ben hep kitaplaştırdım, bu süreçleri... Nereden nerelere geldik. Şimdi Maraş açılımı, iki devletlilik, Türk Devletleri Teşkilatı... Aşama aşama, son iki buçuk yılda artık siz değerlendiniz. Biz iki buçuk yılda çok şeyler sığdırdık. Tarih bunları yazdı ve yazacak. Çünkü gerçekten Doğu Akdeniz'deki bütün bu gelişmelere bağlı olarak jeopolitik, jeostratejik, Libya Anlaşması, Doğu Akdeniz'deki doğal kaynak ve zenginlikler, İHA'lar ve SİHA'lar, stratejik ve askeri gelişmeler, bir tarafta Suriye, bir tarafta Ukrayna olayları Doğu Akdeniz'i çok daha stratejik hale getirmiştir.
Dolayısıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde milli siyasetin bu şekilde yerleştirilmesi Türkiye'nin de desteğiyle tarihi bir adımdır.
Dolayısıyla gönlüm ve kalbim nerede belli. Ama ben Kıbrıs'ta yaşan bir Kıbrıs Türk'ü olarak Türkiye'nin siyasetine bir yere kadar, ama Türk halkının vereceği bir karardır. Tabii benim gönlümün nerede olduğu belli.
Hemen açıklama yaptım seçimden sonra. Büyük bir olgunluk içerisinde, bütün dünyaya demokrasi örneğiyle yüzde 90'a yakın katılımla Türk halkı kararını vermiştir. Tabii tebrik ediyoruz.