ÖZEL
Ulaşılabilirlik açısından gitgide kolaylaşan sosyal medya uygulamaları, günümüz dünyasında milyarlarca kişi tarafından kullanılıyor.
Sadece Facebook’un kullanıcı sayısı 2022’de 2,5 milyar baremini kırdı. Son veriler, Facebook’un 3 milyar hesaba yaklaştığı (2,934 milyar) konusunda. (We Are Social, Temmuz 2022)
İyi veya kötü bir internet erişimi, akıllı telefon veya benzeri bir teknolojik cihaz ve temel kişisel bilgilerinizle istediğiniz platforma üyelik başvurusunda bulunabilir, kısa sürede kabul alabilirsiniz.
Ancak hayati derecede önem arz eden kişisel bilgilerimiz bazı durumlarda dolandırıcıların iştahını kabartabiliyor.
Sosyal medya korsanları şimdilerde bütün planlarını ünlülerin veya takipçi sayısı yüksek olan kimselerin hesaplarını ele geçirmek üzerine kuruyor. Buradaki temel görüş de bu hesapların kolaylıkla ticarileştirilebilmesi.
Edinilen bilgilere göre sosyal medya dolandırıcıların yeni formülü, şöyle işliyor:
İlk olarak kişiye telefon üzerinden veya uygulamadan bir mesaj gönderiliyor. Mesajda ‘Hakkınızda taciz şikâyeti var’ uyarısında bulunulup detaylara ulaşılabilmesi adına URL adresi (link) ekleniliyor. Karşıdaki kişinin güvenini kazanmak için de ‘Şikayet Var’ sitesinin logosu kullanılıyor.
Korsanların hedefindeki kişi URL adresine tıkladığında karşılarına Instagram veya Facebook’un giriş sayfası geliyor. Bir anlık dalgınlığa kapılıp giriş bilgilerinizi yazarsanız, hesabınızı kaptırmış olursunuz.
Devam eden günlerde önce hesabın şifresi, hatta kullanıcı bilgileri değiştirilirken kişiden yüksek miktarda paralar isteniyor. Peki bu gibi dolandırıcılık yöntemlerine karşı neler yapılabilir?
Uluslararası Sosyal Medya Derneği (USMED) Başkanı Said Ercan, bu noktada vatandaşı bilgilendirebilmek için Haber7’ye özel açıklamalarda bulundu. İşte, Ercan’ın açıklamalarından satır başlıkları!
“DİYANET SİTESİNİN BENZERİNİ YAPIYORLAR”
Dolandırıcıların farklı yollar izlediğini ve kişilerin merak güdüsünü hedef aldıklarını söyleyen USMED Başkanı Said Ercan, kendi başından da geçen bir hikâyeyi ve dijital medya okuryazarlığının önemini şöyle vurguladı:
“Buna benzer örnekler son birkaç yıldır var. Diyanet sitesinin benzerini yapıyorlar ve ‘Hakkınızda şöyle şeyler yayınlanmış’ diyorlar.
Ya da ‘Bir avukat bürosundan yazıyoruz hakkınızda şu var veya hakkınızda taciz suçlaması’ var diyorlar. İnsanlar tabii merak ediyor.
Tabii burada önce başka bir hesabı çalıp oradan size sesleniyorlar. Bana da yapmışlardı. Bir tane baro başkanının hesabını çalıp bana mesaj atmışlar, ‘Said Bey hakkınızda dava dosyası var’ demişlerdi. Ben tabi anladığım için ‘Kime mesaj attığınızı biliyor musunuz’ diye sordum. Sonra ‘Hocam kusura bakmayın fark etmemişiz’ diyerek toplamaya çalıştılar.
Yani onlar anlamayan insanları avlamaya çalışıyorlar. Ya hesapları çaldıkları kişiye geri satmayı ya da hesabı kullanıp ticarileştirmeyi istiyorlar. Yeni bir dolandırıcılık şekli denilebilir.
Burada neye dikkat edecekler? Birincisi nereden geliyor? Kimden geliyor? O kişi gerçekten o kişi mi? Bir de linke tıklamayacaklar. Linke tıklarlarsa hesapları gidebilir. Bu noktada dijital medya okuryazarlığını da arttırmak lazım diye düşünüyorum.”
TELEFON NUMARALARI PARAYLA SATILIYOR
Sosyal Medya Uzmanı Said Ercan, telefon numaralarımızın bazı durumlarda zararlı kişilerin eline geçebileceğini şu sözlerle anlattı:
“Sadece telefon numarası üzerinden ilerlemiyorlar. Bazen sosyal medya üzerinden de ilerleyebiliyorlar. Telefon numaralarına ulaşabilmek de artık çok basit.
E-ticaret sitelerine verilmiş numaralar veya veriler satılabiliyor. Telefon numarası başına 3 lira 5 lira artık neyse verilip satılabiliyor.
Bir yazılımcı ayrıldı diyelim e-Ticaret sitesinden. Veriyi de yanında götürüyor. ‘Benim elimde 1 milyon kişinin verisi var’ diyor.
Biliyorsunuz numaralar oldu mu kişiye özel reklam hazırlayabiliyorsunuz veya SMS gönderebiliyorsunuz. Artık bunlar dijital ortamda çok kolay bir şekilde ulaşılabiliyor.
Böyle bir kanun (Kişisel Verilerin Korunması Kanunu) yokken bunları çok rahat bir şekilde kullanabiliyordu. Şimdi biraz daha zorlaştırıldı ama hala devam ediyor. Burada insanlar dikkat etmeli. Bilgilerini herkese, her yere vermemeli.”
DİJİTAL MEDYA OKURYAZARLIĞININ ÖNEMİ
Konuşmasının devamında dijital medya okuryazarlığına perde aralayan USMED Başkanı Ercan, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Dijital medya okuryazarlığı okullarda ders olarak okutulmalı. Veliler, ana-babalar da kendi imkânlarıyla kurslara gitmeli.
Az önce fenomenlerin daha çok etkilendiğini söylediniz. Çünkü fenomen hesapları rahat bir şekilde ticarete dönüştürülebiliyor.
Kullanıcısı çok olan hesapların piyasası da oluyor. Alıp değiştirebiliyorlar veya fenomenin kendisine de satabiliyorlar.
O yüzden yüksek takipçiye sahip hesaplar daha çok hedefte oluyor. Şimdilik e-Ticaret sitelerinin ve fenomenlerin hedefte olduğunu unutmamak lazım. Dijital medya okuryazarlığı bu anlamda olmazsa olmazlarımızdan bir tanesi diyebilirim.”
VATANDAŞ NE YAPMALI?
Son olarak vatandaşa tavsiyelerde bulunan Said Ercan, bu gibi durumlarla yüzleşme ihtimalini en aza indirebilmek için sözlerini şöyle noktaladı:
“Tabii böyle durumda daha çok Savcılığa gidiliyor. Savcılık bazılarını kabul edip bazılarını etmeyebiliyor. Genelde sosyal medya sitelerinin Türkiye’de irtibat ofislerinin olmamasından ötürü iletişim sorunu olabiliyor.
Ama yeni yasayla beraber inşallah bunlar çözüme kavuşacak. Tabi karşı taraf nedir ne değildir, karşınızda bazen bir kullanıcı adından başka bir şey olmuyor. Soruşturma da haliyle daha da zorlaşıyor.
Burada kişilerin dikkatli olması lazım, kimle konuştuklarını bilmeleri lazım. Güven ilişkilerinin olmadığı insanlara bilgilerini vermesinler. Her URL’ye tıklamasınlar. Bir bilgiyi iki defa kontrol etmek gerekiyor. Bunları yaparlarsa inşallah bir sorun yaşamazlar.”