Sosyolog Doç. Dr. Adem Palabıyık, sosyal medya fenomenlerinin özellikle gençlik üzerinde kültürel ve ahlaki olarak olumsuz etkilerinin olduğunu belirterek, “Paryalaşmış sosyal medya fenomenleri, Youtuberlar ve Influencerlar toplumsal ahlakı çökertti. Paylaşımlara yaptırım uygulanmalı” dedi.
Doç. Dr. Adem Palabıyık, günümüzde sosyal medya fenomenlerinin sosyolojik açıdan analiz edildiği takdirde kolektif ahlakı ortadan kaldırdığını ve bu çöküş sebebiyle sosyal medyanın TV kanalları gibi denetime tabi tutulması gerektiğini ifade etti. Palabıyık, “Sosyal medya günümüzün en büyük ve önemli iletişim alanlarından biri haline geldi. Bu sebepten sosyal medya üzerinden çeşitli konularda bilgi vermek isteyen kullanıcılar da, popüler olabilmek için her türlü ahlaki olmayan yolu cazip olarak görmeye başladı. Özellikle gençlik üzerinde etkili olan paryalaşmış fenomenlerin, Youtuberların ve Influencerların yaşam biçimi ve önerileri ergenlik çağında olan genç kuşağın, gelenek ile bağlarının kopmasına sebep oldu. Kendilerinin fenomen olduğunu iddia eden isimlerin, popüler olabilmek için güncel olanı takip etme zorunluluğu, geleneğe arka dönmekle eşleştirildi. Böylelikle genç kuşağa geçmişi unutturuldu ve kuşaklar arası aktarılan kültür yok edildi. Kültür kavramı, özellikle kuşaktan kuşağa aktarılan bir olgu olduğu için genç kuşak, aktarılamayan kültürden dolayı tecrübe bilgisinden yoksun bırakıldı ve güncel olana adapte olabilmek için hatalar yapmaya başladı. Bu hataların çoğu ise intihar, evden kaçma, hırsızlık ve ölüm vakaları ile sonuçlanmaya başladı. Ayrıca en büyük sorun ise hayat ile yaşanan kavgada ortaya çıktı. Genç kuşağın hayata dair beslediği memnuniyetsizlik, asi bir kuşağın yetişmesine sebep oldu. Asi kuşağın hayata bakışı aynı zamanda İslam’a, kendi hayatlarında yer vermemelerinin esas nedeni haline geldi. Gelenekten kopuş, genç kuşağın İslam’dan uzaklaşmasının ana nedeni olarak karşımıza çıktı. Müslüman bir toplumun temel öğretisi ise geleneğe dayanmaktaydı, sosyal medya fenomenleri ise geleneği bilmedikleri için toptan reddiye ile bir set oluşturdu. Bu reddiye genç kuşağın sarılacağı en büyük yılandı ve maalesef gençliği damarlarından zehirledi. Popüler olmanın verdiği bireysel haz, dinin geri planda kalmasına ve öğretilememesine sebep olunca toplumsal ahlak çöktü. Bu sebepten sosyal medya fenomenleri, Youtuberlar ve Influencerlar toplumsal ahlakı çökertti. Yaptırım uygulanmalı” dedi. “Instagram anneleri anneliği değersizleştirdi ve çocukları metalaştırdı”
Bu yapıların özelliklerine değinen Sosyolog Palabıyık, şunları ifade etti:
“Annelik hem kültürümüzde hem de dinimizde oldukça kutsal ve değerli bir kavramdır ve annelik, geleneğin en önemli parçasıdır. Annelik kavramı kadında içkindir ve tecrübe ile öğrenir. Fakat günümüzde Instagram anneliği diye bir kavram türetildi. Bu tip anneler, kendi evlatlarını medyanın metası haline getirmekten hiç çekinmiyor. Öz evlatları üzerinden görsel şovlarla para kazanıyor ve çocuklar, pazar ekonomisinin bir parçası haline getiriliyor. İlkokul çağına yaklaşan çocuklara giydirilen kıyafetler ve alınan eşyalar, asıl ürün olma vasfını kaybediyor ve çocuk bizzat asıl ürün yani meta haline getiriliyor. Ürünler, çocuğun bedeni üzerinden pazarlanıyor ve maalesef, bu pratik bir geçim ekonomisi olarak görülüyor. Bu tür aileleri takip eden aileler veya çocuklar, gördükleri ürünlerin kendileri için de aynı anlama geldiğine dair bir kanaate sahip oluyor ve böylece aile içi huzursuzluğun başlaması kaçınılmaz hale geliyor. Instagram anneleri, metalaştırdıkları çocukları için en fazla parayı veren şirketlerin ürünlerini öz evlatları üzerinden pazarlıyor. Emek kavramının hercai hale getirilmesi ile değer kavramı da anlamsızlaşıyor ve Instagram anneleri metalaştırdıkları çocuklarının mirasını yiyor.” “Parya fenomenler veya Influencerlar ahlaki olmayanı sıradanlaştırıyor”
Ahlak kavramının toplumsal bağlamının olduğunu ve toplum ile birlikte varlığını koruyabileceğini sözlerine ekleyen Palabıyık, “Unutulmamalıdır ki ahlak kavramı toplumsal bir olgudur ve toplum yozlaştıkça ahlak kavramı da aşınır. Hatta bir süre sonra ahlaki olmayan normal veya sıradan hale gelir. Fenomen yada Influencer olarak isimlendirilen kişilerin hesaplarından paylaştıkları görüntüleri gündelik hayatının parçası olarak gören takipçilerin benzer tavırlara yönelmesi yeni toplumsal kimlikler de oluşturuyor. Mesela, ‘göbeği açık’ moda takibi ülkenin her yerinde gündelik hayatın parçası haline gelerek yeni bir model tipi de oluşturabiliyor. Bu tür giyimlerin moda olanın bir parçasıymış gibi sunulması özellikle geleneğin korunduğu alanlarda, geleneğin hızlı biçimde aşınmasına sebep oluyor. Çünkü moda olanın, popüler olmanın bir parçası olarak kabul edilmesi bu tavrı zorunlu kılıyor ve yeni bir toplumsal tip, sözde moda ile ortaya çıkıyor. İslam dininin toptan reddettiği bu tür bir moda anlayışı batı dışı modernliğin bir parçası olarak da kabul görmüyor. Tamamen paryalaşmış moda biçimi olan yeni toplumsal tip, maalesef paryalaşmış fenomen ya da Influencerlar tarafından teşvik ediliyor. Artık bu paryalığa dur demenin, kontrol etmenin veya yaptırım uygulamanın zamanı geldi, hatta geçiyor. Yoksa birkaç yıla kadar ülkemizi emanet edebileceğimiz genç kuşağımız kalmayacak” şeklinde konuştu.