Sosyolog Adem Palabıyık, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun vizyon belgesini eleştirerek, "Yeni bir faiz devletinin kapılarının aralanması ülkemiz adına ciddi kayıplara sebep olacaktır” dedi.
İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Sosyolog Adem Palabıyık, Kılıçdaroğlu’nun iktisatçı danışmanlarının tekrardan faiz devletini istediğini belirterek, “Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin vizyon taslağını açıklarken özellikle ekonomi politikaları üzerinden ilerlemeyi hedefe koymuş görünüyor. Tabii ki ekonomik şartların gündelik hayatı belirlediği şimdiki zaman diliminde iktisadi söylemler üzerinden kafa yormak mantıklı gelebilir. Fakat en iyi iktisatçıların dahi teorik olarak yorumladıkları süreçlerin pratik karşılığında çöktüğü düzenlere çok fazla şahit olduk. Özellikle faiz politikalarının olduğu iktisadi teorilerin çokluğuna bakıldığında bahsi geçen isimlerin bu tür bir ekonomik süreci yürüten politikalar üzerine çalıştığını görebiliriz. Dolayısıyla Türkiye’nin izlediği düşük faiz politikasının ünlü iktisatçıların faize dayanan iktisadi teorilerinin hangi kısmında yer alacağını düşünmek, kanaatime göre önemli bir başlıktır. Normalde Keynesçi söylem üzerinden temellendirilen iktisadi teoriler, elbette devletin etkin politikalarının bir parçası olmalıdır ama faiz politikalarına yönelik teorik çalışmaların yoğun olduğu ekonomi ikliminde faiz politikalarını düşüren bir ekonomik yaklaşım varken, teorilerin tersi anlamında desteklenen isimlerin olmasının doğru olmadığı kanaatindeyim. Daha doğrusu, ülkemizin ekonomi politikalarının tersi bir bağlamı teorik süreçte ana hedef haline getiren isimlerin, özellikle ülkemizin ekonomisini hiç bilmeyen yabancı bir isimle birlikte çalışabilme ihtimalini çok düşük ve başarısız bir yaklaşım olarak görüyorum. Yeni bir faiz devletinin kapılarının aralanması ülkemiz adına ciddi kayıplara sebep olacaktır. Bahsi geçen isimlerin iktisadi anlayışlarına bakıldığında Batı modeli bir anlayışın olduğunu görüyoruz. Avrupa devletleri kazançlarını faiz politikaları üzerinden temellendirirken, düşük faiz ile devam eden iktisadi politikaların aksini savunarak ülkemizin ekonomi yönetimine talip olmak hem devlet hem de millet adına önemli bir kayıp olabilir” ifadelerini kullandı. “Uluslararası iktisat bağlamında teoriler her yerde başarılı olamaz”
Avrupa’nın iktisadi anlayışının özellikle iyi ve geçerli olduğuna dair büyük anlatının artık geçerli olmadığını belirten Palabıyık, “Bunu Rusya’nın doğalgaz krizi ile başlayan süreçte bizzat gördük. Ayrıca, Avrupa’nın sömürge düzeninin devam ediyor olması da ayrı bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Sömürü düzeni olmasa Avrupa’nın ayakta kalabilmesi mümkün değildi. Ülkemiz ise tüm kalkınma süreçlerini kendi başına ve sömürü düzenine dahil olmadan yürütüyor. Yani, adaletli bir iktisadi politika yürütmenin zorlukları ile şu an karşı karşıyadır. Bir de doğru ve güvenilir olanı yapma peşinde olan bir dış politikadan dolayı da bazı sorunlar ile karşı karşıya kalınmıştır. Çünkü ülkemizin adaletli tutumu, bazı devletlerin sömürü düzeninin yolunu kapatıyor. Hiçbir Avrupa ülkesinin bu tür problemleri yok, sınırları tehlike altında değil, terör örgütleri ile doğrudan mücadele etmiyorlar ve hiçbir Avrupa devleti 15 Temmuz gibi bir süreci yaşamadı. İşte Kılıçdaroğlu’nun iktisatçı danışmanlarının ortaya koyduğu iktisadi tutumlar, yukarıda ifade ettiğim politikalara sahip olan devletlerin iktisadi politikalarını destekleyen teorilerle ön plana çıkmıştır. Bu isimlerin, ülkemizin kalkınma politikalarında neyi nasıl destekleyeceklerine dair soru işaretleri mevcuttur. Bazı iktisatçıların yayınlarına baktığımızda ise Batı gözüyle doğu toplumlarının anlamlandırıldığını görebiliriz. Mevcut oryantalist bakışlarının, ülke ekonomisine katkı sağlayabilecek politikalara dönüşmesi kısa zaman almayacaktır. Teorik olarak tutarlılıkları Batı dünyasına göre doğru olan ekonomi düşünürlerinin pratikte Batı dışı bir ekonomik modele katkı sağlamalarının tutarlı ve rasyonel olması mümkün değildir. Hele ki, kendi çalışmasının ismini dahi başka bir çalışmadan alarak eklemelerle değiştirmiş ise” diye konuştu.