Olay anını ilk defa gazetemize anlatan Neccar, şunları söyledi:
Evime dönüyordum, şiddetli bir patlama sesi duydum ve o anda bir Türk zırhlısının alev aldığını gördüm. Hızla yanan zırhlıya yöneldim. Ben vardığımda yerde bir Türk güvenlik görevlisi vardı. Baktım şehit olmuştu. O an hiç tereddüt etmeden yanan araca girdim. İçeride üç kardeşimiz vardı ve bilinçlerini kaybetmek üzereydiler. Hemen teyzemin oğluna seslendim. Onunla birlikte üç görevliyi tahliye ettik. Aracın içerisi hem olağanüstü sıcaktı hem de duman sebebiyle zehir soluyorduk. Araç yanıyordu ve patlama tehlikesi vardı ancak ben o an içeri dalmakta hiç tereddüt etmedim.
Terör saldırısına maruz kalan üç güvenlik görevlisinin bir yandan da kan kaybettiğini belirten Hüseyin Neccar “Ambulansa haber verdik ancak bekleyecek durumda değillerdi. Hepsini arabama bindirip Mare Hastanesine götürdüm. İlk müdahaleleri orada yapıldı. Sonra da Türkiye’den özel ekip gelerek yaralı kardeşlerimizi naklettiler. Ben 17 yaşımdan beridir cephelerdeyim, vatanımı tehdit eden terör odaklarına karşı Türk askeri ile omuz omuza savaştık. Onlar rahat hayatlarını, ailelerini terk edip bizim özgürlük mücadelemize destek veriyorlar. Bizimle birlikte yaralandılar, şehit düştüler. Türk kardeşlerimize çok şey borçluyuz. O an bizim için bunca fedakârlığı göze alan o polisleri kurtarmaktan başka hiçbir şey düşünmedim" diye konuştu.