Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde yaklaşık 500 yıldır ata tohumu siyezin öğütüldüğü su değirmeni, yol yapım çalışması sırasında su kanalının tahrip edilmesi sebebiyle susuz kaldı. Köyde yaşayan vatandaşlar, 6 yıldır çalışmayan değirmenin çürümeye terk edildiğini söyledi. Kastamonu’nun İnebolu ilçesine bağlı Akkaya köyünde bulunan ve yaklaşık 500 yıldır çalışan su değirmeni, yol yapımı sırasında su kanalının tahrip edilmesi sebebiyle susuz kaldı. 2016 yılında İhsangazi ve Araç ilçeleri arasındaki yol yapım çalışmaları sırasında yapılan çalışmalarda, su değirmenine ulaşan ve çalışmasını sağlayan su kanalı zarar gördü. Suyun kesilmesi sebebiyle değirmen, 6 yıl önce durdu. İlçede 12 bin dekar alana ekilen ve buğdayın atası olarak bilinen siyez buğdayının işlendiği değirmenin susuz kalması ile çalışmadığını söyleyen köylüler, değirmenin ahşap yapılarının kuruması sebebiyle çürümeye yüz tuttuğunu söyledi. 2016 yılından beri su kanalının yeniden yapılmasını beklediklerini söyleyen vatandaşlar, asırlık tarihi değirmenin yeniden çalışması için yetkililerden yardım beklediklerini kaydetti. “2016 yılından beri su kanalının yapılmasını bekliyoruz”
İhsangazi’nin Akkaya köyü Değirmenbaşı Mahallesi’nde yaşayan 55 yaşındaki Ayhan Köse, değirmeni yeniden çalıştırmak istediklerini ifade ederek, “Köyümüzde bulunan su değirmeni bilinen geçmişi 500 yıllıktır. Bilinmeyen tarihi de vardır, daha eskide olduğu söylenir. Bu değirmende ata buğdayımız siyez işleniyor yıllarca. Fabrikaların olmadığı zamanlarda burada bütün çevre köyler buğdaylarını una çevirirdi. Ancak İhsangazi-Araç yolu yapımı sebebiyle değirmenize ait olan su kanalı yol geçtiğinden dolayı tahrip oldu. Yaklaşık 2016 yılından beri bekliyoruz yapılacak diye. Bir türlü yaptırıp değirmenizi çalıştıramadık. Biz ata buğdayı siyezi bu değirmenlerde işledik sürekli. Burada 4 tane değirmen var. Şu anda 2 tane kaldı. Bunların bizler tahrip olup kaybolmaktansa tekrar çarkı çevirip değirmeni çalışmayı istiyoruz. Bunun içinde kanalımızın yapılmasını istiyoruz. Yıllarca burasını çalıştırmak için uğraştık. Eskiden insanlar kanallarını imece usulü elleriyle temizlerlerdi. Şimdi makine ile kanalımızı temizlettirdik, her şeyi bitti ama su geçişi olmadığı için şu anda değirmenimiz çalışmıyor. Değirmenimizin tekrar çalışmasını istiyoruz” dedi. “Müracaat etmediğimiz yer kalmadı ama tüm girişimlerimiz çabasız kaldı”
Asırlık tarihi değirmenlerde suyun sürekli akmasının gerektiğini belirten Köse, “Değirmende suyun sürekli akması gerekiyor. Değirmen çalışsa da akması lazım çalışmasa da akması lazım. Burada sürekli su bulunması gerekiyor. Çünkü ağaçların sürekli yaş ve su içinde kalması gerekiyor uzun ömürlü olması için. Islak iken kuruduktan sonra ağacın artık ömrü bitiyor. Şu anda büyük bir kısmı değirmenin tahrip olmuş durumda. Ağaçlar artık çürümeye başlamış. Bu yüzden değirmenin çürümemesi ve çalışması için suyun sürekli akması gerekiyor. Fakat kanaldan değirmene gelmesi gereken su gelmiyor. Diğer taraftan bu su çaya akıyor, boş boş çaya akıyor şu anda. Biz imkanımız ile bu kanalı yoldan geçiş yaptırma şansımız yok. Zaten bunu Karayolları da kabul etmiyor. Kendileri kanalı yapacaklarını söylediler. Karayolları, müteahhit firma yapacak. Firma bize proje getirin diyor. Biz, dededen babadan kalma ata buğdayımızın işlendiği bu değirmen için ne projesi getirelim. Bizim kanalımızı zaten bozan sizlersiniz. Neyin projesini yapalım. O zaman biz yol istemiyoruz, siz bizim kanalımızı eski haline getirin. Proje ile falan işimiz yok. Ne yapmamız lazım bilemiyorum, türlü yerlere başvuru da bulunduk. Yetkililere başvurduk, Karayollarına gittik, CİMER’e yazdık. Başvurmadığımız hiçbir yer kalmadı, sonuçta bir çözüm yok, bir santim dahi ilerleme yok. Bugün git yarın gel, bizleri bu şekilde oyalıyorlar” diye konuştu. "Ağaçlarımız kurudu, bahçemizde ektiğimiz ürünler kurudu"
Su kanalının tahrip edilmesi sonrasında tarım arazilerini de sulayamadıklarını ifade eden Köse, “Köyümüzdeki bütün ağaçlar, meyveler, tarlalarımız bu sudan faydalanıyordu. Köyümüzün tüm arazisi buradan sulanıyordu. Şimdi su olmadığı için bütün meyvelerimiz kurudu, ağaçlarımız kurudu, bahçemizde ektiğimiz ürünler kurudu. Çok mağdur durumdayız. Bu mağduriyetimizin giderilmesini istiyoruz” şeklinde konuştu. “Bu değirmenler artık son değirmenler, bunlarda yok olmak üzere”
Eylül ayında İhsangazi’de herkesin ata tohumu siyez ürününü buğday haline getirmek için değirmenlere getirdiğinden bahseden Köse, “İhsangazi’nin bütün köyleri, bulgur zamanı olan şu mevsimde Eylül ayında hiç durmadan gece gündüz siyez yaparlardı. Şu anda artık bazıları siyez ekmekten vazgeçti. Bazıları fabrikalara götürmeye başladı. Tabii ki fabrikadaki ürün ile bu değirmendeki kadar verim alma şansı da olmuyor. Fabrikada değirmenden yukarıdan boğazına bir tane çuval boşaltıyorlar, alttan un olarak çıkıyor yarısı da bulgur oluyor. Ama bizim bu değirmende yaptığımız siyezin yüzde 85-90’ı bulgur olarak çıkıyor. Fabrikalarda birkaç defa verim elde edebilmeniz için çuvalı boşaltmanız gerekiyor. O zamanda fabrika zarar ediyor. Enerji harcıyor ama bizim burada doğal olarak akan sudan enerjimizi alıyoruz, öylelikle ürünlerimizi işliyoruz” ifadelerini kullandı.