Şırnak merkez Namaz Dağı eteklerinde bulunan ve kayıt altına alınan tarihi su sarnıcı terk edilmiş durumda. Araştırmacı Gazeteci Mesut Balta, “Antik Çağ dönemine ait olan su sarnıcı daha önce Diyarbakır Anıtlar Bölge Müdürlüğü tarafından kayıt altına alındı. Ancak eser tüm tescil kayıtlarına rağmen hala koruma altına alınmadı” dedi.
Şırnak merkez Namaz Dağı eteklerinde Antik Çağa ait olduğu değerlendirilen su sarnıcı bulundu. Araştırmacı gazeteci Mesut Balta, bulunan su sarnıcının Mısır piramitlerine benzediğini ve yoğun bir el emeği ile yapıldığını ifade ederek sarnıcın bir an önce koruma altına alınması gerektiğini belirtti. "Mısır piramitlerine benzetebiliriz"
Antik Çağ dönemine ait olan bu eserin Mısır piramitlerine benzetilebileceğini söyleyen Balta, "Şırnak’ın Gazi Paşa ve İsmet Paşa mahallerin kuzeyinde Namaz Dağının eteklerinde bulunmaktadır. Bu eser tamamı ile Antik Çağ dönemine ait bir eser olduğu için değerli olduğu su götürmez bir gerçek. Bu eseri ne ile karşılaştırabiliriz, bu eseri yine Antik Çağda inşa edilmiş Mısır piramitlere benzetebiliriz. Yoğun bir el emeği görülen ve işçilik görülen bu eser oldukça tarihi bir öneme de sahiptir. Bu eserin öncelikle ne olduğuna açıklık getirmek lazım. Halk arasında daha çok tandır şeklinde değerlendirilmesine rağmen aslında yapılan arkeolojik çalışmalardan bu eserin bir su sarnıcı olduğu tespit edilmiştir. Yani antik dönemde Şırnak’ta yaşayan insanlar bu eseri su depolama yeri olarak kullanmış ve buna göre bu taş blok böyle dizayn edilmiş. Bu eser binlerce yıllık geçmişe sahip olduğu zaten şeklinden belli oluyor” ifadelerini kullandı. "Sarnıç kayıt altında ancak, koruma altında değil"
Diyarbakır Anıtlar Bölge Müdürlüğü tarafından daha önce su sarnıcının kayıt altına alındığını ancak koruma altına alınmadığını belirten Balta; “Bu eserin bu güne kadar tescilli yapılan çalışmalar var. Diyarbakır Anıtlar Bölge Müdürlüğü şuan da bu eseri tescillenmiş çalışması var ve bu eser şuan resmi kayıtlarda yerini almış bulunmakta. Ama bu eserin şöyle bir eksikliği bulunmakta. Eser tüm tescillere rağmen koruma altına alınmamıştır. Bir kere bu eserin çevresi koruma altına alınıp dizayn edilmesi lazım. Peyzaj çalışması yapması lazım. Neden? Çünkü, bu eser dışsal saldırılara korunaklı hale getirilmesi gerek, bir peyzaj çalışması halinde yapıldığı zaman dünyanın her yerinde turist çekme kapasitesine sahip. Dolayısıyla dünyada standart eserlere verilen değer bu esere de verilmesi gerekiyor. Nihayetinde bu sadece Şırnak değil sadece ülkemiz değil tüm dünyanın bir mirası niteliğinde. Geçmişte burada yaşayan bir Karduk Krallığı geçmişi vardır. Bu eserin o döneme kadar tarihlenmesi söz konusu olabilir. Tabii buna yönelik ilerde arkeolojik araştırmalar bu eserin tarihini geçmişini rehberlerle ortaya koyabilir.
Bizim öncelikle kamuoyunda istediğimiz bu eserin el birliği ile koruma altına alınması ve çevresini yapılandırarak ziyaretçilere, turistlere uygun bir hale getirilmesi gerekmektedir. Böyle bir şey yapıldığında Şırnak’ın tanıtılması için en azında güzel bir gelişme olur. Ziyaretçilerle güzel ve doğru bir çalışma olur. Dünyanın her yerinde bu eserler koruma altına alınan eserler olarak karşımıza çıkıyor” şeklinde konuştu.