TİM, pandemi süreci ve sonrasında ticaretin yönünü çizmek hedefiyle 2020 yılından bu yana büyükelçilerle düzenlediği, ‘TİM Export Talks’ online panellerine devam ediyor. 2022 yılının ilk ‘TİM Export Talks’ paneli ‘Rusya’da Hangi Fırsatlar Var?’ başlığı ile düzenlendi. Panele Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Mehmet Samsar ve TİM Başkanı İsmail Gülle katıldı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Covid-19 sürecinde daralan uluslararası ticaretin etkilerini azaltmak ve süreç sonunda oluşacak yeni dünya düzeninde daha güçlü bir şekilde yer almak için çalışmalarını sürdürüyor. TİM, ihracatçı firmaların yurtdışı pazarlarındaki manevra kabiliyetlerini geliştirmek ve küresel pandemi salgını ile birlikte ihraç pazarlarındaki güncel gelişmelere ilişkin firmaları bilgilendirmek amacıyla TİM Export Talks programları düzenliyor. 2020 yılından beri büyükelçilerin katılımıyla düzenlenen ve Çin, Hollanda, ABD, Avrupa Birliği, Birleşik Krallık gibi ülkelerdeki fırsatların değerlendirildiği ‘TİM Export Talks’ online paneller serisine bu yıl da Rusya Federasyonu’na gerçekleştirilecek ihracat potansiyelinin ele alındığı panel ile devam etti. Panel, Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Mehmet Samsar ve TİM Başkanı İsmail Gülle’nin katılımıyla “Rusya’da Hangi Fırsatlar Var?” başlığı ile TİM’in sosyal medya hesaplarından canlı olarak gerçekleşti. Panelde, Rusya Federasyonu ekonomisinin salgın sonrasındaki durumu, iki ülkenin dış ticaretinde yaşanan gelişmeler ve gelecek döneme dair fırsatlar değerlendirildi. Daha sonra ise güncel gelişmelere ilişkin firmalara bilgilendirme sunumları yapıldı. “Türkiye’nin nasıl ki siyasi açıdan sürece kayıtsız kalması mümkün değilse, ticari ve ekonomik açıdan kayıtsız kalması da ihtimal dışıdır”
Türkiye’nin Karadeniz’den komşuları olan, derin ekonomik, siyasi, ticari ve kültürel ilişkilere sahip olduğu iki ülkenin savaşını yakından takip ettiklerini ifade eden TİM Başkanı Gülle, Türkiye’nin bu ülkelere gerçekleştirdiği ihracat ile ilgili şu bilgileri verdi: “Geçen yıl, Rusya’ya yüzde 28 artışla 5,8 milyar dolar, Ukrayna’ya yüzde 40 artışla 2,9 milyar dolar, Belarus’a yüzde 52 artışla 916 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. 2021 yılında, Rusya’dan 4,7 milyon, Ukrayna’dan 2 milyon, Belarus’tan 300 bin turist ağırladık. Karadeniz’den komşumuz olan iki ülke ve doğrudan sürece dahil olan Belarus, 10 milyar dolar ihracat gelirimize ve 5 milyar dolar turizm gelirimize doğrudan muhatap. Hal böyle olunca, Türkiye’nin nasıl ki siyasi açıdan sürece kayıtsız kalması mümkün değilse, ticari ve ekonomik açıdan kayıtsız kalması da ihtimal dışıdır” dedi. “İki ülkenin Dışişleri Bakanlarını Antalya’da, müzakere heyetlerini İstanbul’da buluşturmayı başaran diplomasimizle gurur duyuyoruz”
Yaşanılan zulümlerin görmezden gelindiği ve bir ülke ile halkının yalnızlaştırılması için her türlü yönteme başvurulduğu bir ortamda, Türkiye’nin makul ve mantıklı adımlar atmayı başarmış ender ülkelerden biri olduğunu vurgulayan TİM Başkanı Gülle, “Cumhurbaşkanımızın net bir şekilde ifade ettiği gibi ne Rusya’dan ne Ukrayna’dan vazgeçmemiz mümkün değildir. Türkiye, bu savaşta hem kendi çıkarlarını gözeten hem uluslararası güvenliğin sağlanmasına katkı sunan hem de bu savaşın bir an önce son bulması için girişimleri başlatan ara buluculuk esasıyla proaktif diplomasi yönetti. Büyükelçimiz Mehmet Samsar nezdinde, savaş halinde olan iki ülkenin Dışişleri Bakanlarını Antalya’da, müzakere heyetlerini İstanbul’da buluşturmayı başaran diplomasimizle gurur duyduğumuzu ifade etmek isterim. Barıştan yana tavrımızı tüm dünyaya gösterdikleri için hariciyemize şükranlarımı sunarım” şeklinde konuştu. “Savaş ihracatta sadece artışı engelledi”
Türkiye’nin barış için çabaladığı sırada, ihracat ailesi olarak bu savaşın ihtimal etkilerini ve çözüm yollarını aramaya koyulmuş durumda olduklarını dile getiren TİM Başkanı Gülle, savaşın henüz ilk günlerinde, Ticaret Bakanı Mehmet Muş riyasetinde sektör kurulu toplantısı gerçekleştirdiklerini ve tüm sektörlerin ihtimal sorunlarını değerlendirip alternatif yöntemler üzerinde çalıştıklarını söyledi. TİM Başkanı Gülle konuşmasını şöyle sürdürdü: “Geçen sürede ticari anlamda bazı önemli gelişmeler olsa da savaş tüm belirsizliğiyle devam ediyor. Kimi uluslararası kuruluşlara göre bu savaş dünya ekonomisinde yüzde 1’lik bir daralmaya neden olacak. Aynı zamanda ihracatımızın ana pazarları olan ABD ve AB ülkelerinde bir talep yavaşlaması da ihtimaller arasında. Hammadde ve enerji kaynakları açısında son derece zengin olan iki ülkenin savaşı, emtia fiyatlarında sert dalgalanmalar ve tedarik sorunlarını da ortaya çıkardı. Savaşın ihracatımıza dolaylı etkileri şöyle dursun, üç ülkeye de ihracatta maalesef ciddi sorunlar mevcut. Tamamı savaşla geçen mart ayında Rusya’ya ihracatımız yüzde 38, Ukrayna’ya ihracatımız yüzde 81, Belarus’a ihracatımızda yüzde 39 düşüş görüyoruz. İlk çeyrekteki performansa baktığımızda ise Rusya’ya ihracatımız geçen seneye göre değişmezken, Belarus’ta yüzde 4 artış, Ukrayna’da yalnızca yüzde 5’lik bir düşüş görüyoruz. Dolayısıyla şu an için, savaş ihracatta sadece artışı engelledi diyebiliriz. Ancak savaşın gidişatı, yakın zamanda bir barış atmosferini vadetmiyor”. TİM Başkanı İsmail Gülle, ihracatçıların taleplerini dile getirdi
Savaş nedeniyle Türk ihracatçısının maruz kaldığı, çözüm bekleyen meselelerin ve taleplerin olduğunu belirten TİM Başkanı Gülle, “Yolcu taşımacılığında hat ve sefer sayılarının artırılması, batılı ülkelerden yaptırıma maruz kalan Rus vatandaşlarını ülkemize çekmek adına faydalı olacaktır. Havayolu ile yapılan sevkiyatlarda daha rekabetçi fiyatlar uygulanması ve Samsun üzerinden gönderilen sevkiyatlarda yaşanan gümrük sorunlarının hafifletilmesi talepler arasında yer alıyor. Rusya’ya ihracatta lojistik sorunları da baş gösterdi. Deniz yolunun tamamen kapanmış olması, Avrupa rotasının çalışmıyor olması, tüm trafiği Azerbaycan ve Gürcistan’a yöneltti. Bu rotada da gecikmeler ve maliyet artışları ortaya çıktı. Ayrıca, ihracat bedellerinin yurda getirilmesi konusunda, yaptırımlar nedeniyle oluşan kur farkından dolayı meydana gelen birtakım sorunlar var” diye konuştu. “Barışın sağlanması için girişimlerini sürdüren hükümetimizi ve diplomatik temsilcilerimizi destekliyoruz”
Türkiye’nin, tarih boyunca yakın coğrafyasında çeşitli savaşları ve iç çatışmaları tecrübe ettiğini ifade eden TİM Başkanı Gülle, “İhracat ailesi olarak, her karanlığın sonunda aydınlık olduğunu en iyi bizler biliriz. O nedenle sabırlı ve temkinli bir şekilde yaşananları takip ediyoruz. Tek temennimiz, büyük bir insani drama sebep olan savaşın bir an evvel son bulmasıdır. Mal yerine gelir, ticaret düzelir ancak kaybedilen hayatlar geri getirilemez. Bu nedenle barış sağlanması için girişimlerini sürdüren hükümetimize ve diplomatik temsilcilerimize desteğimizi yineliyorum” dedi. “Denge unsuru politikamız bizim için önemlidir”
Tarih boyunca Ukrayna’nın batı ile doğu arasında bir çekişme bölgesi olduğunu belirten Türkiye Cumhuriyeti Moskova Büyükelçisi Mehmet Samsar, “Bu dönemde Osmanlı Devleti hep denge unsuru olarak ortaya çıkmaktadır. Bugünkü krizin çözüm aşamasında Cumhurbaşkanımızın önderliğinde ve Dışişleri Bakanımızın katkılarıyla Türkiye yine denge unsuru olarak ortaya çıkmaktadır. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi ne Rusya’dan ne de Ukrayna’dan vazgeçebiliriz. Bu yüzden buradaki denge unsuru politikamız bizim için önemlidir” şeklinde konuştu. “Hedefimiz 100 milyar dolar ortak ticaret hacmine ulaşmak”
Ekonomik ve ticari bağların Türkiye ile Rusya Federasyonu arasındaki ilişkilerde itici gücü oluşturduğunu ifade eden Moskova Büyükelçisi Mehmet Samsar “Rusya en önemli dış ticaret ortaklarımızdandır. 2021 yılında hemen hemen ilgili tüm dış ticaret akımlarında salgın döneminin menfi etkileri hızlı bir iyileşmeye bıraktığını hep birlikte gözlemledik. Artan ihracat performansımız ve toparlanan ithalatla birlikte 2021 yılında 34,7 milyar dolar gibi ikinci en yüksek ikili ticaret hacmine ulaştık. Ortak hedefimiz ikili ticarette yüzde 55’i aşan söz konusu artış performansını önümüzdeki dönemde pekiştirmek ve Cumhurbaşkanlarımızın hedef olarak tespit ettiği 100 milyar dolar üzerindeki ortak ticaret hacmine ulaşmak. Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak bizler iş adamlarımız ile birlikte bu yöndeki çabalarımızı sürdürmekteyiz. Türkiye ve Rusya arasındaki ekonomik ilişkiler sadece mal ticaretinden müteşekkil değil. İki ülke özellikle müteahhitlik hizmetleri, turizm alanında göstermiş oldukları ticaret ortaklığı ve iş birliği marifetiyle küresel hizmet ticareti akımlarında boy göstermekte. 2021 yılında inşaatçılarımızın üstlendiği 11 milyar doları aşan proje, Rusya’da üstlendiği toplam proje portföyünü 100 milyar dolara yaklaştırmış bulunmaktadır. Değerli iş insanlarımızın hizmet ticaretine yönelik katkılarının iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin gelişmesinde arz ettiği önemi vurgulamak ve bu vesileyle tüm dünyada örnek olarak gösterilen bu başarı için başta TİM Başkanı İsmail Gülle olmak üzere hepinize teşekkür etmek istiyorum” diye konuştu. Her ay 500’er milyon dolarlık yerel para kullanımı hedefleniyor
Ticari açıdan önemli hususların başında yerel paralarla ticaretin ve kredi kartlarının olduğunu aktaran Moskova Büyükelçisi Samsar, “2019 yılında yerel paralarla ticaret konusunda iki ülke arasında bir anlaşma imzalanmış vaziyetteydi. Bunun kullanılmasına başlanmıştı fakat bu dönemdeki kadar yoğun bir ihtiyaç bulunmamaktaydı. Son dönemde yerel paralarla ticaret bağlamında merkez bankaları arasında çok yakın ve sıkı bir görüşme süreci devam ediyor. Eğer her şey normal şekilde gerçekleşirse mayıs ayı itibari ile her ay 500 milyon dolarlık bir miktarda bir yerel para ticareti konusunda pilot projeler başlayacaktır. Burada tabi önemli olan yerel paraların kullanılması açısından dış ticarette bir denge olması gerekiyor. Elbette şu aşamada bizim Rusya ile ticaretimizde bu denge söz konusu değil ancak yerel paralarla ticareti artırdığımız takdirde bu dengeye doğru bir yaklaşım olacağını ümit ediyoruz. Buna yönelik ihracatçılarımızın özellikle son dönemde yapacakları sözleşmelerde yerel paralarla ticaretin gerçekleşeceğine yer vermelerinin önemli olduğunu düşünüyoruz” dedi. “Buradan ayrılan yabancı markalar Rusya’ya dönmek için çeşitli fırsatları değerlendirmeye çalışıyorlar”
Son dönemde kendilerine çok sayıda Türk giyim markasının Rusya’ya gelmesi yönünde taleplerin geldiğini dile getiren Moskova Büyükelçisi Samsar, “Bu yöndeki görüşmelerimizi devam ettiriyoruz. Önümüzdeki dönemde Türkiye’den heyetlerin buraya gelmesini daha fazla teşvik edeceğiz. Buradan ayrılan yabancı markalar Rusya’ya dönmek için çeşitli fırsatları değerlendirmeye çalışıyorlar. Bu aşamada bizim tanınan markalarımızın buraya gelmesi ve alışveriş merkezlerindeki yerini almaları bizim için çok önemli” ifadelerini kullandı.