Tiroit nodülü ve guatr tedavisinde iğne deliği kadar küçük bir yerden giriş yapılarak nodül yakılıyor. ’Tiroit ablasyonu’ yönetimi bu hastalıkların tedavisinde ameliyatsız bir çözüm sunuyor.
VM Medical Park Samsun Hastanesi Girişimsel Radyoloji Kliniği’nden Prof. Dr. Mert Köroğlu ve Endokrinoloji Metabolizma Hastalıkları Kliniği’nden Doç. Dr. Türkan Mete, tiroit nodülü ve guatr tedavisinde ameliyatsız bir yöntem olan ablasyon hakkında açıklamalarda bulundu.
Ablasyonun, tümörün ısı enerjisiyle yok edilmesi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Mert Köroğlu, “Avrupa’da birçok ülkede RF ve mikrodalga ablasyon tümör tedavisinde başarıyla kullanılmaktadır. Günümüzde ileri yaş veya ek hastalıkları nedeniyle ameliyat olamayan hastaların tedavisinde sıklıkla ablasyon yöntemlerini kullanmaktayız. Hasta ameliyat olmak istemiyorsa, nodül bası semptomlarına veya ciltten çok bariz şişliğe kozmetik sorunlara yol açıyorsa bu nodüller artık ameliyatsız olarak tedavi edilebiliyor. Endokrin ve girişimsel radyoloji doktorlarımız hastayı birlikte değerlendirmekte ve gerçekten gereken vakalara bu işlemin yapılması önerilmektedir. Ablasyon yönteminde önce lokal anestezi uyguluyoruz. Ultrason veya tomografi eşliğinde iğneyle girdiğimiz nodülü ısı enerjisi ile yakıyoruz. Yani hasta hemen hiç ağrı hissetmeden lokal anestezi ile tedavi edilebilmektedir” diye konuştu. Damardan rahatlatıcı ilaçlar verilebilir
Endişesi yüksek olan hastalara dilerlerse damardan rahatlatıcı ilaçlar da verilebildiğini vurgulayan Prof. Dr. Mert Köroğlu, “Hastalarımızla konuşarak işlemi gerçekleştiriyoruz ve birkaç dakika yutkunmamalarını istiyoruz. İşlem sırasında nodülün tamamen yandığını net olarak görüyoruz, bu tedavi başarısını anında bize kanıtlıyor. Genelde 1 ay sonrasında kontrolde nodül boyutu küçülüyor, bu da tedavinin etkinliğini gösteriyor. Sadece bir iğne deliği kadar küçük bir yerden giriş yapılıyor” ifadelerini kullandı. Kötü huylu nodüller mutlaka cerrahi olarak tedavi edilmeli
Tiroit bezinde etrafından kıvam olarak farklı yuvarlak veya oval oluşumlara nodül denildiğini söyleyen Doç. Dr. Türkan Mete, “Tek veya çok sayıda nodül olabilir. Nodüller rutin fizik muayene sırasında saptanabileceği gibi, hasta boynunda şişlik olarak fark edebilir. Tiroit nodülü; kötü huylu veya bu yönden riskli ise etraf yapılara bası yapıyor veya büyüme hızı bu riski doğuruyorsa, hızlı çalışıyorsa (hipertiroidi) hasta için ciddi estetik veya psikolojik kaygı yaratıyorsa tedavi edilmelidir. Nodüllerin ortalama yüzde 5’i kötü huyludur. Tanı tiroit ince iğne aspirasyon biyopsisi ile doğrulanır. Kötü huylu nodüller mutlaka cerrahi olarak tedavi edilmelidir. Etraf oluşumlara ciddi bası yapan veya hızlı büyüyerek buna neden olabilecek, hızlı çalışan veya ciddi estetik kaygı oluşturan hastalarda cerrahi tedavi düşünülebilir. Cerrahi tedavi ile tiroit bezinin tamamı veya nodülün bulunduğu tiroit lobunun alınması sağlanacaktır. Günümüzde bu grup nodüllerde, eşlik eden hastalıkları nedeni ile anestezi alması riskli olan veya ameliyat olmak istemeyen hastalarda nodül/ nodüllerin ‘radyofrekans ablasyon’ ile tedavisi güvenle kullanılabilmektedir. İşlem güvenli ve hızlı sonuç vermektedir. Unutmamak gerekir ki, işlemin kolay ve güvenli olmasını sağlayan, bu konuda deneyimli endokrinoloji ve girişimsel radyoloji ekibinin birlikte çalışmasıdır” şeklinde konuştu.