Kahreden kaza, dün saat 19.30 sıralarında Hacılar Harmanı Mahallesi’nde, KYK yurdunun yakınında meydana geldi. Aksaray Üniversitesi öğrencisi Tarih bölümü öğrencisi Mine Nur Uysal ve arkadaşı İrem Koyuncu, marketten alışveriş yaptıktan sonra kaldıkları yurda gitmek için yolun karşısına geçmek istedi. Bu sırada Gencay Kavlak yönetimindeki (23) 06 KFT 11 plakalı otomobil, Mine Nur Uysal'a çarptı. İhbarla kaza yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Kanlar içinde kalan Mine Nur, sağlık görevlilerinin müdahalesine rağmen kurtarılamadı. Mine Nur'un cenazesi, otopsi için Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı. Kazanın ardından sürücü Kavlak ise gözaltına alındı.
KATİL: GERİYE ÇIKACAĞINI SANDIM
Sürücü Gencay Kavlak (23) ise ilk ifadesinde, ''Yolda 2 kişi gördüm. Gazdan ayağımı çektim. Biri geriye çıktı. Çarptığım kişinin de geriye çıkacağını sandım, çıkmadı'' dedi.
"BEN GERİ ÇEKİLDİM"
Otomobili fark edip, son anda kurtulduğunu belirten İrem Koyuncu, ''Mine Nur ile birlikte karşıya geçecektik. Araba bir anda hızla geldi. Normalde bana çarpıyordu, ben geri çekildim. Arkadaşım da telefonla konuşuyordu. Ona hızla çarptı. Daha sonra bir hayli sürüklendi” dedi.
İrem Koyuncu, gözyaşları içinde polise yolun karşısına geçmek istedikleri yer ile çarpmanın şiddetiyle etrafa savrulan arkadaşı Mine Nur'un, cep telefonu ve başörtüsünün düştüğü yeri gösterdi.
ÖĞRENCİLER ÖNLEM ALINMASINI İSTEDİ
Otopsinin ardından cenazesi memleketi Burdur'a gönderilen Mine Nur'un, kaza anında babası Halil Uysal ile cep telefonuyla konuştuğu ortaya çıktı. KYK yurdunda kalan öğrenciler, yurt önünde toplanıp, kazanın meydana geldiği caddede önlem alınmasını istedi. Taziye yayınlayan üniversite yönetimi, bugün ve yarın yapılacak sınavların ertelendiğini duyurdu.
90 METRE SÜRÜKLENDİ
Polisin yaptığı incelemede otomobilin, Mine Nur'u 90 metre sürüklediği belirlendi. Gencay Kavlak’ın ilk ifadesinde, ''Yolda 2 kişi gördüm. Gazdan ayağımı çektim. Biri geriye çıktı. Çarptığım kişinin de geriye çıkacağını sandım, çıkmadı'' dediği belirtildi.
İNCELEME SIRASINDA 2 SÜRÜCÜYE CEZA
Kaza yerinde bugün yeniden inceleme yapan polis, ters yönde giden Şehmuz Özalp (28) yönetimindeki 52 AAE 409 plakalı kamyonet ile Ömür Gönen'in (59) kullandığı 68 HD 254 plakalı kamyonu durdurup, sürücülere uyarıda bulunarak, 5 bin 215'er lira idari para cezası uyguladı.
KOYUNLARININ BİR KISMINI SATIP KIZININ EĞİTİM MASRAFLARINI KARŞILADI
Aksaray'da yolun karşısına geçerken otomobilin çarpması sonucu yaşamını yitiren Mine Nur Uysal'ın, kaza anında telefonla konuştuğu babası Halil Uysal'ın, memleketleri Burdur'da çobanlık yaptığı öğrenildi.1'i kız 3 çocuk babası Halil Uysal'ın, Mine Nur'un üniversitede eğitime devam etmesi için beslediği kendi koyunlarından bir kısmını satıp, kızını Aksaray'a gönderdiği belirtildi. Mine Nur'un cenazesi bugün Burdur'un Gökçebağ köyü Karakaya Mezarlığı'nda defnedildi.
ÖĞRENCİLER YÜRÜYÜŞ YAPTI
Aksaray Üniversitesi öğrencileri ise KYK yurtlarının bulunduğu bölgedeki yolda gerekli tedbirlerin alınmadığı için Mine Nur Uysal'ın kazaya kurban gittiğini belirterek, kent meydanında yürüyüş yapıp, tepki gösterdi.
"MİNE’NİN TEK SUÇU, MARKETE GİTMEKTİ"
Protesto yürüyüşüne katılan aynı KYK yurdunda kalan öğrencilerden Derya Kızıler, tepkisini şöyle dile getirdi;
''Benim alt katımda Mine kalıyordu. Bu olay beni çok üzdü. Tek suçu markette gitmekti. Markete bırakın dışarı çıkmak en büyük hakkımız. Markete de mi gitmeyelim? Marketten yurda giderken olan bir kaza, araç sürücüsü çok hızlıymış. Yaklaşık 100 metre sürüklenmiş. Yol karanlık, bazen yanımızdaki arkadaşımızı dahi görmekte zorluk çekiyoruz. Yaya geçidi, kasis gibi hiçbir şey yok. Araçlar orada yarış yapıyor. Buna hepimiz şahit olduk. Benim arkadaşımın hayalleri vardı. Mine yalnız değil, artık öğrencilerin susturulmaması ve seslerinin çıkması lazım. Keşke olmasaydı. Ailesi gelecek, eşyaları odasında duruyor. Mine en son karşıdan karşıya geçerken babası ile konuşuyordu. Babasının olay anında sesini duydu. Sonra annesi tekrar aramış ama telefonu açan olmamış. Kazayı duyunca da yurttan hepimizin koşarak çıktık ve olayı gözyaşları içinde öğrendik.”
"ÖLMEK İSTEMİYORUZ"
Osman Bıyık ise "Dün bir kız kardeşimiz babasıyla telefonda konuştuğu esnada öldü. Kazanın yaşandığı yerde aydınlatma, üst geçit, ne de bir trafik ışığı vardı. Gerekli önlemler alınsın diye çok konuşuldu; ama hiç bir sonuç vermedi. Yok yere kaybedilen bir candan sonra bizler susamıyoruz. Kader değil. Bu ihmali kabullenemiyoruz. Yurt önlerinde boş sokaklarda tacizlere uğradık. Trafik magandalarına şahit olarak en sonunda canımızdan olduk. Bizler sadece okumak istiyoruz. Güvende olmak istiyoruz ve ölmek istemiyoruz. Ölürken bile bizi suçlayan bir yetkili istemiyoruz. Sıcacık koltuğunda oturup öğrencilere ahkam kesenleri istemiyoruz. Temel gıdayı dahi zor sağladığımız kantinler yüzünden dışarı çıkınca sorumlu tutulduk. 'Siz kızsınız vücudunuzu teşhir ediyorsunuz. Yurtta kantin var.' denmesi yerine suçunu kabul edip çözüm üreten yetkiler bekliyoruz” diye konuştu.