Niğde'de Ömer Halisdemir Üniversitesinde, tıp fakültesi öğrencilerinin eğitiminde kullanılan kadavraların çok az maliyetle daha uzun süre muhafaza edilmesini sağlayan teknik geliştirildi.
Tıp Fakültesi Anatomi Ana Bilim Dalın Dr. Öğretim Üyesi Hacı Keleş, AA muhabirine, sanayide, endüstride, diş dolgusunda ve kemik çimentosunda kullanılan ve her yerde kolaylıkla bulunabilen monomeri, bir takım kimyasallarla kadavranın emebileceği kadar incelterek tüm dokulara uygulamak için 2013'ten beri çalıştıklarını söyledi.
Denedikleri fare kadavralarında başarılı sonuçlar aldıklarını belirten Keleş, boyutuna göre işlemi yaklaşık bir ayda tamamladıklarını anlattı.
Geliştirdikleri solüsyon ve uyguladıkları teknik hakkında bilgi veren Keleş, şunları kaydetti:
"Bu teknikte öncelikle çürümenin önüne geçme aşaması var, sonrasında dokulardan suyu ve yağı arındıran alkol serisi dediğimiz bir aşama var. Bu aşamadan sonra dokularda bulunan su ve yağı en az düzeye indiriyoruz. Geliştirdiğimiz ve seyrelterek kullandığımız polimetil metakrilat (PMMA) isimli solüsyona doku ve organlarımızı tamamen gömdükten sonra sertleşmesini bekliyoruz. Sonrasında da kadavralarımızı elde ediyoruz."
Dr. Öğretim Üyesi Selim Çınaroğlu da tıp fakültesi öğrencilerinin eğitiminde kullanılan kadavraların saklama ve muhafazasının yüksek maliyetli olduğunu ve kullanılan kimyasallar nedeniyle öğrencilerin ve öğretim üyelerinin çalışmakta zorlandığını aktardı.
Bu nedenle böyle bir çalışmaya gereksinim duyduklarını dile getiren Çınaroğlu, geliştirdikleri kimyasallar ve uygulama yöntemi için patent müracaatında bulunduklarını bildirdi.
Çınaroğlu, geliştirdikleri teknikle kadavra saklamada kullanılan maliyetli cihazlarla bunların içerisine konulan zararlı kimyasallardan anatomi camiasını uzaklaştırmayı hedeflediklerine dikkati çekerek, "Aynı zamanda çalışmamız, depolamak için özel şart gerektirmiyor. Dokunun içerisinde ağırlık veren malzemeleri dışarıya çekebildiğimiz için 100 kilogramlık bir kadavrayı 27-30 kilograma kadar şeklini bozmadan düşürebiliyoruz. Yurt dışında bu tekniğe benzer örnekler var, onlarla rekabet edebilecek düzeye gelebileceğimizi tahmin ediyorum." ifadelerini kullandı.
Bundan sonraki süreçte insan dokularında ve tüm vücut kadavralarında çalışmaya ağırlık vereceklerine işaret eden Çınaroğlu, "Tıp fakültelerinde bir kadavrayı muhafaza etmek için çok büyük kadavra tankları veya havuzları, içine biraz da kimyasal koymak lazım. Kimyasal, havuz, ikisini bir arada düşündüğümüz zaman ortalama 70-80 bin lira belki daha fazla bir maliyet çıkacak. Kadavrayı almanın ve muhafaza etmenin ortalama maliyeti ise 200-250 bin lira bandında. Bizim getirdiğimiz yenilik bu şekilde kuru kadavralarla en azından kadavrayı muhafaza etmek amacıyla kullanılan kimyasalları ve kadavra havuzu gibi teknik malzemeleri ortadan kaldırma esasına dayanıyor." diye konuştu.
"Bir insan bedeni 3 bin liraya muhafaza edilebilecek"
Çınaroğlu, 2014'te işlem yaptıkları fare kadavrasında bugüne kadar herhangi bir bozulma, çürüme, kokuşma olmadığını belirterek, şöyle devam etti:
"Kadavralar kuru olduğu için üzerinde cerrahi aletlerle kesme, biçme, diseksiyon işlemi olmasa da en azından bir kalemle işaretleyip sonra tekrar silebiliyoruz. Bugüne kadar işlediğimiz fare örnekleri ortalama 100-150 lira gibi bir maliyet tutmuştur. Eğer bu teknikle bir insan bedeni muhafaza edecek olursak yaklaşık 3 bin lira gibi bir rakamla elde edeceğimiz kimyasallar, kadavrayı muhafaza etmek için yeterli olacaktır. Bu tekniği, Türk tıp ve anatomi camiasıyla tanıştırmak istiyoruz. Aynı zamanda uluslararası alanda bilim camiasına bu tekniğimizi tanıtmak istiyoruz. Artık anatomi anabilim dallarında yer alan sağlığı bozucu kimyasalların etkisinden tüm camiayı kurtarmak istiyoruz. Bu tekniğin esası, sanayide ve sağlıkta da kullanılan bir monomeri, kadavraya zorla emdirerek polimerleştirme, yani sıvı maddenin dokuya emdirilerek sonrasında kullanılan hızlandırıcılarla dokunun beraber sertleşmesini sağlama esasına dayanıyor. Bu sayede kuru, kokusuz, bozulmayan ve sergilenebilecek nitelikte kadavralar elde edebiliyoruz."
Bu çalışmayla ilgili makalenin, 27 Mart 2022'de Annals of Anatomy dergisinde yayınlandığını aktaran Çınaroğlu, ilerleyen günlerde ürünü ticarileştirerek, yurt dışı pazarlara açılmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.