Kültür ve Turizm Bakanlığı onaylı tek kadın bakır tel işleme sanatçısı unvanına sahip Sema Kansu, yapımı 3 ay süren 15 kilo ağırlığındaki Türk tipi savaş zırhları üretiyor. Bu zırhlarda yer alan motifleri modernize ederek bakırdan kostümler, takılar ve ev aksesuarları da üreten Kansu, Karşıyaka Halk Eğitim Merkezindeki kursiyerlerine zanaatini öğretiyor.
Bankacılığı bırakarak 2022 yılında bakır tel işleme sanatına yönelen Sema Kansu, Kültür ve Turizm Bakanlığı Somut Olmayan Kültürel Miras taşıyıcısı olarak bakır tel işleme sanatçısı unvanını aldı. Geçtiğimiz yıllarda Karşıyaka Halk Eğitim Merkezi Müdürü Fuat Korkmaz ile 17. yüzyılda kullanılan Türk tipi savaş zırhlarının yapımı için kolları sıvayan Kansu, yapımı 3 ay süren 15 kilo ağırlığındaki savaş zırhlarına yeniden hayat verdi. Bu zırhları modernize etmeyi amaçlayan bakır tel işleme ustası, Karşıyaka Halk Eğitim Merkezi kursiyerleriyle birlikte has bakırdan kostümler, takılar ve ev aksesuarları da üretiyor. Kansu’nun tasarımları, Türkiye ve dünyanın pek çok noktasında sergileniyor. Pandemi döneminde başladılar
Savaş zırhlarının atalardan gelen korunma yöntemleri olduğunu vurgulayan Kansu, “Biz de müzelerde yer alan bu kostümleri hayata uygulamış oluyoruz. Savaş zırhları, çok eski dönemlere dayanıyor. Türk tip örme zırhları; gövdeyi, dizleri, kolları, dirsekleri, omuzu, boynu korumak amacıyla 17. yüzyılda kullanılmaya başladı. O dönemlerde bu zırhların içine keten gömlekler dualar eşliğinde giyilirmiş. Pandemi döneminde müdürümüz Fuat Korkmaz’ın ile çalışmalara başladık. İzmir İl Milli Eğitim Müdürümüz Mücahit Yentür ve Karşıyaka Milli Eğitim Müdürümüz Kadir Kadıoğlu’nun desteği ve katkıları ile projelere devam ediyoruz” dedi. “Dizi ve filmlerde yer alırsa ses getirir”
Türk tipi savaş zırhlarının dizilerde yer alması için henüz girişiminin olmadığını ifade eden Kansu, “Ürünlerimiz eğer dizi ve filmlerde yer alırsa güzel ses getireceğimize inanıyorum. Dönem dizileri ve filmlerde yer alan kostümlerde elbette bazı yanlışlıklar var. Savaş kıyafetleri normalde çok parlak ve gösterişli değildir. Askerler savaşta sade giyer” diye konuştu. Savaş zırhı motiflerinden kadın kostümü
Savaşlarda kullanılan zırh motiflerinin her alanda kullanılabileceği düşüncesinden hareketle kostüm, takı ve ev aksesuarları üretmeye de başladıklarını belirten Kansu, şöyle devam etti: “Zırh yapımını başardıktan sonra aynı teknikle bunu başka alanlarda da kullandık. Biz savaş zırhı motiflerinden kadın kostümleri, ayakkabı ve çantalar, ev dekorasyonları yapıyoruz. Has bakırdan çalışarak eskiyen eşyaları bu şekilde geri dönüştürmüş de oluyoruz. Burada tekniği çok iyi bilmek, sabırlı olmak ve hayal kurabilmek önemli.” “Hissettiğimiz ağırlık 100 kiloyu buluyor”
Savaş zırhlarını giyerek Kansu’nun sergilerinde yer alan Beden Eğitimi Öğretmeni Ersan Şen de “Üzerimizde 15 kiloluk kostüm var. Ancak biz bazen saatlerce bu kostümleri taşıyoruz. Bu 15 kiloyu, gösteri sonunda taşıyamayacak hale gelebiliyoruz. Çünkü hissettiğimiz ağırlık neredeyse 100 kiloyu buluyor. Yine de tarihimizi canlandırmak çok güzel bir duygu. Kostümü giydiğimizde tüylerimiz diken diken oluyor. O dönemleri hayal ediyoruz” ifadelerini kullandı. “Gurur duyuyorum”
Karşıyaka Halk Eğitim Merkezi kursiyerlerinden Serdar Aydoğan, “3 yıldır bu kursa geliyorum. Emekli olduğumdan bu yana çeşitli kurslara gitmeye özen gösteriyorum. Burada savaş zırhları üzerine çalışmalar yapıyoruz. Yaptığım ürünleri görünce gurur duyuyorum” derken, Didem Başkaya da “Bu kursta 5. senem. Burada bir şeyler üretebilmek çok güzel bir duygu. Yaptığım ürünleri evimde kullanıyorum, arkadaşlarıma hediye yapıyorum. Özellikle Osmanlı dizilerinde kadınların giydiği kıyafetler ve takılar çok dikkatimi çekerdi. O ürünleri burada çalışmak güzel bir duygu” sözlerine yer verdi.