Madrid
Türk-İspanyol Sanayi ve Ticaret Odası tarafından "iki ülke arasında kültür-sanat köprüsü oluşturmaları" dolayısıyla ödüle layık görülen Pasion Turca şirketinin kurucuları Sinan Ufuk Nergis ve Vito Montaruli, AA muhabirine konuştu.
Tesadüflerle başlayan Nergis-Montaruli ortaklığının, bir dönem "Türkiye" deyince İspanyolların ilk aklına gelen, Antonio Gala'nın ünlü romanı Pasion Turca'dan (Türk Tutkusu) esinlenerek kurulduğunu anlatan Nergis, bu zamana kadar 2 bin 500'den fazla konser düzenlediklerini ve Türkiye'ye götürdükleri 250 kadar sanatçının çoğunluğunu İspanyolların oluşturduğunu söyledi.
Nergis, Madrid ve İstanbul merkezli şirketin 9 yıl (2006-2015) Türkiye'nin İspanya'daki tanıtımını da yürüttüğünü hatırlatarak, "Türkiye'yi bir marka haline dönüştürmek bizler için çok gurur verici." dedi.
Ana Belen, Paco de Lucia, Montserrat Caballe, Diego el Cigala, Aido Gomez, Monica Molina, Azucar Moreno gibi İspanya'nın çok sayıda ünlü ismini Türkiye'ye götürdüklerini kaydeden Nergis, İspanya'ya da Sezen Aksu, Mercan Dede, Burhan Öçal, Galata Mevlevihanesi, Harem, Erkan Uğur, Kudsi Ergüner gibi Türk sanatçıları getirdiğini aktardı.
Nergis, Türkiye'ye götürdüğü İspanyol sanatçılardan Ana Belen'in Aya Sofya'nın önünde, David Delfin'in Nemrut Dağı'nın tepesinde, Rosario Flores'in Efes'te, Azucar Moreno'nun Dolmabahçe Sarayı'nda, Monica Molina'nın Ortaköy Camisi önünde fotoğraflarının İspanyol toplumunda çok olumlu izler bıraktığını vurgulayarak, "İspanya'daki ünlülerin imajlarıyla Türkiye'nin güzel imajlarını buluşturduk. Bunlar bizim büyük bir haz ve gurur duyduğumuz projeler oldu." diye konuştu.
Türkiye ve İspanya'da ilk konserleri organize etmeye başladıkları 2000'lerin başlarında her iki toplumun da bir beklentisi olmadığını ancak karşılıklı mükemmel bir enerji olduğunun farkına vardıklarını dile getiren Nergis, şöyle devam etti:
"Aslında, Akdeniz'in iki ucu olarak Türkiye ve İspanya birbirine çok benzerlik gösteriyor. Bizim yaptığımız beklentisiz bir sevgi yaratmak oldu. Türkiye, İspanyol sanatçıların geldiği bir destinasyon oldu. İki coğrafyanın bu kadar yakınlaşmasını sağlayan sanatçılarımıza çok teşekkür ederim."
"Hayalim, Türkiye'nin sürekli kendini anlatma gereksinimi olmayan bir imaja sahip olması." diyen Nergis, Türkiye'nin bir daha "Türkiye böyledir, sanatçımız, kültürümüz, yemeğimiz şöyledir" demeye gerek duyulmayacak bir imaja sahip olması gerektiğini söyledi. Nergis, Türkiye'nin birçok insanın farkında olmadığı değerleri ve güzellikleri olduğunu vurgulayarak, "Umarım Türkiye, İspanya'da her zaman akla gelen bir ülke olur." ifadesini kullandı.
Vito Montaruli, Türk sanatseverleri Zarzuela ile tanıştırmak istiyor
Pasion Turca'nın İtalyan ortağı olan ve 34 yıldır Madrid'de yaşayan Vito Montaruli ise "Türkiye ile İspanya arasında karşılıklı kültürel ve sanatsal ilginin artmasında bizim de bir payımız olmasından mutluyuz." şeklinde konuştu.
Uzun yıllar dans gruplarının ve dansçıların menajerliğini yaptığını ve ilk olarak 1995'te Türkiye'ye bir grup götürdüğünü anlatan Montaruli, "Hiçbir zaman böyle bir ortaklığı, Türk pazarında iş yapmayı düşünmemiştim. Türkiye benim için havuza atlayıp (Hadi bakalım. Nereden çıkacağım) der gibi bir macerayla başladı ama çok güzel bir proje oldu." dedi.
Türkiye'yi, çok sevdiğini belirten ve çok güzel müziklerin olduğu bir ülke şeklinde değerlendiren Montaruli, "Türklerin zevklerini hemen öğrenmek kolay değil. Yavaş yavaş ilerledik. Türkiye'de iş yapmak benim için her zaman bir meydan okuma gibi oldu. Türkiye'ye Flamenko'yu ilk götüren biz olduk ama biz İspanyol sanatçıları Türkiye'ye sadece konser vermek ya da kendi reklamları için götürmedik. Bizim götürdüğümüz sanatçıların Türkiye hakkında konuşmasını, tanıtımını yapmasını da sağladık." diye konuştu.
Montaruli, İspanyol kökenli müzikal tiyatro Zarzuela'nın henüz Türkiye'de tanınmadığını, Türk sanatseverleri Zarzuela ile tanıştırmayı çok arzu ettiğini de sözlerine ekledi.