Brüksel
Anlaşmalara Türkiye adına Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, AB adına ise Avrupa Birliği Komisyonu Yenilikçilik, Araştırma, Kültür ve Gençlik Komiseri Mariya Gabriel imza attı. Kaymakcı'ya Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ile Türkiye Ulusal Ajansı Başkanı İlker Astarcı eşlik etti.
Bakan Yardımcısı Kaymakcı, imza töreninin ardından AB Komisyonu binası önünde gazetecilere açıklama yaptı.
Türkiye'nin AB adayı ve Avrupa ülkesi olarak bu programlarda uzun yıllardır yer aldığını, 2014-2020 döneminde AB'nin 8 program ve ajansına katıldığını hatırlatan Kaymakcı, 2021-2027 döneminde bu sayının 13 olacağını söyledi.
Bugün imzalanan anlaşmalardan Ufuk Avrupa programının önemine işaret eden Kaymakcı, "Bu program ufkumuzun Avrupa ve AB üyeliği olması gerektiğini gösteren program. Çünkü Avrupa'da artık yenilikçilik, araştırma faaliyetleri hızlı ilerliyor. ABD ile ciddi bir yarış var ve Türkiye de bu yarışın içinde Avrupa kıtasının aktörü olarak hem bu programdan yararlanıyor hem de katkı sunuyor." dedi.
Kaymakcı, Ufuk Avrupa programında 96 milyar avroluk bütçenin katılımcı ülkelere sunulduğunu, katılımcı ülkelerin de ulusal katkı sunmalara gerektiğini aktardı.
Erasmus+ anlaşmasının imzalanması sorunu çözecek
Erasmus+ programıyla ilgili anlaşmaya ilişkin de Kaymakcı, "Bu program özellikle Türk gençleri için çok değerli." ifadesini kullandı.
Kaymakcı, "Önümüzdeki 2-3 ay içinde bu anlaşmayı yürürlüğe koyarak şu anda bazı Avrupa ülkelerinde mağdur durumda olan öğrencilerimizin sıkıntılarını aşmak istiyoruz." diye konuştu.
Türkiye'deki üniversitelerin Türkiye henüz Erasmus+ anlaşmasına katılmamış olmasına rağmen gençlerin geri kalmaması amacıyla 2020'de kullanmadıkları fonları kullandırdığını kaydeden Kaymakcı, üniversitelerin 2021 programında AB ile anlaşma imzalandığında ve fon geldiğinde öğrencilere destek olmayı planladığını, bu nedenle bazı öğrencilerin zor duruma düştüğünü hatırlattı.
Kaymakcı, "Üniversitelerimiz, Ulusal Ajansımız, büyükelçiliklerimiz ve başkonsolosluklarımız bu öğrencilere her türlü desteği veriyor. Bu anlaşmanın imzalanmasının bu sorunu çözeceğini vurgulamak isterim." dedi.
"Gençlerimizin Avrupa coğrafyasında dolaşımı değerli"
Avrupa Dayanışma Programı (ESC) hakkında bilgi veren Kaymakcı, Türkiye'nin 3 yıldır katıldığı programda kişilerin gönüllülük temelinde Avrupa ülkelerinde faaliyetlerde bulunduğunu veya yabancı dil öğrenebildiğini, eğitmenlik yapabildiğini belirtti.
Kaymakcı, "Gençlerimizin Avrupa coğrafyasında dolaşması, deneyim kazanması aynı zamanda Türkiye'yi anlatması bizim için çok değerli." değerlendirmesinde bulundu.
"Avrupa'yı Erasmus kuşağı şekillendirecek"
AB'de Türkiye'nin yer aldığı 13 program içinde insanlara en fazla dokunan ülkelerin geleceğini en fazla etkileyen programların Ufuk Avrupa, Erasmus+ ve ESC olduğunu vurgulayan Kaymakcı, şunları söyledi:
"Bu programlarda aynı zamanda Yeşil Türkiye ve Yeşil Avrupa, Dijital Türkiye ve Dijital Avrupa hedefi de var. Bu programlarla gençlerimiz daha hareketli olacak. Araştırmacılarımız, akademisyenlerimiz, özel sektörümüz, sanayi ve ticaret odalarımız, engellilerimiz, sanatçılarımız, sporcularımız, çıraklarımızı, kalfalarımız bu programlardan kapsamlıca yararlanacak. Sadece Erasmus ve ESC'de 700 bin vatandaş yararlanıcı konumundaydı. 550 bin vatandaşımız diğer Avrupa ülkelerine gitti. 150 bin diğer Avrupa ülkeleri vatandaşı da Türkiye'ye geldi, Türkiye'yi tanıdı. Erasmus kuşağı Avrupa'yı giderek şekillendiren bir kuşak olacak. Biz Ulusal Ajans olarak gurur duyuyoruz çünkü Avrupa'nın en çok başvuru alan, proje yapan ülkesiyiz. Bu programlar Türkiye'nin geleceğine, Avrupa'nın geleceğine yapılmış değerli yatırımlar."
Türkiye'nin Avrupa'ya katacakları var
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal da Ufuk Avrupa 2020 kapsamında Türkiye'nin kattığı ulusal bütçesinden çok daha fazlasını geri aldığını söyledi.
Ufuk Avrupa programının Türkiye için önemini anlatan Mandal, "Türkiye artık sadece faydalanıcı olmanın ötesinde bu süreçte artık ana aktörlerden bir tanesi." dedi.
Prof. Dr. Mandal geçmişte bilim, teknoloji, yenilik kavramları sorunların çözümünde kolaylaştırıcı olduğunu bugün ise zorunluluk haline geldiğini belirterek "Bizim Avrupa'dan alacaklarımızın yanında Avrupa'ya katacaklarımız da var. Türkiye'deki araştırma ekosistemi buna özellikle son 2 yıldaki çalışmalarıyla hazır olduğunu gösterdi. Türkiye bu süreçte artık takip etme noktasında değil, takip edilen olma noktasında da hazır." dedi.
"Her yıl 60 bin insanımız Erasmus+ programından faydalanıyor"
Türkiye Ulusal Ajansı Başkanı İlker Astarcı ise "Sayın Cumhurbaşkanımızın 2004 yılında 'Gençlerimiz de bu programdan istifade etsin, Erasmus programına biz de girelim' demesiyle, verdiği talimatlarla 17 yıldır Türkiye Umlusal Ajansı olarak AB Komisyonunun Erasmus+ ve 2019'dan itibaren de Avrupa Dayanışma programını yürüten kurumuz." diye konuştu.
"Her yıl yaklaşık 60 bin insanımız Erasmus+ programından istifade ediyor." diyen Astarcı, bunun yaklaşık 20 binini üniversite öğrencileri, 10 binini lise öğrencileri, 10 binini öğretmenler, 20 binini de vakıf, sivil toplum kuruluşları, dernek kamu kurumları gibi karma katılımcıların oluşturduğunu aktardı.
Astarcı, 2027'ye kadar bütçelerinin artacağını, "Gençlerimiz müsterih olsunlar. Önümüzdeki yıllarda daha fazla Erasmus+ imkanları kendilerine sunulacak." ifadelerini kullandı.
Astarcı, Erasmus+ programını yürüten 33 ülke bulunduğunu, Türkiye'nin en fazla proje kabul eden ülke olduğunu, 12 bini aşkın projeyle 6 bin 500 proje sahibi İtalya'nın önünde yer aldığını anlattı.
Türk vatandaşlarının bu programlara ilgisinin yüksek olduğunu vurgulayan Astarcı, gelecek yıllarda daha fazla kişinin bu programlardan faydalanması ümit ettiğini dile getirdi.