Türkiye, madenler bakımından zengin bir ülke olmasının yanında, bazı madenler bakımından da dünyanın önemli ülkeleri arasında yer alıyor. Özellikle AK Parti hükümetleri döneminde önemli gelişmeler kaydedilmiş, madenlerden elde edilen katma değerde büyük artış sağlandı.
Madencilik 2009 yılında ekonomiye 11 milyar TL'nin üzerinde katkı sağlarken 2019 yılına gelindiğinde bu değer 4 kat artarak 46,7 milyar TL üzerine çıktı. Türkiye’de madenciliğin ekonomiye katkısı 2020 yılında ise 59,2 milyar TL’ye ulaştı. Maden ihracatı 2020 verilerine bakıldığında gelirin büyük bölümünün doğal taşlardan elde edildiği görülüyor.
TÜRKİYE, MİLLİ ENERJİ VE MADEN POLİTİKASI’NI BAŞLATTI
Ülkelerin kalkınmaları ve yaşam seviyelerinin belirleyicisi olarak kabul edilen sanayi, enerji ve tarım sektörlerinin temelini oluşturan faktörlerin başında madencilik geliyor. Bağımsız ve milli ekonominin sağlanabilmesi, milli enerji politikalarının dolayısıyla yerüstü ve yeraltı kaynaklarının bağımsızca kullanabilmesi ile mümkün. Bu anlamda Türkiye, savunma sanayi başta olmaz üzere Milli Enerji ve Maden Politikası enerji bağımsızlığı için de kollarını sıvamış durumda.
FOSİL YAKITTAN YENİLENEBİLİR ENERJİYE
Dünyada son 10 yılda hızlanan dijital dönüşüm süreci, enerji ve hammadde kalitesi nedeniyle madencilik ön plana çıkmış durumda. Dünya genelinde fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjiye geçiş süreçleri de bu manada önem kazandı. Bu nedenle nikel, kobalt, lityum, NTE ve bakır gibi metaller daha yaygın ve fazla kullanılmaya başlandı.
Türkiye ise hem kaynak hem de kaynak çeşitliliği bakımından önemli bir konumda yer alıyor. Maden kaynakları göz önünde bulundurulduğunda Türkiye, bor, mermer, trona, feldspat, barit, alçıtaşı, krom, çimento gibi hammadde kaynakları açısından Dünya’da ilk 5'te yer alıyor. 2020 verilerine göre rezerv sıralaması açısından bor madeninde Türkiye birinci sırada yer alırken trona madeni sıralamasında ikinci sırada bulunuyor.
TÜRKİYE, 90 MADENİN 70’İNE SAHİP
Altın, gümüş, nikel, alüminyum, demir, bakır, kurşun, çinko ve antimuan çok çeşitli maden kaynaklarına ev sahipliği yapan Türkiye, uluslararası kaynaklara göre 90 çeşit tabii kaynaktan 70’ine ev sahipliği yapmakta ve 60 madenin ticaretini yapıyor. Dünya mineral grupları ve hidrokarbon üretiminde 22’inci sırada yer alan Türkiye, bulunduğu jeolojik kuşak itibariyle ise 8’inci konumda.
Dünya bor madeni rezervinin yüzde 72’sine sahip Türkiye, feldispat ve pomza dünya birincisi; trona/soda külü, krom ve linyit dünya ikincisi; agrega üretiminde dünya üçüncüsü; manyezit ve perlit dünya üçüncüsü; bentonit, diatomit ve jips/alçı taşı dünya dördüncüsü; stronsiyum dünya beşincisi; vermikülit, antimuan ve çimento dünya altıncısı; zeolit, barit, kireç ve kurşun dünya sekizincisi; kaolen ve tuz üretiminde dünya dokuzuncusudur. Ayrıca Türkiye’nin dünya altın üretimindeki payı ise %2,1 düzeyindedir.
MADENCİLİK SEKTÖRÜNÜN ÜLKE EKONOMİSİNDEKİ YERİ
2000’li yılların başında Türkiye’nin Gayri Safi Milli Hasılası’nda yüzde 0,82’lik bir yere sahip olan madencilik sektörü yaptığı atılımla birlikte 2020 yılında bu oranı yüzde 1,17 kadar çıkardı.
2001 yılında 608 milyon dolar olan Türkiye’nin maden ihracatı, 2020 yılına gelindiğinde 4 milyar 68 milyon dolara yükselerek 6,69 kat artış gösterdi. Rekor seviye ise 4 milyar 870 milyon dolar ile 2013 yılında görüldü.
Maden ihracatının toplam ihracat içindeki payına bakıldığında 2001’de %1,71 olan oran, 2020 yılında %2,53, 2021 yılında %2,60 olarak gerçekleşti. 2013 yılında yüzde 3,21 ile rekor seviyeye ulaşıldı. 2002 yılında yüzde 56,98 olan maden ihracatının ithalatı karşılama oranı, 2020 yılına gelindiğinde %86,24’e yükseldi. En yüksek oran ise yüzde 87 ile 2013 yılında görüldü.
MADENCİLİK SEKTÖRÜNÜN DIŞ TİCARETE ETKİSİ
Türkiye’nin 2021 yılı maden dış ticareti incelendiğinde, maden ihracatının 2020 yılına göre %36,88 oranında artarak 5,5 milyar dolar, ithalatın ise %62,53 oranında artarak 7,6 milyar dolar olarak gerçekleştiği görülmektedir. Buna göre, ihracatın ithalatı karşılama oranı %72,63, madencilikte dış ticaret açığı ise 2,09 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.
Maden ihracatında öne çıkan ülkeler; Çin, ABD, İspanya, Bulgaristan, Belçika, İtalya, Hindistan, İsveç, Fransa, Romanya ve Almanya’dır. Maden ithalatında öne çıkan ülkeler; Rusya Federasyonu, Kolombiya, Brezilya, Avusturalya, İsveç, Ukrayna, ABD, Güney Afrika Cumhuriyeti, Finlandiya, Hindistan ve Çin’dir.
TÜRKİYE ALTIN ÜRETİMİNDE UÇUŞA GEÇTİ
İlk çağlardan beri insanların en çok ilgisini çeken madenlerin başında ise altın geliyor. Dünya altın rezervinin yüzde 2’sine sahip Türkiye, kişi başına altın satın almada dünyada ilk sıralarda yer alıyor. Türkiye, devreye aldığı yeni işletmeleriyle başlangıçta 1,4 ton/yıl olan altın üretimini, 2020 yılında 42 ton/yıla yükseltti. Bu rakamın yıllık 50 tona kadar çıkabileceği tahmin ediliyor.
Türkiye’de bugüne kadar gerçekleştirilen altın projelerine yerli ve yabancı yatırımcılar, yaklaşık 2 milyar dolar arama çalışmalarına, 5 milyar dolar da tesis yatırımlarına harcadı. Bu yatırımlar ile 13 bin kişiye istihdam sağlandı.
TÜRKİYE’NİN HAMLELERİNDEN RAHATSIZ OLDULAR
Türkiye’nin enerji ve madencilik hamleleri birçok alanda olduğu gibi altın madenciliğini konusunda da bazı kesimleri rahatsız etmiş durumda. Bunların başında da altın aramalarında siyanür kullanıldığı iddiası geliyor. Çünkü altın madeni aramalarında kesinlikle siyanür kullanılmıyor.
SİYANÜR AYRIŞTIRMA AŞAMASINDA KULLANILIYOR
Siyanür, altının aranmasında değil, ayrıştırılmasında bir başka ifade ile üretiminde kullanılıyor. Yığın liçi yönteminde siyanür çözeltisinin kullanılacağı alanlarda sızdırmazlık için önlemler alınmadan üretim başlatılmaz. Bu nedenle toprakların kirlenmesi diye bir şey söz konusu değil.
ÇANAKKALE’NİN YÜZDE 79’UNUN MADEN İÇİN RUHSATLANDIRILDIĞI İDDİASI
Verilere göre 100 tane maden arama ruhsatından yaklaşık 1 tanesi maden işletmesine dönüşüyor. Altın madenciliğinde ise 350 maden arama ruhsatından 1 tanesi altın madenine dönüşmekte. Aramalar sonucunda bir şey keşfedilemeyen sahalar ihalelik saha konumuna düşmekte. Bu nedenle yüz binden fazla ruhsat tekrar ihaleye açılmak üzere ihalelik ruhsat deposunda bekletiliyor.
Türkiye’de orman alanlarının “on binde 1,2 si” altın üretimi için geçici olarak kullanılıyor. 22. 700. 000 hektar orman alanlarımızın sadece 2782 hektarı altın üretimi için geçici olarak kullanılmaktadır.
TÜRKİYE’DE ÜRETİLEN ALTINLAR YURT DIŞINA GİDİYOR İDDİASI
Türkiye’de madenlerden üretilen altın külçelerinin yurt dışına satılması yasaktır. Üretilen altın külçeler ancak altın rafinelerinde satılabiliyor. Altın haline getirildikten sonra Borsa İstanbul’da satılmakta. Satın almada T.C Merkez Bankası’nın alım önceliği bulunuyor. 2020 yılında Türkiye’de üretilen 42 ton altın için 2,4 milyar dolarlık bir döviz tasarrufu sağlanmış durumda.
MİLLİ PARKLARDA MADENCİLİK YAPILIYOR İDDİASI
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü’nün TBMM Madencilik Araştırma Komisyonu’nda iddialara yanıt olarak yaptığı açıklaması konuyu özetler mahiyetteydi:
“Kaz Dağı Milli Parkı’nın bir karışında bile ne bir maden arama faaliyetine ne de madencilikle ilgili bir faaliyete izin verilmemiştir. Bütün faaliyetler tamamen Milli Park sınırları dışındadır. Kaz Dağı’nın her yeri Milli Park olmadığı için kamuoyu zanneder ki, “Kaz Dağları’nda” altın çıkarıyorlar. Milli Park sahası içinde ne işletme, ne arama, ne de bununla ilgili bir izin verilmemiştir. Milli Parklarla ilgili kamuoyunda bilinen hususlar gerçek dışıdır.”