Gazeteci Mehmet Akif Ersoy, Ukrayna-Rusya savaşında medyanın rolüne dair İstanbul Üniversitesi İletim gazetesine açıklamalarda bulundu. Günümüzde internet ve sosyal medya sayesinde savaş bölgesinden daha çok görüntü ve haber aldığımızı fakat bu durumun dezenformasyona oldukça açık olduğunu söyleyen Ersoy, “Aynı zamanda bu bir medya savaşı. Ama batının medya aygıtları çok daha güçlü olduğu için etki gücü çok daha yüksek olduğu için Rusya’nın bunla mücadele etmesi mümkün değil” değerlendirmesinde bulundu.
İşte Mehmet Akif Ersoy’un o açıklamaları…
Günümüzde internet ve sosyal medya sayesinde savaş bölgesinden daha çok görüntü ve haber aldığımızı fakat bu durumun dezenformasyona oldukça açık olduğunu söyleyen Ersoy, ‘’Savaş bölgesindeki sivil halk veya askerler tarafına göre paylaşım yapar. Ayrıca sosyal medya çok fazla bilginin olduğu ve çok fazla bilgi kirliliğinin olduğu bir mecra. Ukrayna diye paylaşılan görüntülerin bambaşka bir ülkeden olduğu ortaya çıkıyor, montaj görüntüler ve asılsız haberler devamlı paylaşılıyor. Ukrayna savaşına dair bütün dünyanın uluslararası haber ajanslarının servis ettiği ve yalan olduğu ortaya çıkan bir sürü şey oldu.’’ dedi.
Sosyal medyanın sınırsız özgürlük sunmadığını ve sitelerin kullanıcılara özgürlük diye belirttiği sınırlar içinde kaybolduğunu söyleyen Mehmet Akif Ersoy, sosyal medya sitelerinin çıkarlarına dokunulduğu anda sosyal medyanın özgürlüğünün oldukça kısıtlı olduğunu, ‘’Trump’’ örneğindeki kullanıcı hesabının kapatılması, kısıtlanması gibi sonuçlar yaşandığını belirtti.
Krizin bize çok şey öğrettiğini söyleyen Mehmet Akif Ersoy: ‘’Kendi savunma sanayimizi ve medya gücümüzü geliştirmemizin, meselelere Türkiye merkezli bakabilecek ve bunu küresel düzeyde de yönetebilecek aklı başında soğukkanlı diplomatlara, gazetecilere, akademisyenlere, bürokratlara ihtiyacımızın olduğu gerçeğini bir kez daha gösterdi.’’ diye konuştu.
SAVAŞ BÖLGESİNDEN YETERİNCE HİKÂYE GÖREMEDİK
Savaş gazetecilerinin tek görevinin bölgedeki askeri olayları bildirmek olmadığını ifade eden Ersoy, ‘’Orada merak ettiğimiz ve etmediğimiz bir sürü olay var. İnsanlar savaşa nasıl uyum sağlıyor, milletvekilleri savaşın içinde mi, sağlık çalışanları nasıl hareket ediyor, kadınlar kriz bölgesinden ayrıldıysa kadın sağlıkçılar da gitti mi, gıda tedariki nasıl sağlanıyor, doğalgaz boru hatlarıyla alakalı bir sorun var mı, kesildi mi kesilmedi mi, veriliyor mu veriliyorsa orada çalışan personeller ne yapıyor, insanların evine faturalar geliyor mu, okullar kapandı mı, öğrenciler ne yaptı… Ukrayna Milli Eğitim Bakanı’nın kaç açıklamasını okuduk? Hiç okumadık. Benim aklıma gelen burada bir sürü soru var. Bu sorulara yanıt almamız lazım. Biz ‘Kiev’e bomba yağıyor, sirenler çalıyor, şuraya bomba düştü’ haberinden ziyade bunları öğrenmek isterdik. Bu konuda biraz zayıf kaldığımızı düşünüyorum’’ ifadelerini kullandı.
‘’AYNI ZAMANDA BU BİR MEDYA SAVAŞI’’
Mehmet Akif Ersoy basınımızın genel olarak bu krizi neden sadece Ukrayna ve Batı kaynaklı basından takip ettiği sorusu üzerine Türkiye’nin uluslararası arenadaki siyasi duruşu sebebiyle krizi tek taraflı izlemek zorunda kaldığını belirterek, ‘’Meseleye Batı bloku tarafından bakıyoruz çünkü biz Batı blokundayız. Rusya’yla ilişkileri bozmamak istiyoruz ama Ukrayna krizinde siyasi konjonktür gereği Kremlin’i haksız buluyoruz. Moskova kaynaklı haberleri takip etmediğimiz için Moskova’dan haber gelmediğini sanıyoruz. Bir de bu savaş süreçlerinde hiç kimse gerçek haber yapmaz. Moskova manipülasyon ve propaganda aygıtı olarak medyayı kullanacaktır, Zelenski için de farklısı söylenemez. Aynı zamanda bu bir medya savaşı. Ama batının medya aygıtları çok daha güçlü olduğu için etki gücü çok daha yüksek olduğu için Rusya’nın bunla mücadele etmesi mümkün değil.’’ cevabını verdi.
GAZETECİLER BİR SAVAŞI BİTİREBİLECEK BİR FOTOĞRAF ÇEKEBİLİR
Krizlerde ve savaşlarda bir fotoğrafın veya haberin, insanlara ‘’Bir dakika ya’’ dedirtip savaşı bitirebileceğini söyleyen Mehmet Akif Ersoy, ‘’Zamanı ve zemini oluşmuşsa, konjonktür müsaitse bir fotoğraf çekersiniz ve o fotoğraf üzerinden bütün bir işin seyri değişir. Ukrayna-Rusya krizi daha farklı ve karmaşık bir kriz olduğu için bu durumun o bölgede yaşanacağını düşünmüyorum ama Vietnam örneğinde gördüğümüz gibi gazeteci bazen, nadir de olsa, savaşı bitirebilecek bir fotoğrafı çekebilir.’’ şeklinde konuştu.
‘’SANIK YARGIÇ KÜRSÜSÜNDE’’
Rusya-Ukrayna krizinde hepimiz için tarihsel dersler olduğuna dikkat çeken Mehmet Akif Ersoy: ‘’Zaten bildiğimiz ama pek çok insanın bu kadar yakinen şahit olmadığı bir uluslararası hukukun varlığı veya yokluğu; basın özgürlüğü diye anlattıkları meselenin aslında hangi basın özgürlüğü; küresel aktörlerin, liberal ekonomi modelleri ve kapitalizm dahil olmak üzere aslında bugüne kadar inşa ettikleri tüm iddialarını kendi kendilerine çürüttükleri ve ortadan kaldırdıkları bir dönem yaşıyoruz’’ diye konuştu.
Ukrayna’nın bağımsız bir ülke olduğunu ve uluslararası hukuka göre Rusya’nın ‘’işgal’’ girişiminin kabul edilemez olduğunu söyleyen Mehmet Akif Ersoy, bu hukuksuz durumun dünyada karşılığının BM Güvenlik Konseyi’nde bir karşılığı olabileceğini fakat Rusya’nın konseyin 5 üyesinden birisi olduğu için mesafe kat edilemediğini, adalet aramanın sağlıklı olmadığını ve sanığın yargıç kürsüsünde bulunduğunu belirtti.
Kendisi de savaş muhabiri olan Mehmet Akif Ersoy, son olarak savaş muhabiri olmak isteyen gençlere şu tavsiyeleri verdi: ‘’Yabancı dil çok önemli. İngilizce haricinde gençlerin çalışmak istedikleri alana göre 2. Dili mutlaka öğrenmeleri lazım. Bir de meseleye bakarken kesinlikle angaje olmamaları gerekiyor. Bir bölgede bir görüşten insanla röportaj almışlarsa mutlaka aynı bölgeden zıt görüşlü birisiyle de röportaj almaları gerekiyor ki hakikati izleyici istediği gibi bulsun. Eğer muhabirin angajmanı varsa at gözlüğü takmış olur, fotoğrafın bütünlüğünü göremez ve sağlıklı haber yapamaz. Gazeteci sağlıklı haber yapamazsa haberi izleyenler de sağlıklı bilgi sahibi olamaz.’’
Haberin tamamı için tıklayın!