Yaşar Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü ve TMMOB İç Mimarlar Odası İzmir Şubesi iş birliğinde gerçekleştirilen “Deprem Sonrası Çocuk Dostu Konteyner Tasarım ve Uygulaması” adlı sosyal sorumluluk projesi çerçevesinde öğrenciler, depremzede çocuklar için konteyner tasarımları yaptı. Ortaya çıkan 4 farklı projede, öğrencilere hem ders çalışabilecekleri bir alan hem de farklı aktivitelerle keyifli vakit geçirmelerini sağlamak hedeflendi. Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında, Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü lisans ve lisansüstü derslerinde, depremden en fazla etkilenen gruplardan biri olan 7-10 ve 10-15 yaş grubu çocuklar için konteyner içerisinde oluşturulan eğitim, oyun ve terapi alanları projeleri üretildi. Projelerde, çocukları farklı bir dünyanın içerisine çekerek yaşadıkları bu felaketi belirli bir süre için unutturmak, eğitimlerinden geri kalmamalarını sağlamak ve farklı aktivitelerle onları iyileştirmek hedeflendi. Proje çerçevesinde lisans ve lisansüstü öğrencileri, tasarımlarını TMMOB İçmimarlar Odası İzmir Şubesi'nde sundu. Proje Koordinatörleri İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülnur Ballice ve İç Mimar Pınar Erdil'in yanı sıra İç Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı Burcu Yazgan, İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Zeynep Tuna Ultav ile Psikolog Nur Erdil de projede danışman olarak yer aldı. Öğrenciler, afet sonrası yerleşimler konusunda farklı alanlarda araştırmalarına devam ederken bahar dönemi sonunda bu araştırmaların farklı platformlarda paylaşılması hedefleniyor.
İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı öğrencileri Esma Taşdemir, Begüm Tınaz ve Ğemgin Akmeşe tasarladıkları “Birlikte Olalım” adlı projede; fonksiyonel ve birbirine dönüşebilen alanlar ve depremden etkilenmiş çocukların fiziksel ve ruhsal ihtiyaçlarının iç mekân çözümleri ve oluşturulan farklı atmosferle karşılanması hedefledi. İki konteyner ve yarı açık alanların tasarıma dahil edilmesiyle; çocuk oyun alanı, serbest çalışma alanı, sınıf alanı ve kütüphane oluşturuldu. Konteynerin duvar yüzeylerinde oluşturulan depolama birimlerine entegre olacak şekilde hareketli masa ve sandalyeler tasarlandı. Böylelikle konteynerler içindeki hareketli mobilyaların açık ve kapalı durumuna göre farklı senaryolara hizmet edebilir hale geldi.
Narmin Hasanova ve Zeynep Burcu Deniz'in projesi “Öğrenerek İyileşelim”de, çok fonksiyonlu ve teknoloji kullanımının olduğu bir konteyner tasarlandı. Derslik ve aktivite alanı olarak ikiye ayrılan konteynerde katlanabilir masalar ile 3 farklı kullanım seçeneği sunuldu. Sürgülü beyaz tahta yüzeylerden oluşan kapı sistemi sayesinde ise derslik alanı diğer alanlardan izole olabiliyor.
“Mini Okul” adlı projede ise Öykü Soybelli ve Gülümnaz Karahan, sürdürülebilirlik kriterlerine önem vererek akrilik masa ve sandalyeler ile ahşap modüler oturma ünitelerinin yanı sıra döşemede en doğal ve sürdürülebilir döşeme çözümlerinden biri olan linolyum malzemesini kullandı. Üzerine eklenen güneş panelleri sayesinde ise konteyner kendi elektriğini üretebiliyor.
Malaz Mohamed ve Mufidah Bugaje'nin “Bulmaca Konteyner” adlı projesinde ise iki konteyner aralarına ortak alan oluşturarak şekilde dikey olarak konumlandırıldı. Çocuklara güvenlik ve rahatlık hissi vermek için dış cepheleri renkli posterler ile kaplanan konteynerler üç bölüme ayrılıyor. Terasa yerleştirilmiş bir merdivenle ulaşılan yeşil çatıda ise yüksek korkuluklarla çevrelenmiş, çocukların güvenle oyun oynamasına ve doğanın tadını çıkarmasına olanak sağlayan bir alan yer alıyor.