Unutulmaya yüz tutmuş olan lezzetlerden ’durak yoğurdu’ ve yoğurt taşı; Çadıryeri Muhtarı Fatma Ayboğan tarafından sofraları süslemeye devam ediyor.
Durak yoğurdu; bazalt taşından oyulan ’Dorak’ veya ’süzek taşı’ içerisine süzme yoğurt konulup uzun süre bekletilerek elde ediliyor. Oyulmuş süzek taşı içerisine konulan yoğurdun içindeki asitli suyu bazalt taş tarafından emilmek suretiyle dışarı atılır. 5 kilo yoğurttan 1 kilo durak yoğurdu elde edilir ve uzun süre saklanabilir. Peynir gibi koyu kıvama gelinceye kadar dorak taşı içerisinde bekletilerek suyu çekilen yoğurt; ekmek arasına konularak ya da yağ gibi ekmek üzerine sürülerek de tüketilir. Develi ilçesine bağlı Çadıryeri köyünde 6 ay kum içerisinde bekletilerek sofralara gelen ürün; gastronomi ve yerel lezzetler açısından önem arz eden bir katma değere sahip lezzetlerden birisi olarak yerini korumaktadır. Büyükbaş hayvanların sütünden elde edilen peynirler toprak çömleklere basılıp ağzı kapatıldıktan sonra tersine kum içerisine gömülerek 5-6 ay mahzenlerde kumda bekletildikten sonra tüketici ile buluşturuluyor. Asırlardır süren gelenek ve bu yerel lezzeti günümüzde yaşatan çok az üreticiden birisi olan Çadıryeri Köyü sakinlerinden Kamil Ayboğan’ın eşi ve aynı zamanda Köy Muhtarı Fatma Ayboğan; hem yerel lezzetleri yaşatıyor hem de köy ekonomisine katkı sağlıyor. Çadıryeri köyünde yerel lezzetlerden; iki ateş közü arasında pişirilen patatesli kömbe, un helvası Babuko, Hıngal, Gırık, Sir, Ekmek aşı Yoğurt kaymağı da sofraların vazgeçilmezi olarak günümüzde yaşatılmaya devam ediyor.
Nezir Ötegen tarafından derlenen ’Durak yoğurdu’nun hikayesini şu sözlerle anlattı; "Develimizin tanınmış simalarından ve İstanbul’da müteahhitlik alanında faaliyetlerini sürdüren Şahin Özdamarlar; 1960 yılında küçüklüğünde çelik çomak oynarken gözüne perde iner, yaralanır ve babaannesi tarafından gözüne durak yoğurdu bağlarlar. Ertesi gün gözü sağlığına kavuşur."