Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Davut Sakız, “Yaz aylarında tüketilen besinlere dikkat etmeliyiz. Ağır yemekler öğlen öğününe çekilmeli” dedi.
Yaz aylarında tüketilen yağlı ve ağır yemekler, aşırı meyve tüketimi ve terleme nedeniyle oluşan su kaybı insan vücudunu önemli şekilde etkiliyor. Bunların önüne geçmek için Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Davut Sakız, yaz aylarında beslenme şekli ile ilgili bilgi verdi. Sakız, karbonhidratın belirli bir düzeyde tüketilmesi, akşam öğününde yenmesi planlananın ağır yemeklerin öğlen önüne çekilmesi, aşırı meyve tüketimi yerine ise avuç içi kadar meyve tüketilip bol su içilmesi konusunda uyardı.
Bölge olarak sıcak ve kurak bir havada yaşandığını belirten Dr. Sakız, “Toplumumuzda hem şeker hem tansiyon hastalığı hem de obezite çok yüksek seviyelerde bulunmaktadır. Toplumumuzun yaklaşık yüzde 15’i şeker hastası, yüzde 30’a kadar hasta da şeker öncesi dönemde ve insülin direnci döneminde. Yüzde 30’ların üstünde bir oranında da hipertansiyonumuz var. Zaten obezitede Avrupa birincisiyiz. Durum böyle olunca sıcak havaların etkisiyle özellikle sıvı alımımıza dikkat etmeliyiz. Günlük 2-2,5 litre kadar sıvı almalıyız. Bu sıvıyı tabi meşrubatlar şeklinde değil de su şeklinde almamız daha önemli. Çünkü meşrubatlarla aldığımız sıvının içindeki diğer solitler bizim idrara çıkmamızı neden olarak bu sıvıyı atmamıza neden oluyor. Vücudumuz yine susuz kalıyor. Bu yüzden su alımımızı 2-2,5 litre civarında tutmamız gerekmekte” dedi. “Kızartmalardan, yağlı gıdalardan uzak durmamız gerekiyor”
Ağır gıdalardan kaçınılması gerektiğine dikkat çeken Sakız, “Özellikle kızartmalardan, yağlı gıdalardan uzak durmamız gerekiyor. Karbonhidrat dediğimiz gıdalardan da özellikle basit karbonhidratlardan uzak durmamız gerekmektedir. Temelde basit karbonhidrat dediğimiz gıdaları az tüketmemiz daha iyi olacaktır. Basit karbonhidrat dediğimiz gıdalar nelerdir, ağzımıza koyduğumuz da genel olarak tatlı tadı veren şeylerdir. Mesela kahvaltıda bunlar ne olabilir reçel, bal gibi gıdalar olabilir. Bunları olabildiğince az tüketmemiz gerekmektedir. Çaya attığımız şeker de basit karbonhidrattır. Kahvaltıda domates, salatalık, peynir gibi gıdalarla beslenmemiz gerekir. Ekmek alımımızı da belirli bir düzeyde tutmalıyız. Mahrum da kalmamalıyız, çok yüksek düzeyde de tüketmemiz yanlış olacaktır. Akşam öğününde ağır bir yemek yiyeceksek, akşamın geç saatlerinde yiyip rahatsız olacağımıza sıcak havalarda bunu öğle saatlerinde yemek daha mantıklı olacaktır. Ağır öğünü öğlene çekmek hem sindirimimiz hem de metabolizmamız açısından daha iyi olacaktır. Çünkü hareket halinde olduğumuz için o yemeği yakmamız daha kolay olacaktır. Ama dediğim gibi ağır öğünü öğlene çekmek ile öğleni ağır yemek farklı şeyler. Ağır yemekleri mümkün olduğunca yememeye çalışacağız ama en ağır öğünümüzü öğlene çekebiliriz. Akşam yemeklerinde sebze ağırlıklı, daha rahat, daha hafif, sindirimi rahat yemekler yememiz önemlidir. Bununla birlikte akşam yemeklerini özellikle saat 18.00 ve 19.00’dan sonra yememek doğru olacaktır” diye konuştu. “Meyve tüketimi avuç içi kadar olmalı”
Aşırı meyve tüketiminin de zararlı olduğunu aktaran Sakız, “Meyveler gerçekten bizim ihtiyacımız olan vitamin ve mineralleri içermektedir. Bu yüzden tüketmemiz önemlidir. Ama bir tabak meyve yemek çok sağlıklı bir durum değildir. Meyve porsiyonumuz avucumuzun içine sığacak kadar olmalıdır. Bir tabak meyve yemek fazla enerji alma ve kilo almak anlamına gelmektedir. Meyveleri belirli bir ölçüde yemek yememiz gerekmektedir. Aç mı yemeliyiz, tok mu yemeliyiz sorusuna gelince ara öğünlerde öğle ile akşam ve öğle ile kahvaltı arasında yemek daha mantıklı olabilir. Dondurma yememize engel olabilecek bir hastalığımız yoksa eğer ara öğün olarak yani kahvaltıyla öğle yemeği ve öğle yemeği ile akşam arasında ara öğün yerine tüketilebilir” şeklinde konuştu.