USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Dünya

Uzmanlar Cevaplıyor: Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın kapsamlı Irak ziyareti

Dışişleri bakanı olarak göreve getirilmesiyle kamuoyunun dikkat kesildiği isimler arasında en üst sırada yerini alan Hakan Fidan’ın göreve başladıktan sonra en kapsamlı ziyaretini Irak’a gerçekleştirmesi şaşırtıcı olmadı.

Uzmanlar Cevaplıyor: Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın kapsamlı Irak ziyareti
25-08-2023 23:13
Google News

Dışişleri bakanı olarak göreve getirilmesiyle kamuoyunun dikkat kesildiği isimler arasında en üst sırada yerini alan Hakan Fidan’ın göreve başladıktan sonra en kapsamlı ziyaretini Irak’a gerçekleştirmesi şaşırtıcı olmadı.

Fidan, Irak cumhurbaşkanından parti veya ittifak liderlerine değin kamuoyuna yansıyan çok sayıda görüşme gerçekleştirdi. Bu durum Bakan Fidan’ın MİT başkanlığı döneminden beri Irak sahasına ne denli hakim olduğunun göstergesi olarak değerlendirilebilir. Kamuoyu önünde ilk kez görüntülense de Iraklı aktörlerle olan samimi pozları farklı bir Fidan’a işaret ediyor. Dışişleri bakanlığı vazifesine hızlı başlayan Fidan’ın Irak ziyaretinin anlam ve önemini uzmanlara sorduk ve ayrıca uzmanlar rehberliğinde Türkiye-Irak ilişkilerinin dosya başı konularının cevaplarını aradık.

Watheq Al-Sadoon - ORSAM Arapça Çalışmalar Direktörü

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın kapsamlı Irak ziyaretinin anlamı nedir?

Uluslararası ilişkilerde diplomatik faaliyet, iki ülke arasında güvenlik, ekonomik ve kültürel alanlardaki ilişkilerin geliştirilmesinde köprü niteliğindedir. Türkiye ve Irak birbiri için önemli iki ülkedir. Bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Irak ziyaretinin önemine dair çeşitli göstergeler bulunmaktadır. Bu, geçtiğimiz Haziran’da cumhurbaşkanı ve Meclis seçimlerinin ardından kurulan yeni Türk hükümetinden bakan düzeyinde bir yetkilinin Irak’a yaptığı ilk ziyarettir. Bu ziyaretin ardından Ticaret Bakanı Ömer Polat’ın da bir ziyaret gerçekleştirmesi beklenmekte ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da yaklaşan Irak ziyaretiyle ilgili Ankara ile Bağdat arasındaki resmi görüşmeler sürdürülmektedir.

Fidan’ın ziyareti, Irak’taki atmosferi ve iki ülke arasındaki ortak konulara yönelik tutumları değerlendirmek için bir “keşif” ziyareti olarak adlandırılabilir. Bu ortak konuların iki ana boyutu bulunmaktadır. Birinci boyut çözüm arayan iki ülke arasında halen çözüm bekleyen veya donmuş sorunlardır. Bu sorunlar su paylaşımı, Irak petrolünün Kerkük-Ceyhan boru hattı üzerinden ihraç edilmesi, Irak topraklarında PKK unsurlarının varlığı şeklinde sıralanabilir. İki ülke arasındaki ortak konuların ikinci boyutu ise stratejik iş birliği beklentisidir. Özellikle iki ülkenin kalkınma yolu projesindeki stratejik ortalığı ve ekonomik işbirliğini artırmaya yönelik adımlara medyanın ilgisi, beklentileri artırmıştır.

Sayın Fidan’ın Irak ziyareti sürecinde, ikili ilişkilerde yeni bir yaklaşımın ve tüm ortak konularda yeni bir Türkiye-Irak anlayışının temellerinin atılması beklenmektedir. Bakan Fidan, Türk istihbaratının başında bulunduğu geçmiş yıllardan dolayı Irak sahnesine dair net bir vizyona sahip olduğundan Bağdat’taki tüm karar alıcıları tanıdığından ve çoğuyla iyi ilişkilere sahip olduğundan Irak arenasına yabancı değildir.

Bakan Fidan’ın iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirmek adına Irak liderlerine sunacağı yeni yaklaşım üç ana sütuna dayanmaktadır: i) daha fazla şeffaflığa duyulan ihtiyaç (özellikle PKK’nın Irak’ın kuzeyindeki varlığı konusunda), ii) iki ülke arasında çözüm bekleyen konularda daha fazla ciddiyet, iii) ikili ilişkilerin tüm boyutlarında (güvenlik, ekonomik, siyasi, kültürel, sosyal) kazan-kazan ilkesinin benimsenmesi.

Türkiye, PKK’nın terör örgütü olarak kabul edilmesi konusunda Irak hükümetinden açık ve resmi bir karar duymayı beklemektedir. Irak halen böyle bir karar verme konusunda tereddüttedir. Irak’ın bu konuda tereddüt etmesinin nedeni PKK dosyasını Türkiye’ye karşı baskı ve pazarlık kozu olarak kullanmaya çalışan ABD ve İran gündemlerini etkilemesidir. Türkiye ayrıca ikili ticaret alışverişini artırma konusundaki ciddiyetini kanıtlamak amacıyla Irak’tan iki ülke arasındaki Ovaköy Sınır Kapısı’nın ivedilikle açılmasını talep etmektedir.

Ferhat Pirinççi - SETA Akademi Direktörü

Dışişleri Bakanı Fidan’ın Irak cumhurbaşkanı, başbakanı, dışişleri bakanı ve çok sayıda Iraklı siyasetçiyle görüşmeler gerçekleştirmesi nasıl okunmalı?

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Irak’a gerçekleştirdiği ziyaret oldukça kapsamlı bir içeriğe sahip. Sadece resmi yetkililerle değil Irak’ın neredeyse bütün kesimlerinin temsilcileriyle yapılan görüşmelerde, Türkiye’nin Irak perspektifi muhataplarının zihninde tazelenmiş oldu. Fidan’ın ziyareti, Ankara’nın Bağdat yönetimiyle son dönemlerde “rutin” olarak tanımlanabilecek siyasi, ticari, kültürel ve diğer alanlardaki ilişkilerinin yeni bir aşamaya geçme iradesini de yansıtıyor.

Bu çerçevede Fidan’ın Irak yönetimine yaptığı PKK’nın resmen bir terör örgütü olarak tanımlanması çağrısı oldukça önemli. Bunun yanı sıra Irak, bazıları geçmişten gelen bazılarıysa konjonktürel olarak ortaya çıkan çok sayıda meydan okumayla karşı karşıya. Bu meydan okumaların üstesinden gelmek için Ankara’nın vereceği destek, sadece Irak’ın değil, Türkiye’nin de yararına olacaktır. Dolayısıyla Fidan’ın ziyaretinin ardından iki ülkenin kısa ve orta vadede daha yakın bir iş birliği içerisinde olacağı yeni bir dönemin kapısının aralandığı söylenebilir.

Sibel Düz - SETA Araştırmacısı

Dışişleri Bakanı Fidan’ın Irak’ın PKK’yı resmen terör örgütü olarak tanımasını dile getirmesi nasıl yorumlanmalı?

Hakan Fidan’ın dışişleri bakanlığı görevi boyunca terör ve PKK ile mücadele meselelerini dış politika gündemine alması beklenilen bir gelişmeydi. Nitekim bölgesel politikaların güdümünde terörle mücadele asli bir etken. Öyle görünüyor ki Sayın Fidan MİT başkanı görevi süresince yoğunlaştığı meselelerde somut bir netice elde etmek, dış politikada elde ettiği neticeleri de kalıcı hale getirmeyi arzu ediyor. Bu bağlamda Sayın Fidan’ın ilk stratejik hamlesinin PKK’yı saha dışına atmak ve bu sayede terör örgütünün “Kürt sorununa” dair atılacak adımların önünü kesmesini engelleyerek etkisiz eleman haline getirilmesini sağlamak olacağı söylenebilir. Dolayısıyla mevcut diğer siyasi ve meşru aktörlerle meselenin istişare edilebilmesi için zemin hazırlanması gerekmektedir. Bu durumda Türkiye’nin, Irak Merkezi Hükümeti, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) içindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ve Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) gibi aktörlerle bir uzlaşı zemini oluşturmayı tasavvur etmesi muhtemeldir.

IKBY Başbakan Yardımcısı Kubad Talabani ve beraberindeki KYB heyetinin dönemin MİT Başkanı Hakan Fidan ile Ankara’da ve yine KYB’li heyetin Bağdat’ta dönemin MİT Başkan Yardımcısı Mutlu Tuka ile bir araya geldiği görüşmeler bu minvalde okunabilir. Hatta Ankara-Süleymaniye hattında önemli bir mesafe katedilmesine yönelik bir girişim olarak görülebilir. Hatırlanacağı üzere PKK’nın Süleymaniye’deki faaliyetleri gerekçe gösterilerek Türkiye, hava sahasını Süleymaniye Havalimanı’ndan yapılan uçuşlara kapatmıştı.

Irak Merkezi Hükümeti, IKBY ve Türkiye arasında inşa edilen iş birliği, PKK’nın Sincar bölgesindeki faaliyetlerine önemli ölçüde ket vurmuştu. Ziyaret kapsamında Bakan Fidan Irak’ın PKK’yı resmen terör örgütü olarak tanıması gerektiğini ifade ederken, bir adım ilerisine hamle yaparak söz konusu iş birliklerinin kurumsallaşmasını da talep etmektedir. Bu durum hem Irak Merkezi Hükümetinin PKK ile mücadele motivasyonunu pekiştirecek hem de Türkiye ile ortak hareket edebilmesi için hukuki bir zemin hazırlayacaktır. Böylelikle sahada Türkiye’nin uyguladığı askeri baskı ile zaten manevra alanı daralan örgütün üzerindeki stres daha da artmış olacak.

Can Acun - SETA Araştırmacısı

Türkiye ile IKBY’nin PKK ile mücadeledeki eş güdümünün sahadaki yansımaları neler olabilir?

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Irak’ta muhataplarıyla ikili ilişkilere dair önemli görüşmeler gerçekleştirirken özellikle Erbil’de önündeki en önemli dosya PKK ile mücadeleydi. Son aylarda TSK ve MİT’in Irak’ın kuzeyinde PKK’ya yönelik operasyonları yoğunlaşırken KDP’ye bağlı Peşmerge güçleriyle de ilgili koordinasyon gittikçe artmış durumda. PKK sadece Türkiye’yi hedef alan bir terör örgütü olmanın ötesinde artık doğrudan Erbil’in de çıkarlarını hedef alıyor ve bölgede terör faaliyetleri yürütmekten çekinmiyor. Haşdi Şabi’ye bağlı bazı unsurlarla birlikte Sincar ve Kerkük başta olmak üzere KDP ve Peşmergeyi hedef alırken, KYB ile saf tutarak IKBY’nin iç dengelerine de müdahale etme çabasında.

TSK’nın sınır hattında alan hakimiyetini artıracak şekilde ilerlemesiyle yeni böğle arayışına giren terör örgütü, Peşmergenin TSK ile birlikte hareket etmesinden son derece rahatsız. Dolayısıyla Hakan Fidan’ın Erbil ziyaretinde verdiği mesajlar bağlamında Türkiye’nin terör örgütüne yönelik KDP ile kurduğu ortaklıktan memnun olduğu görülürken, Neçirvan Barzani’nin de benzer mesajlar vermesi anlamlıydı. Bakan Fidan uzun yıllar MİT başkanlığı yapan birisi olarak bölge aktörleriyle çok yakın ilişkilere sahipken şimdi de saha gerçekliğiyle diplomasiyi eş güdümlü şekilde işleten bir isim olarak karşımıza çıkıyor. Bu bağlamda Türkiye’nin artan diplomasi ve saha etkinliği sayesinde PKK’ya karşı Irak’tan yeni hamlelerin gelmesi öngörülebilir.

Bilgay Duman - ORSAM Irak Çalışmaları Koordinatörü

Türkiye ile Irak arasındaki Ceyhan boru hattı ve su ihtilaflarına ilişkin somut gelişmeler yaşanabilir mi?

Türkiye ve Irak arasında ikili ilişkilerdeki önceliklere yönelik farklı bakış açıları söz konusu. Türkiye’nin önceliği terör örgütü PKK ile mücadele iken Irak için birincil öncelik Fırat ve Dicle nehirlerinden Irak’a gönderilen su meselesi ve petrol satışı ile bu satıştan elde edilen paranın kontrol altına alınması. Bu sorunların çözümü de daha çok Irak’ın tutumuna bağlı. Zira günümüzde küresel iklim değişikliği, mevsimsel problemler, altyapı eksiklikleri, suyun doğru kullanılmaması, su yönetiminin sağlanamaması gibi nedenlerden dolayı Irak’ta büyük bir su krizi yaşanıyor.

Irak kamuoyu bu krizi tamamen Türkiye’ye bağlama eğiliminde. Ancak Türkiye, suyun adil paylaşımı konusunda somut adımlar atıyor. Muhammed Şiya Sudani’nin Şubat 2023’teki Türkiye ziyaretinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak’a bir aylığına daha fazla su verme taahhüdünde bulunmuş, ayrıca bu soruna çözüm bulabilmek için çeşitli mekanizmalar oluşturulmuştu. Mevcut durum itibarıyla da Hakan Fidan’ın ziyareti sonrasında su meselesine çözüm bulmak için ortak bir komisyonun kurulması kararlaştırıldı. Ancak Irak tarafının yaklaşımı nedeniyle bu konuya siyasi gözle bakması durumunda sorunun çözümü yine çok kolay olmayacak gibi görünmektedir.

Petrol satışı konusunda da Erbil ve Bağdat arasında tam uyum, iş birliği ve anlaşma sağlanması şart. Türkiye’nin bu meselede büyük bir kazancı yok. Bu yüzden Irak’taki paylaşım problemleri nedeniyle çıkan sorunların sorumluluğunu da Türkiye üstlenmek istemiyor. Bu noktada eğer Bağdat ve Erbil anlaşma sağlayabilirse –ki Türkiye, Erbil ve Bağdat dengesini önemsiyor– petrol satışı konusunda çözüm üretmek zor olmayacaktır.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Karikatürler