Bolu’da 12 Kasım 1999 depremini yaşayan ve uzun süre ailesiyle birlikte çadırda kalan Barış Acar, o dönem yardım aracından aldığı bir çift mor eldivenin borcunu ödemek için Adıyaman’a gitti. Depremzedelere yardım eli uzatan Acar, "O deprem sonrasında bize de yardımlar gelmişti. Bana da mor eldiven verilmişti. O mor eldivenin borcunu ödemeye gittim. Bir vefa borcum vardı" dedi.
Bolu’da yaşayan 27 yaşındaki Barış Acar, ailesiyle birlikte 12 Kasım 1999 Düzce depreminden etkilendi. Bolu’nun Çıkınlar Mahallesi’nde yaşadıkları ev deprem sebebiyle hasar gören Acar ailesi, uzun süre çadırda konaklamak zorunda kaldı. O dönemlerde Bolu’ya getirilen yardım aracından Barış Acar’a ellerinin üşümemesi için bir çift mor eldiven verildi. Barış 27 yaşına geldi ancak kendisine verilen eldivenleri asla unutmadı. Kızılay gönüllüsü olan genç adam, Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremin ardından hem o eldivenlerin borcunu ödemek hem de depremzede vatandaşlara yardımcı olabilmek amacıyla Adıyaman’a gitti. Afetzedelere yardım eli uzatan, elinden geldiğince tüm ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan Barış, Adıyaman’daki çalışmalarının ardından Bolu’ya geldi. "O mor eldivenin borcunu ödemeye gittim"
12 Kasım 1999 depremini yaşadığını söyleyen Acar, "O deprem sonrasında bize de yardımlar gelmişti. Biz de yardım almıştık. Bana da mor eldiven verilmişti. O mor eldivenin borcunu ödemeye gittim. Bir vefa borcum vardı. O vefa borcunu ödemeye gittim. Ben o zaman çok küçüktüm. Bir yardım arabası gelmişti. Yardım arabası sivil bir arabaydı. Belki Kızılay, belki de AKUT ya da farklı bir sivil toplum kuruluşu, kimin olduğunu bilmiyorum. Oradaki abi özellikle bana atmıştı o mor eldiveni. Ben istemiştim. Küçüktüm, arabanın yanına insanlardan yanaşamıyordum. O abinin yüzünü bile hatırlamam, ismini bile bilmem. Bana öyle bir el uzatılmasaydı ben yine oraya gidip, orada yardıma ihtiyaç duyanlara yine o eli uzatırdım" dedi. "Bütün sivil toplum kuruluşlarına form bırakmıştım"
6 Şubat’ta meydana gelen depremin ardından bütün sivil toplum kuruluşlarına başvurduğunu belirten Acar, "Depremi duyduğumda çok üzülmüştüm. Bütün sivil toplum kuruluşlarına form bırakmıştım. Bütün hepsine başvurdum. Beni Kızılay’dan çağırdılar. Kızılay’dan gitmek nasip oldu. Adıyaman’a gittim. Adıyaman’ın merkezine, valilik binasının karşısına Kızılay çadırı kurulmuştu. Orada ihtiyacı olan insanlara biz de yardım eli uzatmaya çalıştık. Yaklaşık bir haftaya yakın Adıyaman’da bulundum" diye konuştu. "Ne kadar zaman geçerse geçsin kolayca atlatabileceklerini düşünmüyorum"
Depremi yaşayan insanların zor zamanlardan geçtiğine dikkat çeken Barış Acar, "Orada insanların hikayelerini dinliyorsun, insanlara yardım ederken, insanlarla etkileşim haline geçiyorsun. Orada benim hiç unutamayacağım bir ablamız gelmişti. Ablamızın çocukları ölmüş, abisi ölmüş. Abisinin ikiz çocuklarına o bakıyordu. Bana hikayesini anlatırken çok etkilenmiştim, çok duygulanmıştım. Çok zor zamanlar gerçekten. Oradaki insanların yaşadıkları çok zor. Üzerlerinden ne kadar zaman geçerse geçsin kolayca atlatabileceklerini düşünmüyorum" şeklinde konuştu.