53 yaşında olan Ahmet Ergin, aldığı Tıp eğitiminin ardından “Retinitis Pigmentosa” hastalığı nedeni ile gözlerini kaybedince doktorluk mesleğini yapamadı. Ergin, 1995 yılında ise yemek yemekte zorlandığını ve zayıfladığını fark edince gittiği hastanede ‘Akalazya’ hastalığı tanısı aldı. 27 yıldan bu yana Akalazya hastalığı ile mücadele eden Ahmet Ergin, rahatsızlığı nedeniyle özel bir hastaneye başvurdu. Ahmet Ergin’e yapılan ameliyatsız endoskopik POEM tekniği tedavisi ile Ergin sağlığına kavuştu.
Koronavirüs testi yaptırmak için gitti, lenf kanseri olduğunu öğrendi
OPERASYON SONRASI HİÇBİR SIKINTI ÇEKMEDİM
Sağlığına kavuşan Ahmet Ergin, “Öncelikle bu hastalık başladığı zaman hemen bir teşhis konulamadı. Biraz da geç kaldım. Bir gün çorba içerken yutamadım ve su içerek takılmayı gidermeye çalıştım. Ama daha da kötü oldu. Bunun üzerine doktora gittim, endoskopi yapıldı, önce teşhis konulamadı. Daha sonra Cerrahpaşa’da çekilen grafi ile Akalazya teşhisi konuldu. Balon tedavisi uygulandı. Bu tedaviyle oldukça rahatladım ama bir süre sonra tekrar yutma güçlüğüm artmaya başladı. Tekrar ikinci, üçüncü balon tedavisi uygulandı, yıllarca böyle idare ettim. Ama son dönemde krizler halinde yutma güçlüğü yaşadım. Öyle ki nefes almakta sıkıntı çekiyordum. 5 dakika 10 dakika sürüyordu. En son kriz 1 saat olunca 112’yi aramak zorunda kaldım. Gürhan Bey ile görüştüm. Kısa bir süre içinde de hemen operasyon gerçekleşti. Gerek operasyon öncesi, gerek sonrası hiçbir sıkıntı, ağrı çekmedim. Çok rahattım. Şu anda da yemek yemem konusunda oldukça rahatım. Hemen hemen hiçbir sıkıntım yok” dedi.
AKALAZYA HASTALIĞI HAKKINDA TOPLUMSAL FARKINDALIK OLUŞMALI
Konu hakkında konuşan Prof. Dr. Gürhan Şişman, “Bu bizim için çok büyük mutluluk çünkü Ahmet Bey, hem hastamız hem meslektaşımız. 20 yıl cidden çok uzun bir süre. Akalazya hastalığı açısından toplumsal bir farkındalık olması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü yutma güçlüğüyle başa çıkmaya çalışan hastaların çoğu kendini reflü olduğunu sanıyor. Hem tıbbın gelişmesi hem de hastaların semptomlarına daha ileri tetkiklerin yapılabiliyor olması birtakım hastalıklarda tanıyı daha doğru konulmasını sağlıyor. Ve biz de hekimler olarak yeni yöntemleri kullanıyoruz. Yutma güçlüğü olan hastaların şiddetli göğüs ağrısı ya da kronik öksürüğü varsa, zamanla kilo kaybediyorsa yemeyi, gıdayı artık suyla yutmaya çalışıyorsa aklımıza mutlaka Akalazya hastalığı gelmesi gerekiyor" diye konuştu.
TANISI UZUN ZAMANDIR BELLİYDİ
Prof. Dr. Şişman, “Aslında Ahmet Bey'in çok uzun zamandan beri tanısı belliydi. Ama yapılan tedavi yöntemleri biraz daha geçici dediğimiz tedavi yöntemleriydi. Biz artık teknolojinin de ilerlemesiyle ona ameliyatsız kapalı bir yöntemle tedavi ettik. Ve endoskopiyle yemek borusundaki kas dokusunu açarak bu şekilde gıdaların rahat bir şekilde mideye geçmesini sağladık. Bu işlem tamamen anesteziyle yapılıyor. Hasta uyuyor ama hiçbir şekilde hastanın vücudunda bir kesi ya da bıçak izi olmuyor. Hastaya yaklaşık olarak 45 dakikayla 1 saat içerisinde bu işlemi yapıyoruz. Ve hastayı 1 ya da 2 gün kadar hastane tutuyoruz. Daha sonra kliniğini takip edip, eğer her şey yolundaysa hastayı güvenli bir şekilde taburcu ediyoruz. Ahmet Bey'de takip süresince bizim takip ettiğimiz kriterlere göre oldukça verimli bir düzelme var. Bu gidişatın daha da iyi olacağını umuyoruz.” ifadelerini kullandı.