Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, Hakkari Belediyesine kayyum atanmasına ilişkin, "Umarım yeni kayyumlar atanmaz ama devlet kendini korumak mecburiyetindedir" dedi.
Kılıç, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan önderliğinde parti Genel Merkez binasında yapılan Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından basın açıklamasında bulundu. Kılıç, yeniden Refah Partisi önderliğinde 7 Haziran Cuma Günü saat 17.00’da Şanlıurfa’da ‘Kıyam’a Davet’ mitingi düzenleyeceklerini ve mitingde hiçbir siyasi parti simge ve amblemi bulunmayacağını ifade etti.
Yeni anayasa tartışmalarında prensip olarak yer aldıklarını ifade eden Kılıç,” Darbe anayasasını reddetmeyi, yeni sivil ve özgürlükçü bir anayasayla yola devam etmeyi ilkesel olarak benimsiyoruz. Yeni anayasa konusunda henüz AK Parti’nin, CHP’nin ve diğer siyasi partilerin teklifi henüz ortaya çıkmış değildir. Anayasa konusunu en fazla gündemde tutan siyasi partiler bir teklif öne sürmedikleri halde Yeniden Refah Partisi bir anayasa değişikliği teklifi üzerinde çalışmaktadır ancak yine de beklentimiz; TBMM’de çoğunluğu oluşturan parti gruplarının tekliflerini öncelikle görmektir. Yeni anayasa evet ama ekonomideki olumsuzlukların yeni anayasanın gölgesinde bırakılmasına hayır diyoruz” ifadelerini kullandı.
Kılıç, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. "Umarım yeni kayyumlar atanmaz ama devlet kendini korumak mecburiyetindedir"
Bir gazeteci Hakkari Belediyesine kayyum atanmasını sorması üzerine süreci değerlendiren Kılıç, şu cevabı verdi:
“Gönül arzu eder ki sandıktan çıkan irade, sonuna kadar belediyeleri de devleti de yönetmeye devam etsin. Hakkari örneğinde gördüğümüz kötü bir örnek var. Umarım yeni kayyumlar atanmaz ama devlet kendini korumak mecburiyetindedir. Devlet demek; güvenlik ve adalet demektir. Devletin egemenlik yetkisinin en önemli göstergelerinden bir tanesi yargılama yetkisidir. Mahkemeleri bağımsız çalışan, milleti adına kararlar alan ve bu kararları uygulayan devlet, tam bağımsız egemen bir devlettir. Bir siyasi parti terör örgütü üyeliğinden ve yöneticiliğinden yargılanmakta olan bir ismi başkanlığa aday gösterdi, hata. YSK bu isme itiraz etmedi, hata. Terör örgütü üyeliğinden yargılananların kesin hükmü olmadığından dolayı adaylıklarının engellenemiyor olması ve TBMM’de bir yasal düzenleme yapılmamış olması ayrı bir hata. İlgili parti ve YSK’nın hatası ile yasal boşluğu TBMM’nin doldurmamış olmasının hatasını İçişleri Bakanlığına bir suç işlemiş gibi yüklemek doğru değildir. Terör örgütü üyeliği kesinleşenler Türkiye Cumhuriyeti’nde kamu görevinde bulunamazlar ama temelde milli irade ile seçilen belediye başkanları, hangi partiden seçilmiş olurlarsa olsunlar görevlerine devam edilmelidir.” "Normalleşme ikliminin sadece AK Parti ve CHP arasındaki diyalogla sürdürülemeyeceğini de görüyoruz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in bir araya gelmesiyle başlayan siyasette normalleşme döneminin sorulması üzerine Kılıç, “Normalleşme sürecine kesinlikle destek veriyoruz. Hangi partiler birbirleriyle görüşüyor olursa olsun normalleşme süreci devam etmelidir. Birbirlerine güzellemeler yapmak ya da muhalefetin iktidarın olumsuzluklarını görmesini biz normalleşme olarak görmüyoruz. Bunu etkisizleşme olarak görürüz. Muhalefet ve iktidar görevlerini devam ettirebilmelidir. İktidar muhalefete, muhalefette iktidara ilişkin itirazlarını seslendirebilmelidir. Partiler, öz kimliklerini korumalıdır. Türkiye’de normalleşmenin mottosunu veren siyasi parti Yeniden Refah Partisi’dir. Siyasi partilerin birbiriyle diyalog kurmasına sonuna kadar destek veriyoruz. Sıkılı yumruklar yerine birbirleriyle tokalaşabilen siyasi parti ve liderlere sonuna kadar destek veriyoruz. Normalleşme ikliminin sadece AK Parti ve CHP arasındaki diyalogla sürdürülemeyeceğini de görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.