1000 Çiftçi 1000 Bereket programı, çiftçilerin verim ve refahını artırmak, tarlada sürdürülebilir yöntemleri yaygınlaştırmak amacıyla 2019 yılında hayata geçirildi.
Bugüne kadar 12 ilde, mısır, ayçiçeği ve kanola üreticisi 4 bine yakın çiftçiye ulaşan program kapsamında çiftçilere tarlaya özel danışmanlık hizmeti, eğitim, dijital araçlara erişim olanağı sunuluyor. Dijital tarım uygulamaları dahilinde bugüne kadar yaklaşık 80 bin futbol sahası büyüklüğüne denk gelen 400 bin dekar alanda 3 bin 300’den fazla dijital toprak analizi yapıldı.
SOSYAL, ÇEVRESEL VE EKONOMİK ETKİSİ BÜYÜYOR
En fazla sayıda çiftçiye düzenli danışmanlık veren ilk program olan 1000 Çiftçi 1000 Bereket, tarım ve gıda alanında Türkiye’de ilk kez sosyal etki hesaplaması yapılan program olma özelliği de taşıyor. Program, geçen yıl yayınlanan İlerleme Raporu ile de bir ilk.
1000 Çiftçi 1000 Bereket’e, 2021 yılında yapılan her 1 TL’lik yatırımın, 3,03 TL değerinde sosyal getirisi oldu. Böylece programın sosyal getirisi, başladığı günden bugüne yüzde 20 artış gösterdi.
"GIDANIN YÜZDE 33'ÜNÜ KÜÇÜK ÖLÇEKLİ ARAZİ SAHİBİ ÇİFTÇİLER ÜRETİYOR"
Cargill Gıda Orta Doğu, Türkiye, Afrika ve Hindistan Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Murat Tarakçıoğlu, düzenlenen çevrim içi basın toplantısında 2021 sezonunda elde edilen sonuçları paylaştı.
Çiftçilerin program sayesinde, geçen yıl zorlu iklim koşullarına ve kuraklığa rağmen yüzde 23’e varan oranda verim artışı elde ettiğini söyleyen Tarakçıoğlu, programa bu yıl Bursa ve Kocaeli’deki çiftçilerin de dahil edilerek toplam il sayısının 14’e çıktığını, 2022 sonunda 4 bini aşkın çiftçiye ulaşılacağını söyledi.
Türkiye’de özel sektör tarafından çiftçilere yönelik gerçekleştirilen ilk kapsamlı çalışmayı geçen yıl KONDA ile başlattıklarını, ‘Çiftçilerde Değişim’ ve ‘Çiftçinin Zihin Haritası’ araştırmalarının devam ettiğini ve sonuçların nisan ayında paylaşılacağını vurguladı.
Tarakçıoğlu şöyle konuştu: "Hedefimiz, Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne uyumlu olarak 2030 yılına kadar sürdürülebilir tarım uygulamaları ve eğitimlerini yaygınlaştırarak dünya genelinde 10 milyon çiftçinin hayatına dokunmak. Çünkü gıdanın yüzde 33’ünden fazlasını küçük ölçekli arazi sahibi çiftçiler üretiyor.
Ülkemizde de tarım alanlarının ve toprağın korunması, sürdürülebilir yöntemlerle üretim yapılması, tarımın geleceği için büyük önem taşıyor. 1000 Çiftçi 1000 Bereket programı da bu bakış açısının Türkiye’deki yansıması."
SÜRDÜRÜLEBİLİR GELECEK İÇİN İTÜ İLE İŞBİRLİĞİ
Toprağın sağlığının gıda sisteminin geleceğini, sürdürülebilirliğini ve verimini etkilediğini söyleyen Tarakçıoğlu, Sürdürülebilirlik Yönetimi konusunda İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İTÜNOVA Teknoloji Transfer Ofisi ile gerçekleştirdikleri iş birliği kapsamında pilot bölgelerde tarladan plastik ve tehlikeli plastik atıkları toplayarak katma değer yarattıklarını aktardı.
Tarakçıoğlu, “İTÜ iş birliğimizin ikinci fazında ise ülkemiz için bir ilki başararak Konya ve Karaman pilot bölgemizde geçen yıl mısırın Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi çalışmasını başlattık. Aynı çalışmayı bu yıl ayçiçeği ve kanola için de başlattık ve bu yıl sonuçlandıracağız" diye konuştu.
Tarakçıoğlu, 1000 Çiftçi 1000 Bereket kapsamında bu yıl tarlada sera gazı emisyonu takibi çalışmalarına başladıklarını belirterek, "Sera gazı emisyonu takibinde ilk pilot çalışmamızı gerçekleştirdik. Uluslararası bir platform ile çalışarak, standartlara uygun Karbon Ayak İzi hesaplamalarımızı yapıyoruz. Ardından Karbon Ayak İzi azaltımı için eğitimler, uygulamalar ve bire bir çiftçimizle çalışmaları yaygınlaştıracağız" dedi.
Çevrim içi basın toplantısında programdan faydalanan çiftçiler Mustafa Güleç, Ceylan Karaoğlan, Umut Ayberk Akbay, İlker Sigo, Adem Ocak, Ceylan Yağlıkara’yla birlikte Çiftçi Paneli de düzenlendi.
Konya, Adana, İzmir ve Balıkesir’den gelen 6 çiftçi, programın etkisini şöyle anlattı: "Program sayesinde toprak analizinin, tarımda teknoloji kullanımının, doğru sulamanın ne kadar önemli olduğunu öğrendik.
Kısacası bilgiye dayalı üretime geçtik. 1000 Çiftçi 1000 Bereket sayesinde verim artışı sağladık, artık daha az gübre kullanıyoruz. Böylece girdi maliyetlerimizi de düşürdük. Artık uydudan tarla sağlığı takibi yapıyoruz. Ziraat mühendislerimize her an ulaşabiliyoruz.
Çevrim içi iletişim grupları ile farklı çiftçilerle tanışıyor, orada paylaşılan bilgiler sayesinde tarlamızı böceklere, hastalıklara karşı koruyoruz. Plastik atıklarımızı da geri dönüştürüyoruz. Çevreye faydalı olmak adına da bu program bize çok şey kattı."