Biruni Üniversitesi, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nde şehitlerin anıldığı bir tören düzenlendi. Törende konuşan şehit Mete Sertbaş’ın eşi Rahşan Sertbaş, “Eşim, canından çok sevdiği benden ve çocuklarından vazgeçmiş ancak vatanına namerdin elinin değmesine de izin vermemiştir” dedi.
Biruni Üniversitesi Kongre Merkezi’nde düzenlenen anma törenine; Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Sevim Savaşer, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Adnan Ömerustaoğlu, Eczacılık Fakültesi Dekanı İsmail Tuncer Değim, 15 Temmuz Derneği Yönetim Kurulu Üyesi İlhami Çil, 15 Temmuz şehidi Mete Sertbaş’ın eşi Rahşan Sertbaş, akademisyenler ve idari kadro katıldı.
Törende, 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirilen hain darbe girişiminde şehit düşen vatandaşlarımızı anmak için saygı duruşunda bulunuldu. Şehitler için Kur’an-ı Kerim okundu. Ayrıca, o gece milletin demokrasiye sahip çıkma kararlılığını simgeleyen belgesel gösterimleri ve anılar paylaşıldı. Tıp Fakültesi öğrencisi Hanım İlayda Çelik de 15 Temmuz şiirini seslendirdi. “Bu yurt ebediyete kadar bizimdir ”
Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adnan Ömer Ustaoğlu yaptığı konuşmada, “Bugün 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nü anıyoruz. Milletlerin tarihinde önemli günler var. Ama bu Türk milleti olursa bugünlerin sayısının oldukça fazla olduğunu görüyoruz. Bugün Türkiye 4 cephede sıcak, savaş 21 cephede de soğuk savaş yürüten bir ülke. Çok kişiyi rahatsız ediyoruz. Ona göre hareket ediyorlar. Onun için şehitlerimiz bitmiyor. Böyle fedakarlar var. Milletin birliği bozulmasın. Milletin azmi kırılmasın. Birlik bozulmazsa, azim kırılmazsa Alparslan’ın dediği gibi, ‘Bu yurt ebediyete kadar bizimdir’ diyoruz” ifadelerini kullandı. “Tek millet ve tek yürek olmuştuk”
Hala 15 Temmuz gecesini yaşadıklarını ifade eden 15 Temmuz Derneği Yönetim Kurulu Üyesi İlhami Çil ise, “O gün köprüye doğru yürüdüğümüzde yanımızdaki arkadaşların hiçbirini tanımıyorduk. Yanımızda kol kola, köprüye doğru yürürken, kelime-i şehadetler, tekbirler getirirken, yürüdüğümüz kardeşlerimizin hiçbiri birbirini tanımıyordu. Ama tek yürek olmuştuk. O gün, tek millet ve tek yürek olmuştuk. Biz vatanını düşünen, milletini düşünen insanlardan olduk. Sözümüzde durduk. Sözümüzde durmaya da ölene kadar devam edeceğiz. Benim niyetim belli. Bayrağım, milletim, devletim benim kırmızı çizgimdir. Hepimiz için kırmızı çizgi olsun” diye konuştu. “Arkasını dönerken hain yüzbaşı vuruyor”
15 Temmuz’da şehit düşen Acıbadem Mahalle Muhtarı Mete Sertbaş’ın eşi Rahşan Sertbaş, “Mete saat 20.00’de eve gelmişti. Oturdu, çocuklarıyla yemek yedi. Daha sonra köprüye askerlerin çıktığını söyledi ve bir telefon geldi. Bize evde kalmamızı söyledi. Ben de 3 kere ‘kendine dikkat et’ dedim. Mete, metrobüse doğru gitmiş. Telefon gelmiş. Muhtarlığın önüne doğru giderken bir pastanenin önünde askerler yuvarlak içine alıyor. Mete, ‘Komutanım kışlanıza dönün, burada ne işiniz var’ diyor. Arkasını dönerken hain yüzbaşı vuruyor. Yan tarafta bir site var. Sitede bir kız, babasına ambulans çağırmasını söylüyor. Hain yüzbaşı ‘Hayır, burada kalacak’ diyor ve ayağını uzatıyor. Mete, 2 saat boyunca orada kalıyor” şeklinde konuştu. “Hem hüzün hem özlem hem gurur var”
Konuşmasına devam eden Sertbaş, “Bu sene bizden ayrılışının 8’inci senesini yaşıyoruz. Hem hüzün hem özlem hem gurur var. O gece hepimizin mazisi kahramanlık destanlarıyla dolu. Vatanımızı nasıl savunduğumuzu tüm dünyaya göstermiş oluyoruz. Eşim, canından çok sevdiği benden ve çocuklarından vazgeçmiş ancak vatanına namerdin elinin değmesine de izin vermemiştir. Hüzün ve gururun aynı anda yaşandığı bugünde hiçbir zafer de altın tepsiyle sunulmamıştır. Her zaferin arkasında da bir fedakarlık vardır” dedi.