Ankara’da Şükran Kesgin, 20 yıldır eskici pazarlarından topladığı nostaljik eşyaları açtığı Dantel Kafe’de sergiliyor. Kafedeki el işi danteller ve eski eşyalar insanları geçmişe götürüyor.
Ankara Kalesi’nde bulunan Dantel Kafe, konseptini Şükran Kesgin’in 20 yıl boyunca biriktirdiği nostaljik eşyalardan oluşturuyor. Kesgin’in gezip gördüğü yerlerden topladığı eski eşyalar kafeye hayat veriyor. Kafenin müşterilerine, müşteri gözüyle değil aksine bir müdavim olarak baktığını söyleyen Kesgin, “Burası daha çok babaannemin, anneannemin evi diye girdikleri ve sonrasında ailenin bir parçası oldukları bir yer” dedi.
Eşya biriktirmeye eskici pazarlarından teneke kutu toplayarak başladığını, sonrasında her türlü eski objeye yönelerek bir hobi oluşturduğunu ifade eden Şükran Kesgin, “Topladığımız malzemeler evde artık üstümüze gelmeye başlayınca burayı kiraladım. Hem kafe formatında hem eskici formatında sıcak bir ortam olsun istedim. Burası daha çok babaannemin, anneannemin evi diye girdikleri ve sonrasında ailenin parçası oldukları bir yer. Yani bildiğimiz kafe formatında değil. Gittiğim her şehirden, her ülkeden topluyorum. Bosna’ya gitmiştim, kızım İngiltere’de yaşıyor, oraya yılda iki kere gidiyorum. Oraları vaktimin yettiği kadar talan edip dönüyorum. Oralardan topluyorum. Burada da özellikle başka şehirlere gittiğimde, özellikle İstanbul’a gittiğimde topluyorum. Bit pazarı gibi yerlerden alıyorum. Yani asıl bana keyif veren yanı oraları gezip, arayıp tarayıp, hoşuma gidecek ürünlere ulaşmak. Eskinin ruhu farklı zaten. İlk zamanlar hiçbir şeyi ayırt edemiyordum. Bu da güzelmiş, o da güzelmiş diyerek. Teneke kutular, siyah beyaz resimler, onlarla başladım ama sonrasında artık benim için bir alan veya tür yoktu. Her şeyi toplamaya başladım. O şekilde burayı oluşturduk” diye konuştu. “Ne kadar eskiyse benim için o kadar kıymetli”
Sabah erken saatlerde bit pazarının yolunu tuttuğunu ve cebindeki bütün parayla eski objeler satın aldığını söyleyen Kesgin, “Sabah gün ağarmadan her hafta sonu bit pazarının yolunu tutuyorduk. Cebimizde ne kadar para varsa, hatta oradaki satıcıya bile borçlanıyordum. Çıkamıyorum çünkü içine girdiğim zaman. Param bitti döneyim yapamıyorum. Bir şeyleri keşfetmek gibi oldukça keyif verici. Ne kadar eskiyse zaten benim için o kadar kıymetli. Yüz yıl öncesi kitaplar falan var ya da o dönemde kullanılan bir cüzdan, bir çanta. Onları eline aldığında o bambaşka bir duygu. Müdavimlerimin çoğu da bundan hoşlanıyor ki ben, şu anda moda oldu ama kıyafetlerimi bile yıllardır nostaljik alıyorum” ifadelerini kullandı. “Asıl amaç, kafeden ziyade anneanne evini kurmaktı”
Evinde neye dikkat ediyorsa kafesinde de onlara dikkat ettiğini belirten Kesgin, “Kendi evimde neye dikkat ediyorsam burada da ona dikkat ediyorum. Meyve sularımı kendim yapıyorum. Vişneden, kızılcıktan mümkün olduğu kadar ev ortamındaymış gibi hissettirmeye çalışıyorum. Asıl amaç, kafeden ziyade anneanne evini kurmaktı, çünkü çok kafe var. Ama burada o ticari havayı hissetmiyorsunuz. Sohbetiyle, yeme içmesiyle, her şeyiyle bir ev ortamını andırıyor. Bundan da mutluyum” diye konuştu. “Burası pozitif enerji veriyor”
Dantel Kafe’ye gelen müşterilerden İranlı Nigar Şahin, “Normalde turistlerle birlikte geziyorum. Tek başıma gezeyim ve yeni yerler öğreneyim dedim. Antik yerleri çok seviyorum. Burası pozitif enerji veriyor. Eskiden geliyormuş gibi, anne-baba nasıl yaşıyordu onları anlıyorum. Kitapları bayağı güzel. Normalde herkes Ankara’ya geliyor ama bilmiyor Ankara’da ne var ne yok. Ben normalde geliyorum; buralarda İranlıları, turistleri gezdiriyorum. Tarihi yerleri çok seviyorum, o yüzden de herkese anlatıyorum” dedi.
Bir diğer kafe müşterisi Belkıs Dağ, “Aslında ben Ankaralıyım, ilk defa gezdim. Almanya’da yaşıyorum, tatile geldik. Bu kafeyi de Instagram’da görmüştük, çok hoşumuza gitti. Çok güzel, bayağı bir ilgi var. Ben de çok sevdim, hoşumuza gitti. Girdiğimiz yerlerde bayağı antik eşya gördüm, küçüklüğüme gittim. Çok hoşuma gitti, eskilere gittik. Mutlaka herkes gelsin ve tarihi burada yaşasınlar” diye konuştu.
İrem Dağ ise kaleyi gezmek için ailece geldiklerini ifade ederek, “Ailecek buraya geldik, çok sevdik burayı. Çok tatlı bir yer, ben çok severim antika şeyleri. Çok ilgimi çekti eski eşyalar. Çok güzeldi, bütün Ankara gözüküyor. Güzel fotoğraflar çekildik” ifadelerini kullandı.