Bilgisayarlardan akıllı telefonlara, uçaklardan elektrikli araçlara, ev eşyalarından askeri donanımlara kadar birçok teknolojinin temelini oluşturan yarı iletken çipler ve entegre devreler, ABD ile Çin arasındaki artan ekonomik ve jeostratejik rekabetin yeni mücadele alanı olmaya aday görünüyor.
ABD'nin Japonya, Güney Kore ve Tayvan ile oluşturmayı tasarladığı, çip üretiminde iş birliğini öngören "Çip Dörtlüsü", sektörde Çin'e karşı bir blok oluşturarak iki büyük güç arasındaki küresel mücadelenin belirleyici unsuru haline gelebilir.
İlk hazırlık toplantısının ağustos sonunda veya eylül başında yapılması planlanan "Çip Dörtlüsü"nün, taraf ülkelerin Çin ile bağlarını nasıl şekillendireceği hem bölgenin hem de dünyanın geleceği açısından kritik önem taşıyor.
- ABD, SEKTÖRDEKİ LİDER KONUMUNU SÜRDÜRMEK İSTİYOR
ABD yönetimi, öncüsü olduğu çip endüstrisini Çin ile teknolojik rekabetteki “kırmızı çizgisi” olarak görüyor, 5G iletişim altyapısında olduğu gibi üstünlüğünü kaptırmak istemiyor.
Bugün yaygın kullanılan çip ve entegre devreler ilk kez 1970’li yıllarda Silikon Vadisi’nde üretilmeye başlandı. ABD, başlangıcından itibaren geliştirme, üretim ve satış alanlarında lider ülke konumundaydı. Ülke halen tasarım ve satış alanlarında dünyada en büyük paya sahip.
Amerikan Yarı İletken Endüstrisi Birliğinin verilerine göre, 2021'de 555,9 milyar dolara ulaşan küresel çip satışlarının yüzde 46’sı Amerikan şirketlerince yapıldı. ABD'yi yüzde 21 ile Güney Kore, yüzde 9 ile Japonya ve Avrupa ülkeleri, yüzde 8 ile Tayvan ve yüzde 7 ile Çin izledi.
ABD’NIN ÜRETİM ALANINDAKI PAYI GİDEREK AZALIYOR
Fakat ABD’nin üretim alanındaki payı giderek azalıyor. 1990’ların başında yüzde 37 olan üretim payı bugün yüzde 12 civarına düşmüş durumda. Üretimin büyük bölümü de yurt dışındaki ortaklıklarla yapılıyor.
Küreselleşmeyle birlikte Amerikan şirketlerinin üretimlerini deniz aşırı bölgelerdeki taşeronlara aktarmasıyla çip dökümhaneleri Asya ülkelerine kaydı. Japonya, Singapur, Tayvan, Güney Kore ve son olarak da Çin imalat alanında önemli güç elde etti.
ABD; tasarım, geliştirme, pazarlama ve satış alanlarını kapsayan ekosistemin bütünü göz önüne alındığında hala endüstrinin en büyük aktörü konumunda. Başta Intel olmak üzere dünyanın önde gelen çip geliştiricilerinin çoğu Amerikan şirketleri.
Washington, son dönemde imalat alanındaki payını artırmayı, tedarik zincirlerindeki kesintilere karşı küresel pazarın kontrolünü sürdürmek açısından hayati görüyor.
- "ÇİP VE BİLİM YASASI"
ABD Kongresinde 27-28 Temmuz'da, çip üretimi sektörüne 280 milyar dolarlık yardımı öngören "Çip ve Bilim Yasası" kabul edildi.
ABD Başkanı Joe Biden'ın 9 Ağustos'ta imzalayarak yürürlüğe soktuğu yasa, ülkede yarı iletken üretiminin artırılmasını hedefliyor.
Yasa, yarı iletken üretimi için yaklaşık 52 milyar dolarlık desteğin yanı sıra yarı iletken fabrikalarının kurulumunu teşvik etmek için dört yıllığına yüzde 25'lik vergi indirimini içeriyor.
Teşviklerin 39 milyar doları, imalat tesislerinin kurulmasına, 11 milyar doları ise çip alanındaki araştırma ve geliştirme faaliyetlerine ayrılacak.
Yasanın, teşviklerden yararlanmak isteyen şirketlere, Çin'deki üretim tesislerinin teknolojik kapasitesini geliştirmeme şartı getirmesi, Pekin'in bu alandaki etkisini sınırlama hedefine işaret ediyor.
- ÇİP İMALATINDA DÜNYA LİDERİ TAYVAN, JEOPOLİTİK RİSKLERLE KARŞI KARŞIYA
Piyasa araştırma şirketi Trendforce'un 2022 verilerine göre, Tayvan şirketleri küresel üretimde yüzde 66 ile en büyük paya sahip. Tayvan'ı yüzde 17 ile Güney Koreli, yüzde 8 ile Çinli ve yüzde 9 ile ABD ve diğer ülkelerden şirketler izliyor.
Küresel üretimin yaklaşık 4'te 3'ü coğrafi olarak Tayvan, Güney Kore ve Çin'de yoğunlaşmış durumda.
Tayvan şirketi TSMC (Tayvan Yarı İletken İmalat Şirketi), yüzde 56'lık payla "dünyanın en büyük üreticisi" olarak sektörün lokomotifi konumunda. Ayrıca Tayvan şirketleri UMC'nin (Birleşik Mikro Elektronik Şirketi) yüzde 7, VIS'nin (Vanguard Uluslararası Yarı İletken Şirketi) yüzde 2, PSMC'nin (Powerchip Yarı İletken İmalat Şirketi) yüzde 1 pazar payı bulunuyor.
Çin ile egemenlik ihtilafı içindeki Ada, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin ziyaretiyle dünyanın gündemine oturdu. Tayvan'ı topraklarının parçası olarak gören Pekin, ziyaretin ardından Ada çevresindeki sularda ve hava sahasında askeri tatbikatlar düzenledi. Ada'nın çevresinde fiili bir abluka oluşturan tatbikatlar nedeniyle bazı bölgeler gemi ve uçak trafiğine kapatılırken, Tayvan Boğazı'ndaki güvenlik endişesi nedeniyle bazı gemi seferleri iptal edildi.
Küresel çip arzının merkezindeki Ada'nın, Çin ile olası cepheleşmeden kaynaklanacak jeopolitik risklere açık olması, tedarik zincirlerinin geleceği açısından soru işaretleri yaratıyor.
Pelosi, Ada'yı ziyareti sırasında görüştüğü Tayvanlı endüstri temsilcilerine, Çipler ve Bilim Yasası'ndaki teşviklerinden yararlanmak için ABD'ye yatırım yapma çağrısında bulundu.
Tayvanlı üreticiler, bir tarafta Çin ile ekonomik ilişkilerini sürdürmek isterken, diğer tarafta ABD öncülüğündeki bir çip ittifakının tedarik zincirlerinin korunması konusunda sağlayabileceği güvenceden yararlanmak istiyor.
- GÜNEY KORE, İMALAT ALANINDA ÇİN İLE ABD ARASINDA SEÇİM YAPMAK ZORUNDA KALABİLİR
ABD'nin Çin'e karşı oluşturmayı amaçladığı sektörel bloktan en fazla olumsuz etkilenmesi beklenen ülke ise Güney Kore.
Güney Kore, küresel çip satışlarında yüzde 21, çip imalatında ise yüzde 17'lik payla piyasanın en önemli aktörlerinden biri.
Ülke 2021'de ürettiği hafıza çiplerinin yaklaşık yüzde 60’ını Çin’e ve Hong Kong’a sattı. Çin pazarının Seul açısından önemi göz önüne alındığında ABD’nin Güney Kore’yi Pekin’e karşı bir oluşuma ikna edip edemeyeceği belirsiz.
Ayrıca Güney Kore'nin en büyük üreticileri Samsung ve SK Hynix, üretimlerinin büyük bölümünü Çin'de yapıyor. Samsung'un Çin'in Şian kentinde hafıza çipleri üreten bir fabrikası, SK Hynix'in ise Vuşi, Çongçing ve Dalian kentlerinde dökümhaneleri var.
ABD'de de yatırımları bulunan Güney Koreli şirketler, "Çip ve Bilim Yasası" kapsamındaki teşviklerden faydalanma yolunu seçerse, yasanın öngördüğü kısıtlayıcı şart gereği, Çin'deki üretim tesislerini geliştiremeyecek.
- "İTTİFAK DEĞİL, DANIŞMA ORGANI"
"Çip Dörtlüsü" kapsamındaki sektörel iş birliği, Güney Kore'yi imalat alanında Çin ile ABD arasında seçim yapmak zorunda bırakabilir.
Seul, bu hafta başında "Çip Dörtlüsü" için yapılacak hazırlık toplantısına katılma niyetini Washington'a iletti. Ancak hükümet yetkilileri, oluşumu "Çin'e karşı bir ittifak" olarak değil, bir "danışma organı" olarak gördüklerini vurgulamaya özen gösterdi.
Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk-yeol, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Hükümetimiz ulusal çıkarlarımıza uygunluğu bakımından meseleyi yakından inceliyor. İlgili hükümet kurumları meseleyi, ulusal çıkarların korunması bakımından inceleyip tartışacak. Kimsenin endişeye kapılmasına mahal yok." ifadelerini kullandı.
- JAPONYA, "BENZER FİKİRDEKİ PAYDAŞLARLA" İŞ BİRLİĞİ ARAYIŞINDA
Öte yandan, Japonya da çip yapımında kullanılan silikon ve hassas metaller gibi yarı mamul malzemelerin en önemli sağlayıcısı olarak, tedarik zincirlerini güvenceye almaya yönelik sektörel iş birliğinin en önemli destekçisi olarak görünüyor.
Bir zamanlar çip imalatında lider olan ülke, ABD gibi zaman içinde dökümhanelerin Asya'daki yükselen piyasalara kaymasıyla zemin kaybetti.
Japon hükümeti, yerli çip üretimini desteklemek için milyarlarca dolar yatırım yaparken, Japon şirketlerinin Tayvan ve ABD şirketleri ile kurdukları ortaklıkları teşviklerle destekliyor.
Hükümet ayrıca çip tedarikini siyasi ve coğrafi risklere daha az bağımlı kılmak ve gelişmiş yarı iletkenlerin geliştirilmesi için ortak araştırmalar yapmak için ABD ve Avrupa ülkeleri gibi "benzer fikirdeki paydaşlarla" iş birliği arayışında.
Ekonomi, Ticaret ve Endüstri Bakanlığı yetkilisi Kazumi Nishikawa, yakın zaman önce yayımlanan bir söyleşide, "Dünyanın barış içinde olduğu ve çiplerimizi kimin tedarik ettiğinin önemi olmayan günler geride kaldı." değerlendirmesinde bulundu.
- ÇİN, OLUŞUMU KENDİSİNE KARŞI OLUŞTURULAN BLOK OLARAK YORUMLUYOR
"Çip Dörtlüsü", Çin tarafından, çip sektöründe kendisine karşı blok oluşturma çabası olarak yorumlanıyor.
Son yıllarda büyük sübvansiyonlarla sektörü geliştirme ve payını artırma çabası içinde olan Pekin yönetiminin, gelişmelere nasıl tepki vereceği merak konusu.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Cao Licien, 19 Temmuz'da, konuya dair yaptığı açıklamada, ABD'yi "devlet gücünü piyasaya karşı kullanmakla" suçlayarak şu ifadeleri kullanmıştı:
"ABD, daima serbest ticaretin en büyük savunucusu olduğunu iddia ediyor fakat devlet gücünü kullanarak yüksek teknolojiyi ve piyasa meselelerini siyasileştirmekten, araç ve silah olarak kullanmaktan geri durmuyor. Sanayileri yerinden etmeye, iş birliği bağlarını kesmeye uğraşıyor. Umarız ilgili taraflar adil ve objektif davranır, sorunlara uzun dönemli çıkarlar ışığında ve piyasanın eşitlik ve adalet ilkeleri çerçevesinde bakar ve küresel çip sanayisinin ve tedarik zincirlerinin istikrarını sağlamak için daha fazla çaba gösterir."