Haber7 – ÖZEL
Osmanlı İmparatorluğu'nun son devrinde 600 yıllık devleti ayakta tutmak için dahiyane politikalar geliştiren ancak içte ve dışta kirli ittifaklara maruz kalan Ulu Hakan Sultan 2. Abdülhamid Han'a yaşatılanların bir benzerinin günümüzde tekrar sahneye konulduğu değerlendiriliyor. Sultan Abdülhamid Han'a karşı tezgahlanan karanlık senaryoların büyük ölçüde aynısının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a karşı sergilendiği belirtiliyor. Tarihin adeta tekerrür ettiği kirli ittifakların birbirine olan benzerliği, sadece isimlerin farklı olduğu gerçeğini gözler önüne seriyor.
Sultan Abdülhamid Han'ın 1900'lü yılların Türkiye'sinde iktidardan indirilmesi sonrası devasa imparatorluğun çok kısa sürede darmadağın olduğu hakikati, günümüzde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik yıkıcı kumpasların ana gayesini bariz şekilde ortaya koyuyor.
HABER7 olarak okurlarımızı asırlık serüvene çıkarıyor, dünden bugüne kurulan kirli ve kanlı ittifakların nasıl aynı merkezlerden aynı taktik ve aynı paradigmalarla sahnelendiğini tarihe not ediyoruz...
DÜN ABDÜLHAMİD, BUGÜN ERDOĞAN
Selanik merkezli ve Mason yoğunluklu Ermeni, Rum, Yahudi, Bulgar gibi birçok etnik ve dini yapıyı bir araya getiren İttihat ve Terakki Cemiyeti üyeleri tek bir konuda anlaşmıştı. İttihatçıların tek hedefi Sultan 2. Abdülhamid Han’ı indirip iktidarı ele geçirmekti.
İttihat ve Terakki’nin liderlerinden Rahmi Bey (Mustafa Rahmi Arslan), 2. Meşrutiyet’in ilanın ardından Fransız Le Temps gazetesine 26 Temmuz 1908 tarihinde yaptığı açıklamada, tek amaçlarının yıkmak olduğunu kaydetmişti. Rahmi Bey yaptığı açıklamada, "Siyasi programımızı soruyorsunuz. Şimdilik böyle bir programımız yoktur. Bugüne kadar yıkmak için uğraştık. Şimdi Kanun-ı Esasi’yi harfiyen muhafaza etmeye çalışıyoruz. Badehu [Bundan sonra] memleketin atisi [ilerlemesi] için, terakkisi [yükselmesi] için çalışacağız.” ifadesinde bulunmuştu. Ancak iktidarı darbeyle ele geçiren İttihat ve Terakki Cemiyeti, Osmanlı’yı 10 yıl bile yönetememiş ve ülkeyi yıkıma götürmüştü. Savaşın ardından ise çoğu işgal altında bıraktıkları ülkeden kaçmışlardı.
Diğer taraftan proje üretemeyen 7’li koalisyonun tek anlaştığı konu, 1 asır önce olduğu gibi bu milletin liderini alaşağı etmek. Muhalefet, Batılı ülkelerin rahatsız olduğu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı iktidardan indirmek istiyor. ‘Tuvalet terliği’ni bile seçecek seviyeye düştüğünü itiraf eden muhalif gruplar, “Erdoğan gitsin de ne olursa olsun” sloganı atmaya devam ediyor.
O GÜN ‘KIZIL SULTAN’, BUGÜN ‘DİKTATÖR’
Osmanlı tahtında bulunduğu süre içerisinde Osmanlı’nın ömrünü 33 yıl uzatan Sultan 2. Abdülhamid’e karşı o dönem ‘kızıl sultan’ iftirası dahi atılmıştı.
Dününün muhalifleri, kendi suikastçisi Belçikalı Edward Jorris’i bile affeden Sultan 2. Abdülhamid Han’a ‘zalim’ ve ‘istibdatçı’ derken, bugünün muhalifleri ise kendisinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ‘diktatör’ deme özgürlüğü buluyor.
HEP AYNI MAVALI OKUYORLAR: KAHROLSUN İSTİBDAT
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, çıktığı her konuşmada, İttihatçılara nazire yapar gibi “Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet” sloganları atması dikkat çekiyor.
O GÜN İNGİLTERE VE FRANSA, BUGÜN ABD
Rahmi Bey, yine aynı Fransız gazetesine yaptığı açıklamada, İngiltere, Fransa ve İtalya’ya sırtlarını dayadıklarını açıkça itiraf etmişti. Rahmi Bey, yaptığı skandal açıklamasında, “Umûr-ı hariciyeye [dışişleri meseleleri] gelince. Bilhassa ahrar-ı akvamın [hürriyetçi toplumların], İngiltere’nin, Fransa’nın, İtalya’nın muavenetine [yardımına] itimadımız vardır.” diye konuşmuştu.
“ERDOĞAN’I SEÇİMLE DEVİRECEĞİZ”
Bugün ise muhalefet ABD ve Avrupa tarafından destek görüyor. Ağustos 2020’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan ABD Başkanı Joe Biden, Türkiye’ye siyasi müdahalede bulunmak ve AK Parti’yi iktidardan indirmek için muhalefete destek vereceklerini söylemişti.
“Bence ona (Erdoğan'a) çok farklı bir yaklaşım uygulamalıyız. Muhalif liderleri desteklediğimizi açıkça göstermemiz lazım. Bir yol haritamızın olduğunu açıkça göstermemiz lazım. Düşündüğümüz şeyle ilgili sesimizi yükseltmemiz lazım, bedel ödemeli.” ifadesinde bulunan Joe Biden, “Çok endişeliyim. Ama benim yaptığım gibi muhalefetle doğrudan temasa geçip Erdoğan'ı yenecek duruma gelmeleri için hala var olan Türk liderliği unsurlarından daha fazla verim almalı ve onları güçlendirmeliyiz. Darbe ile değil, seçim süreci ile...”
DÜN DE BUGÜN DE BATI'YA AŞIKLARBugün Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne koşulsuz uyacağını açıklayan ve Batı ile ilişkileri zirveye çıkaracağını ifade eden Millet İttifakı gibi İttihatçılar da Batı hayranlığında çok ileri gitmişti. İngiltere’den atanarak İstanbul’a 31 Temmuz 1908’de gelen İngiliz büyükelçisi Gerard Lowther’in arabasının atlarını Sirkeci garında söken İttihatçılar, Galata’nın sarp sokaklarından geçerek İstiklal Caddesi’nde bulunan İngiliz Büyükelçiliği'ne kadar kendi kol güçleriyle arabayı çekmişti. |
---|
O GÜN ŞERİF HÜSEYİN, BUGÜN ÖCALAN
Sultan 2. Abdülhamid Han’ın darbe ile tahttan indirilmesinin ardından İttihatçılar, Şerif Hüseyin’i salmıştı. Abdülhamid Han’ın 18 yıl İstanbul’da göz hapsinde tuttuğu ve İttihatçıların ise iktidara gelir gelmez Hicaz Emiri yaptığı Şerif Hüseyin, çok geçmeden Osmanlı Devleti’ne isyan ederek Mezopotamya ve Arabistan topraklarını vatandan koparmıştı.
7’li koalisyon ortağı HDP’nin yaptığı açıklamalara göre ise, terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılacağı belirtiliyor. Koalisyonun alacağı böyle bir karar, Türkiye’nin bölünme tehlikesiyle karşı karşıya kalma endişesine neden oluyor.
OSMANLI’NIN KARAYILAN’I: YANE SANDANSKİOsmanlı Devleti’nin Balkanlarda terör faaliyetleri yürüten ve Makedonya ile Bulgaristan’ı koparan teröristbaşı Yane Sandanski, İttihatçılarla işbirliği yapmıştı. Sandanski, Hareket Ordusu ile 2. Abdülhamid Han’ı tahttan indirilmesinde rol oynamıştı. |
---|
O GÜN TAŞNAK VE HINÇAK, BUGÜN FETÖ VE PKK
İttihatçılar, Doğu’da terör estiren Ermenilerden oluşan Taşnak ve Hınçak teröristleri ile Balkanlar’da terör faaliyetleri yürüten Rum ve Bulgar komitacıların bulunduğu teröristlerle bile işbirliği yapmıştı.
Bugün ise Millet İttifakı, terör örgütü PKK’nın siyasi kanadı HDP ile yol yürüyor. Kılıçdaroğlu’nun kendilerine söz verdiğini söyleyen HDP’liler, başta HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş olmak üzere terör ile iltisaklı tüm mahkumların çıkarılacağını açık açık itiraf ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı devirme gayesiyle bir araya gelen 6'lı koalisyon masasının cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, KHK ile devletten uzaklaştırılan FETÖ’cüleri yeniden görevlerine atanacağını vadediyor.
AMERİKA’DA BİRLİKTE KUTLADILAR
İkinci Abdülhamid Han'ın ilk 2. Meşrutiyeti ilan etmesi üzerine Amerika'da özel bir davet ile kutlanmıştı. Kutlamaya Amerikan yöneticiler, Ermeni Hınçak Cemiyeti üyeleri, İbraniler ve Arnavutların yanı sıra Türkiye'den de İttihat ve Terakki Partisi üyeleri katıldı.
Günümüzde de Erdoğan'ı devirmek için "okyanus ötesinde" planlar, tezgahlar ve kutlama hazırlıkları sürdürülüyor.
İTTİHATÇILAR DAĞA ÇIKIP TERÖR BİLE ESTİRDİ
Sultan 2. Abdülhamid’e Meşrutiyet’i yeniden ilan ettirmek üzere başlattıkları isyan başlatan Enver, Resneli Niyazi ve Eyüp Sabri beylerin emirlerindeki askerî birlikler ve bunlara katılan sivil gönüllülerle 10 Temmuz 1908’de Balkan dağlarına çıkmış ve 2. Meşrutiyet’in ilanına kadar ülkede terör estirmişti.
DÜN ‘TEMBEL VE CAHİL HALK’, BUGÜN ‘KOYUN MİLLET’
O dönem İttihatçı gruplar, Sultan 2. Abdülhamid Han’a karşı ayaklanmayan halk hedef alınmıştı. Gazetelerde halka ‘tembel ve cahil’ hakaretleri edilmişti.
Bugün ise yine aynı hakaretlerle millet aşağılanıyor. Çeşitli ortamlarda “Bidon kafalılar, göbeğini kaşıyan adamlar, koyun millet” ifadeleriyle millet tahkir ediliyor.
DÜN HİCAZ DEMİRYOLU BUGÜN TOGG
Ağustos 1904’de İttihatçılar, Sultan Abdülhamid’in çılgın projesi olan Hicaz Demiryolu için “Büyük yalan” ifadesiyle haberler yaptırmıştı. Yapılan diğer projelere de çeşitli çamurlar atılmıştı.
Bugün de aynı tavrı sürdüren muhalefet, yerli ve milli otomobil TOGG’un İtalya’dan geldiği yalanını ortaya atıyor.
Muhalefet, diğer projeleri de çeşitli yalanlarla karalamayı sürdürüyor.
‘KAÇACAK’ DİYORLARDI KENDİLERİ KAÇTILAR
Bugün AK Partililere yönelik 14 Mayıs’tan sonra ‘kaçacaklar’ algısı yürütülürken dün de İttihatçılar tarafından Sultan 2. Abdülhamid Han’ın kaçacağı yalanı ortaya atılıyordu.
Haziran 1897’de Osmanlı gazetelerinde “Sultan servetini Avrupa’ya kaçırıyor, kendi de kaçacak” ifadeleri yazılmıştı.
Ancak ülkeden kaçanlar, 2. Abdülhamid Han değil, propaganda yapan ve savaş sonrası ülkeyi işgale teslim eden İttihatçılar olmuştu.
10 YILDA DEVLETİ PARAMPARÇA ETTİLER
İttihat ve Terakki Fırkası üyeleri, 2. Meşrutiyet’in ilanı süreci ve sonrası Osmanlı’yı yıkıma götürdü. 23 Temmuz 1908’de meşrutiyet ilanı ile yeniden açılan Osmanlı Meclis-i Mebusanı’na, kurulan 7 partiden Rum, Ermeni, Slav ve Museviler vekil olarak girdi. Padişahın yetkileri kısıtlandı, Meclis’in ve hükümetin yetkileri artırıldı. Kısa süre sonra 31 Mart olayları patlak verdi. ‘Yeni hükümete karşı isyan’ olarak nitelenen olaylardan Sultan Abdülhamid’i sorumlu tutan İttihatçılar, 1909 yılında padişahı indirerek yerine 5. Mehmet Reşat’ı getirdi. Sultan 2. Abdülhamid Han'ın tahttan indirilişinden birkaç ay sonra Bulgaristan, Bosna, Girit tek kurşun atmadan kaybedildi.
1908’de yönetimi ele geçiren, 1909’da Abdülhamid’i tahttan indiren İttihatçılar, ülkeyi hiçbir gerekçe bulunmazken Almanya'nın safında 1. Dünya Savaşı'na soktu. 10 yılda batağa sürükledi ve Osmanlı Devleti dışarıdan saldırılar, içeriden ihanetlerin etkisiyle tarih sahnesinden çekildi. İttihatçıların çoğu ise ülkeden kaçarak vatan topraklarını düşman işgaline bıraktı.