Haber7 – ÖZEL
14 Mayıs-28 Mayıs’ta iki ayaklı olarak gerçekleştirilen ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Cumhur İttifakı’nın ezici zaferiyle neticelenen seçimler, 21 yıllık AK Parti iktidarının 5 yıl daha devam etmesini sağladı. Başkan Erdoğan’ın üst üste 17’inci seçim galibiyeti olarak dünya siyasi tarihine geçen seçimler dünyanın en çok konuşulan olayları arasında yer alıyor. 28 Mayıs seçimlerinin üzerinden 10 gün geçmesine rağmen dünya, Türkiye’deki seçimleri konuşmaya devam ediyor.
Geçtiğimiz hafta “Türkiye'nin Cumhurbaşkanı ekonomik kargaşaya rağmen popülerliğini nasıl koruyor?” başlıklı analiz yayınlayan ABD merkezli Associated Press haber ajansı, bugün bir kez daha konuyu gündemine aldı. AP’de “Türkıye Cumhurbaskanı Erdoğan iktıdarı nasıl sıkı bir şekilde elinde tutmaya devam ediyor?” başlığıyla yeni bir analize yer verildi.
AP'den "Erdoğan neden hala popüler?" analizi: Yıllar içinde dindarların sadakatini kazandı
AP’de Suzan Fraser ve Çınar Kiper imzalı analizde, ekonomik zorluklara rağmen gelen seçim başarısına nasıl ulaşıldığını irdeledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhafazakar kesimin gönlünü alma konusunda başarılı olduğuna dikkat çekilen analizde, bildik ithamlar da tekrar sıralandı.
AP analizinde; Erdoğan’ın “hiçbir zaman devlet kaynaklarını kendi siyasi avantajı için harcamaktan ve kullanmaktan çekinmediği”, Türkiye'nin askeri-sanayi sektörünün “balon gibi” büyüdüğü, “medya üzerindeki kontrolünü pekiştirdiği”, seçimlerin “özgür ama adil olmadığı” gibi gerçek dışı iddialar yer aldı.
DÜNYA SAHNESİNDEKİ POLİTİKASINA VURGU
AP’deki haberde şu ifadeler kullanıldı:
Erdoğan kampanya boyunca sık sık yerli üretim insansız hava araçlarından, uçaklardan ve dünyanın ilk "drone gemisi" olarak lanse edilen bir savaş gemisinden bahsetti. Erdoğan dünya sahnesinde izlediği yolla pek çok Türk'ü kendi tarafına çekti. Destekçileri Erdoğan'ı Türkiye'nin jeopolitik alanda önemli bir oyuncu olabileceğini gösteren aynı zamanda Doğu ve Batı ile ilişkilerini bağımsız bir çizgide sürdüren bir lider olarak görüyor.
Türkiye Avrupa ve Asya'nın kesişme noktasındaki stratejik konumu nedeniyle kilit bir NATO üyesi ve ittifakın en büyük ikinci ordusunu kontrol ediyor. Erdoğan'ın görev süresi boyunca ülke vazgeçilmez ve zaman zaman da sorunlu bir NATO müttefiki olduğunu kanıtladı. Türk hükümeti İsveç'in NATO'ya girişini geciktirdi ve Rus füze savunma sistemlerini satın alarak ABD'nin Türkiye'yi ABD liderliğindeki bir savaş uçağı projesinden çıkarmasına neden oldu. Yine de Türkiye Birleşmiş Milletler ile birlikte Ukrayna'nın Karadeniz üzerinden dünyanın açlıkla mücadele eden bölgelerine tahıl sevkiyatına devam etmesini sağlayan hayati bir savaş zamanı anlaşmasına aracılık etti.
Erdoğan'ın ülkenin Cumhuriyet’in yüzüncü yılını kutlamaya hazırlandığı bir dönemde yeniden seçilmesini “Türkiye Yüzyılı”nın başlangıcı olarak selamladı.
DİNDAR KESİMİN SADAKATİNİ KAZANDI
Erdoğan’ın dindar kesimin sadakatini kazandığı ifade edilen analizde şunlar kaydedildi:
“Erdoğan yaklaşık bir asırdır laiklikle tanımlanan bir ülkede İslami değerleri yücelterek muhafazakâr ve dindar destekçilerinden derin bir sadakat kazandı.
Ülke ne zaman laiklikten sapmaya başlasa sivil siyasete sık sık müdahale eden ordunun yetkilerini kısıtladı. Muhafazakâr kadınların okullarda ve devlet dairelerinde başörtüsü takmasını yasaklayan kuralları kaldırdı. Ayrıca İstanbul'un simgesi Ayasofya'yı yeniden camiye dönüştürerek Türk İslamcıların uzun zamandır talep ettiği bir şeyi yerine getirdi.
Son zamanlarda ise LGBTQ+ haklarını eleştirerek bunların geleneksel ve muhafazakâr aile kavramına tehdit oluşturduğunu öne sürdü.”
KILIÇDAROĞLU'NA TEK CÜMLE
AP'deki analizde Kılıçdaroğlu'na da kısaca yer verilerek şu ifadeler kullanıldı:
Erdoğan'ın ikinci turdaki rakibi muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı’nın ekonomi politikalarını değiştirme ve ifade özgürlüğüne yönelik baskıları sona erdirerek Türkiye'yi yeniden demokratik bir yola sokma sözü vermişti.