Okullarda sık rastlanan çarpma, düşme gibi ilk yardım gerektiren durumlara karşı öğrenci ve öğretmenleri uyaran Acil Servis Uzmanı Dr. Caner İşkorur, ilk yardımı yapacak kişinin sakin kalıp hızla karar alması, müdahale sonrasında 112 Acil Çağrı Merkezi’ni araması gerektiğini söyledi. Acıbadem Bodrum Hastanesi Acil Tıp Uzmanı Dr. Caner İşkorur, eğitim yılının başlamasıyla birlikte, okullarda yaşanabilecek düşme, çarpma gibi acil durumlara karşı hem öğrencilere, hem öğretmenlere hem de okul yöneticilerine yönelik önemli bilgiler paylaştı. Tıp literatürüne göre acil vakaları en aza indirmek için uyulması gereken ilk kuralın “önlem alma ve koruma” olduğunun altını çizen Dr. İşkorur “Okul içinde göze tehlikeli görünen tüm unsurlar için gerekli önlem ve aksiyonları almada öğrenci, öğretmen ve okul yöneticileri aktif rol oynamalıdır. Okullarda sıklıkla düşme, çarpma gibi travmaların yanısıra solunum yoluna yabancı cisim kaçması, burun kanaması, bayılma, yanık, ateş yükselmesi gibi sağlık sorunları sıklıkla yaşanıyor. Bu gibi durumlarda sağlık ekibi gelene kadar yapılacak ilk müdahaleler hayati önem taşıyor” diye konuştu. " Üç temel uygulama: Koruma, Bildirme, Kurtarma"
İlk yardımın, varsa hayati tehlikenin ortadan kaldırılması, hayati fonksiyonların devamının sağlanması, kişinin durumunun kötüleşmesinin önlenmesi ve iyileşmenin kolaylaştırılması için yapıldığını belirten Dr. İşkorur, ilk yardımdaki temel uygulamaların sırasıyla Koruma, Bildirme, Kurtarma (KBK) olduğunu söyledi. İlk yardım gerektiren olaylar sırasında insanların panik ve heyecanlı olduğuna dikkat çeken Dr. İşkorur, ilk yardımı yapacak kişinin mümkün mertebe sakin ve kararlı kalmaya çalışması ve sorumluluk alarak gerekli müdahaleleri doğru olarak yapması gerektiğini dile getirdi. Tüm yaralanma vakalarında ilk yapılması gerekenin, o anda başka biri daha var ise sağlık ekiplerine haber vermek (112’yi aramak); başka biri yoksa ilk müdahale sonrası mutlaka 112’yi arayarak sağlık ekibine ulaşmak gerektiğini belirterek “Güncel ilk yardım kılavuzlarında akıllı telefon kullanımının yaygınlaşması vesilesiyle 112 acil yardım hattı aranarak, hoparlöre verilen ses aracılığıyla ilk yardıma aranılan sağlık hattından yönlendirme alarak devam edilebileceği anlatılıyor” dedi. “Solunum yoluna yabancı cisim kaçarsa”
Solunum yoluna yabancı cisim kaçan hastanın, her iki eli ile boğazına sarılıp hafif öne eğik pozisyonda duracağına ve solunum yolu kapalı olduğu için, sorulara cevap veremeyeceğine işaret eden Dr. İşkorur “Bu gibi durumları hızlı tanımak ve hızlı müdahale çok önemlidir. Müdahale olarak hastanın arkasından sarılarak gövdesi kavranır. Bir el yumruk yapılarak, göbeğin hemen üstüne, başparmak içeri gelecek şekilde yerleştirilir. Diğer el ile yumruk yapılan el kavranır ve aynı anda içe ve yukarı doğru 5 kez bastırılır. Hava yolu tıkanıklığına neden olan cisim dışarı çıkana ve kişi kendi kendine nefes alabilene veya öksürebilene kadar işlem tekrarlanır. Bu müdahale bir yandan devam ederken mutlaka başka bir kişi 112’yi aramış olmalıdır. Hastanın bilinci kapanır ise yere yatırılır ve temel yaşam desteğine başlanır” diye konuştu. “Kafa travmasında baş, boyun ve gövde eksenini bozmayın”
Dr. İşkorur, yine okullarda sıkça rastlanılan çarpışma ve düşme durumunda kafa travması yaşayan hastanın bilinci yerinde ise bir yere nazikçe yatırılıp, baş boyun gövde eksenini bozmaması ve boynunu hareket ettirmemesi için dikkat edilmesi; kusma ortaya çıkarsa hastanın baş ve boyunu sabit aynı düzlemde kalacak şekilde yan çevrilmesi gerektiğini anlattı. Kafa travması yaşayan çocukların yüzde 7’sinde boyun yaralanması görüldüğüne değinen Dr. İşkorur bu durumda yapılması gerekenleri şöyle söyledi: “Kafa travmasına bağlı bir şişlik gelişiyor ise araya bir bariyer konularak yapılacak soğuk uygulamanın faydası olacaktır, göz üzerine direkt soğuk uygulama yapılmamalıdır. Herhangi bir kesi oluşmuş ve kanama var ise kanama üzerine bir gazlı bez (yok ise benzer bir tişört havlu vb.) kullanılarak direkt bası yapılmalıdır. Yapılan bası en az 4-5 dakika çekilmeden tutulmalıdır. Sık yapılan hata kanamaya yapılan basının kaldırılıp kanamanın durup durmadığının kontrolünün yapılmasıdır. Vücudumuzun kanı pıhtılaştırma zamanı genellikle 4 dakika ve üzerindedir bu sebeple 4 dakikadan önce kesinlikle kanama yerine yapılan bası devam etmeli ve kontrol için bakılmamalıdır. Travma geçiren tüm hastalar sıcak tutulmalıdır. Üzerine battaniye örtülmelidir” “Burnu kanayan kişi oturtulmalı, başı öne eğilmeli”
Burun kanaması vakalarından da bahseden Dr. İşkorur, “Burnu kanayan kişi oturtulmalıdır, ayakta müdahale edilmemelidir. Bu kanamalar genellikle tek taraflı olur. Oturan hastaya her iki burun kanadından bası yapılarak başın öne eğilmesi istenmelidir. Hastaya ağızdan nefes alabileceği ve ağza gelen kanamanın tükürülebileceği söylenmelidir. Eş zamanlı sağlık ekipleri çağırılmalıdır” dedi. Ateşi olan çocuklarda ateşi ilaçsız düşürmek için yüz ve boyun bölgesini suyla silip, sert bir kartonla hafif bir rüzgâr yapılabileceğini, böylece ateşin daha hızlı düşeceğini dile getirdi. “Bayılan kişiyi yan yatırın”
Dr. İşkorur, bayılmalar ile karşılaşıldığında yapılması gerekenleri “Hasta halen kendine gelmemiş ise hastanın nabız ve solunum kontrolü yapılmalıdır. Sıkan giysiler gevşetilmelidir. Solunum yolu açıklığı yakın kontrol ve takip edilmelidir. Ayaklar 30 cm yukarı kaldırılabilir. Solunum ve nabzı olan hasta sağlık ekibi ulaşana dek kusma ihtimaline karşı yan yatar pozisyona alınmalı ve üzeri örtülerek sıcak tutulmalıdır” sözleriyle anlattı. “Yanan bölgeleri yıkayın, bir şey sürmeyin”
Yanık durumunda tercihen soğuk ve tazyikli olmayan su ile yanık alanının yıkanması gerektiğini söyleyen Dr. İşkorur enfeksiyon riskini arttırmamak için, sağlık yardımına ulaşana kadar ilgili alana tahin, yoğurt vb. bir şey kesinlikle sürülmemesi gerektiğinin altını çizdi. Yanığın yol açabileceği şişlik ve ödem riski açısından tüm yüzük, bileklik, saat gibi takı aksesuar vb. cisimlerin çıkartılmasını sözlerine ekledi. Ayrıca deri kabarcıklarının oluştuğu 2. derece yanıklarda bu kabarcıkları patlatmak veya açmanın enfeksiyona yol açacağını ifade etti.