Mermer ve lokum denilince ilk akla gelen yerlerden birisi olan Afyonkarahisar, son yıllarda tekstil alanında da isminden söz ettirmeye başladı. Üreticiler dünyadan Türkiye’ye tekstil noktasında pandemiden sonra ciddi bir talebin olduğunu kaydederek, sektördeki büyümenin ise yeterli olan iş gücünün doğru yönlendirilmesinden geçtiğini belirttiler.
Afyonkarahisar’da son yıllarda genişleyen ve yeni kurulan Organize Sanayi Bölgelerine (OSB) yapılan yatırımlar ile kent ekonomisi büyümeye hızla devam ediyor. Özellikle son 5 yıldır kentte kurulan tekstil fabrikaları ve atölyelerinde ciddi anlamda bir artış yaşanırken, kent ekonomisi ile birlikte ülke ekonomisine ciddi anlamda katkı sağlayan tekstil sektörü temsilcileri bu alandaki büyümeyi İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine değerlendirdi.
Afyonkarahisar ile birlikte yurt genelinde tekstil yatırımı gerçekleştiren iş insanı Serhat Güneş, tekstil sektörüne ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. OSB’deki tesislerinde yaklaşık 110 kişinin istihdam edildiğini kaydeden Güneş, son yıllarda yaşanan gelişmeler ile tekstil denilince ilk akla gelen yerlerden birisi olan Denizli ve Uşak’ın ardından Afyonkarahisar’ın da adından sıkça söz ettirmeye başladığını vurguladı. Güneş, “Son yılarda tekstil noktasında Afyonkarahisar’a çok ciddi bir talep var. Sebebine gelince, Afyonkarahisar özellikle Denizli ve Uşak gibi tekstilde önemli olan kentlere komşu olması. Bu konumuyla Afyonkarahisar tekstil alanında rağbet gören kentler arasına girdi. Şuanda kalifiye elemanda yeterli. Büyükşehirlerde yapılan son zamlardan sonra girişimciler, yakın bölgelerde daha doğrusu Anadolu’da ki kentleri tercih etmeye başladı” dedi. “Afyonkarahisar belki 10 yıl sonra bir tekstil kenti haline gelebilir”
Yurt genelinde ‘mermer ve lokum’ denilince ilk akla gelen yerlerden birisi olan Afyonkarahisar’da tekstilinde lokomotif sektör olma yolunda ilerlediğini dile getiren Güneş açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Kent tekstil sektörü alanında Denizli’nin arka bahçesi olarak görüyorum. Belki 10 yıl sonra bir tekstil kenti haline gelebilir. Doğru atılım, doğru yönlendirmeler ile ilerleyen dönemlerde mermer ve lokumun ardından tekstil sektörünün de kentin lokomotif sektörlerinden birisi haline geleceğini düşünüyorum.” “Eleman bulmakta zorlanıyoruz”
Pandemi sonrası diğer sektörlerde olduğu gibi tekstil sektöründe de kalifiye eleman bulunması noktasında sıkıntıların yaşandığına dikkat çeken Güneş, “Tekstil biraz daha zanaat ve el işçiliğine dayalı bir sektör olduğu için açıkçası eleman bulmakta zorlanıyoruz. Kalifiye eleman sorunun çözümü noktasında iş verenler ile birlikte kamuya yani devlete de iş düşüyor. Özellikle akademik anlamda bir proje oluşturulması ve kamu tarafından sağlanacak destek ile bu problem çözülebilir. Biz elimizden geldiği kadarıyla personel yetiştirmeye hayret ediyoruz. Fakat bu bir proje ile olursa çok ciddi kazanımları olabilir. Yeterli iş gücü var ama doğru yönlendirme de biraz eksiklikler var. Umarım bu sayede bu problemde çözülüş olur” diye konuştu. “Çin’de yapılan bütün tekstil üretimi neredeyse tamamı Türkiye’ye kaymış durumda”
Türkiye’nin nitelikli ve kaliteli iş gücü ile dünyada bir numara olan ülkelerden birisi olduğunu anımsatan Güneş şunları söyledi:
“Türkiye tekstil alanında kendi iç evrimini tamamladıktan sonra iyi noktalara gelebilir. Son yıllarda özellikle dünyada lojistik maliyetinin artmasından kaynaklı olarak Uzak Doğu’da özellikle de Çin’de yapılan bütün tekstil üretimi neredeyse tamamı Türkiye’ye kaymış durumda. Türkiye’nin bu fırsatı doğru kullanması ile bu alanda çok ciddi kazanım elde edebilir ve iyi noktalara gelebilir.” “Pandemi sonrası dünyada oluşan krizden tekstil sektörü de etkilendi”
Açıklamasında son olarak giyim ürünlerinin dünya da olduğu gibi Türkiye’de artan fiyatlar konusuna değinen Güneş, bunun en büyük nedeninin hammadde ve girdi maliyetlerinin yükselmesinden kaynaklandığını belirtti. Güneş, “Pandemi sonrası dünyada oluşan krizden tekstil sektörü de etkilendi. Hammadde alanında, pamuk anlamında üretimin durağanlaşması ev gelen zamlar dolaylı olarak kumaş ve ipliği etkiliyor. Bunun yanında artan işçilik maliyetleri, ciddi miktarda artan enerji fiyatları da etkilenince durum içinden çıkılmaz bir hal aldı. Kısacası tekstil ürünlerinin artış sebebi ana kalem girdi ürünlerinin yüksek maliyetli oluşundan kaynaklanıyor. Dolayısıyla fiyat artışını ben buna bağlıyorum” dedi.