Asayiş

Aigai’deki kazı çalışmaları geleceğe miras kalacak

Manisa’nın yunusemre ilçe sınırları içerisinde bulunan 12 aoil kentinden biri olan aigai antik kentindeki kazı çalışmaları geçmişe ışık tutarken geleceğe miras oluyor. Aigai antik kentinde 2004 yılında başlayan kazı çalışmaları, ilk yıllarda bin 500 civarında olan ziyaretçi sayısını 25 binlere çıkmasını sağladı.

Aigai’deki kazı çalışmaları geleceğe miras kalacak
05-03-2024 11:59

Manisa’nın Yunusemre ilçe sınırları içerisinde bulunan 12 Aiol kentinden biri olan Aigai Antik Kentindeki kazı çalışmaları geçmişe ışık tutarken geleceğe miras oluyor. Aigai Antik Kentinde 2004 yılında başlayan kazı çalışmaları, ilk yıllarda bin 500 civarında olan ziyaretçi sayısını 25 binlere çıkmasını sağladı.


Manisa’nın Yunusemre ilçe sınırları içerisinde bulunan ve dönemin önemli kentleri arasında yer gösterilen Aigai Antik Kenti, 2004 yılından bu yana devam eden kazılarla binlerce yıllık geçmişe ışık tutmaya devam ediyor. 2 bin 800 yıl önce kurulan kent, bünyesinde pek çok hatırayı da barındırıyor. 2004 yılından bu yana pek çok önemli kamu binası ve kutsal alanların ortaya çıkarıldığı kentte kazı çalışmalarının ilerlemesiyle beraber yıllık ziyaretçi sayıları da arıyor.


2023 yılı kazı çalışmalarıyla geçmişe ışık tutarak geleceğe miras yapıları ortaya çıkardıklarını söyleyen Manisa Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı, Aigai Antik Kentti Kazı Başkanı ve Pergamon Koordinatör Kazı Başkanı Prof. Dr. Yusuf Sezgin, “2023 yılı çalışmaları yaklaşık mayıs ayı aralık ayı arasında 6 ay süre arazide gerçekleşti. Ben bu çalışmaların izinlerini veren Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürü’ne teşekkür ediyorum. Ayrıca sponsorlarımız olan Yunus Emre Belediyesi, Aliağa Belediyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Biz 3 farklı alanda çalışma yürüttük 2023 yılında. Belki de en önemli alanlardan bir tanesi şu an arkamda gördüğünüz Agora binası. Agora binası antik çağdan günümüze ulaşmış en önemli yapılardan bir tanesi aslında. Yaklaşık 2200 yaşında. Roma döneminden önce inşa edilmiş. Yani harç çıkan kullanılmamış bir yapıdan bahsediyoruz. O açıdan çok etkileyici. Uzun yıllardır buradaki projelerimizi sürdürüyoruz. Özellikle bu yıl mimari çizim çalışmalarında çok önemli aşamaya geldik. Ve bunları tamamlamak üzereyiz. 2024 yılında bu projelerin tamamlanmasıyla beraber konservasyon ve restorasyon projelerine başlamayı hedefliyoruz. Bu konuda bakanlığımızın gerek desteklerini sağlamış durumdayız. Bu açıdan Agora binası en önemli çalışma alanlarından bir Çünkü Geleceğe Miras Projesi aslında bakanlığımız son dönemde yürüttüğü proje. Ben de hani geleceğe miras projesinin en önemli ayaklarından bir tanesi diyorum. Geleceğe miras bırakmamız gereken çok önemli bir yapı” dedi. Bizanslılar kenti enkaza çevirmiş


2017 yılında kentteki Athena Kutsal Alanında çalışmalara başladıklarını ve Bizans döneminde bu alanın büyük bir tahribata uğradığını söyleyen Prof. Dr. Sezgin, “İkinci çalışma alanımız bizim Athena Kutsal Alanı olarak isimlendirdiğimiz alan. 2017 yılında orada başlamıştık. Oradaki çalışmalar biraz yavaş ilerliyor. Çünkü çok ciddi bir enkaz var. Özellikle Bizans döneminde Bizanslılar oradaki antik yapıların hepsini yıkıp tahrip etmişler ve çok yoğun bir taş enkazı oluşmuş. O taş enkazı ayıklayıp yavaş yavaş alanı ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. O da çok önemli. Çünkü kentte bizim bugüne kadar çalıştığımız tek kutsal alan, önemli bir kutsal alan ve Athena Tapınağı’nın bulunduğu yer. Oradaki çalışmalara 2024 yılında da devam etmeyi planlıyoruz” ifadelerini kullandı. Kentteki sarnıçlar geleceğe ışık tutuyor


Kentteki sarnıçlarla ilgili çalışmaları aktaran Prof. Dr. Yusuf Sezgin, “Üçüncü çalışma alanımız aslında 2004 yılından beri aralıksız sürdürdüğümüz antik yolların açığa çıkarılması projesi. Bu kapsamda neredeyse kesintisiz her sene antik yolları açığa çıkarmaya çalıştık. Önümüzdeki yıllarda elbette devam edeceğiz. Aslında 2023 neredeyse tapınağa ulaşan ana yolun büyük bir kısmını ortaya çıkardık. Bitti sayılır. Çok az bir şey kaldı. 2024’ün hemen başında oradaki antik yolu tamamlamış olacağız. Böylece aslında insanların turistik açıdan gelip gezmek istediklerinde rahat gezebilecekleri bir kent olmaya başladı Aigai. Bu yol çalışmaları sırasında çok önemli bir sarnıç ortaya çıktı. Normalde bildiğimiz sarnıçlar genelde armudi formda olur 4-5 metre derinlikte. Fakat bu sarnıç çok büyük bir küp gibi düşünün. Küp şeklinde bir oda şeklinde açılmış. Ve içinde bulduğumuz buluntular çok ilginçti. Burada Tanrıça Demeter ile ilişkili figürün bulundu. Tanrıça Demetler aslında toprağın koruyucusu ve bereketi simgeleyen bir tanrıça. Aigai’nin bulunduğu bu kırsal arazide buna çok ihtiyaç duyulduğu belli. Bu bakımdan çok önemli bir sarnıç olduğunu düşünüyorum ben onun. İçinden Tanrıça Demeter’le ilgili iki tane figürün bir tane de kabartmalı vazo partisi ele geçti. Bu diğer sarnıçlarla karşılaştığımız bir durum değildi ama çalışmaya devam ediyoruz. Bu sarnıcı anlamaya çalışıyoruz. Belki de Tanrıçayla nasıl bir ilişkisi var onu tam bilmiyoruz ama belki önümüzdeki dönemde anlamış olacağız” dedi. 12 ay boyunca çalışmalar sürüyor


Kentte 12 ay boyunca çalışmalar yürütüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Sezgin, “2004 yılından beri yaklaşık 20 yıl oldu aslında çalışmaya başlayalı. Bizim neredeyse 11 yıl meclis binasında çalışmalarımız sürdü. Çok yavaş tabii ki bu işler ilerliyor maalesef. Tabii ölçmek biraz zor ama bütün kentin kapladığı alanın yüzde 2’si falan olsa gerek. İnsan gücüne dayalı ve çok titizlikle yapılması gereken bir iş olduğu için biraz yavaş ilerliyor işler ama tabii son dönemde 12 aylık kazı projesi kapsamına alındı. Bu bakımdan Sadece 6 ay arazide aktif çalışıyoruz. Giderek bu işlerin hızlandığını söyleyebilirim” ifadelerini kullandı. Kazı çalışmalarıyla beraber ziyaretçi sayısı da artıyor


Kazı çalışmalarıyla beraber kenti gezmenin kolaylaştığını ve ziyaretçi sayılarının da buna bağlı olarak arttığını söyleyen Prof. Dr. Sezgin, “2004 yılında kazılar başladığında Aigai aslında gelinmesi, ulaşılması çok zor bir yerdi. O zaman gelenler bilecektir. Bir patika içinde ağaçların arasından eğilerek yürüdüğünüz bir yerdi. Elbette 20 sene sonra çok şey değişti. Ciddi oranda yollar açığa çıktı. Bizim yolları açığa çıkarmamızdaki ana hedef insanları antik çağdaki insanların yürüdüğü yollardan yürütmek. Herhangi bir yabancı malzeme yok. Travers falan gibi malzemeyle yol yapmıyoruz. Bizzat orijinal yollar ortaya çıkarıyoruz. Bu zaten gelen ziyaretçide de bir fark oluşturuyor. Yani insanlar bundan çok memnun oluyorlar. Ben de fark ediyorum. Tabii çok az ziyaretçisi olan bir kent burası. Çok kırsalda uzak, ulaşımı zor, toplu taşımayla gelemiyorsunuz falan. 2015 yılına kadar biliyoruz ki ziyaretçi sayısı 1500 civarındaydı. Ama şu an herhalde 25 bin civarına ulaştı ve giderek günden güne daha çok tanır olduğunu söyleyebilirim” diye konuştu.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER