Sağlık

Akran zorbalığı toplumsal bir problem

Akran zorbalığının sadece mağdurları değil, aileleri ve okulları da etkileyen bir toplumsal sorun olduğunu belirten uzm. Klinik psikolog ilayda sezen, çocukların benzer yaş gruplarındaki diğer çocuklara yönelik fiziksel, zihinsel, sosyal veya psikolojik zarar vermeyi amaçlayan söz ve eylemleri içeren bir olgu olduğunu söyledi.

Akran zorbalığı toplumsal bir problem
08-12-2023 10:32

Akran zorbalığının sadece mağdurları değil, aileleri ve okulları da etkileyen bir toplumsal sorun olduğunu belirten Uzm. Klinik Psikolog İlayda Sezen, çocukların benzer yaş gruplarındaki diğer çocuklara yönelik fiziksel, zihinsel, sosyal veya psikolojik zarar vermeyi amaçlayan söz ve eylemleri içeren bir olgu olduğunu söyledi.


Akran zorbalığının fiziksel, sözel, sosyal ve siber zorbalık olarak dört temel başlıkta incelenebileceğini belirten İlayda Sezen, “Fiziksel zorbalık; çocuğa yönelik doğrudan fiziksel güç uygulanmasıdır. Vurmak, yumruklamak, tekmelemek, tırmalamak, çelme takmak, tükürmek gibi Sözel zorbalık; Çocuğa yönelik olumsuz sözel ifadelerin kullanılmasıdır. İsim takmak, alay etmek, hakaret etmek, tehdit etmek gibi. Sosyal zorbalık; Çocuğun arkadaşlık/sosyal ilişkilerine zarar vermeyi hedefleyen davranışların yapılmasıdır. Hakkında dedikodu yapmak ve yaymak, arkadaş grubundan dışlamak, yalnızlaştırmak gibi. Siber zorbalık ise; dijital teknolojiler kullanılarak gerçekleştirilen zorbalıktır. Sosyal medyada bir kişi hakkında yalanlar yaymak ya da utandırıcı fotoğraflar yayınlamak, mesajlaşma platformlarından incitici mesajlar ya da tehditler yollamak gibi” ifadelerini kullandı.


Akran zorbalığının okuldaki tüm çocukları ve okul ortamını etkileyeceğini söyleyen Sezen, “Akran zorbalığı durumlarında yer alan çocukları da dört temel grupta ele alabiliriz; zorbalık yapanlar, zorbalığa maruz kalanlar, hem zorbalık yapan hem de aynı zamanda zorbalığa maruz kalanlar, seyirciler” dedi.


“Psikolojik ve fiziksel sağlık etkileniyor”


Akran zorbalığının çocukların ruh sağlığına etkilerini hakkında Uzm. Klinik Psikolog İlayda Sezen şöyle konuştu:


“Yapılan araştırma sonuçlarından, akran zorbalığının çocuk ve ergenlerin psikolojik ve fiziksel sağlığını hem kısa ve hem de uzun vadede olumsuz olarak etkilediğini biliyoruz.


Bu durumun belirtileri, kişiye bağlı olarak farklılaşabilir. Bununla birlikte zorbalık yapanlar, zorbalığa maruz kalanlar ya da seyirci grupta görülen belirtiler birbirinden farklı olabilir. Zorbalık yapan çocuklarda; okula uyumda güçlük, dışlanma, yalnız kalma, saldırgan davranışların sürmesi, problemli davranışlarda (örn. suça yönelik) bulunma görülebilmektedir. Zorbalığa maruz kalan çocuklarda; okula gitmek istememe, düşük özgüven ve benlik saygısı, depresyon ve kaygı bozuklukları, sosyal ilişkilerde problemler, somatik belirtiler (baş ağrısı, karın ağrısı, mide bulantısı) görülebilmektedir. Seyirci konumunda olan çocuklarda ise; kendisinin de aynı şeyleri yaşayacağına dair korku ve endişe, kendisini savunmak için sürekli tetikte hissetme, ispiyoncu olarak damgalanmaya karşı endişe duyma gibi sorunlar yaşandığını görmekteyiz.”


“Toplumsal bir sorun”


Akran zorbalığının sadece zorbalığa maruz kalan bireyi değil, ailesini ve okulunu da etkileyen toplumsal bir sorun olduğunun altını çizen İstanbul Beykent Üniversitesi’nden Uzm. Klinik Psikolog İlayda Sezen, “Tüm toplumu ilgilendiren olumsuz psikolojik etkilere yol açan akran zorbalığına yönelik koruyucu ve önleyici çalışmalar büyük önem arz etmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın akran zorbalığı ve siber zorbalığı müfredata alması bu açıdan önemli bir gelişmedir. Öğrencilerin yaş gruplarına uygun şekilde hazırlanacak psikoeğitim içerikli çalışmalar iç görü kazanmaları ve farkındalıklarının gelişmesine katkı sağlayacaktır. Akran zorbalığına maruz kalan öğrenciler içerisinde, gruptan dışlanma, korku, ne yapacağını bilememe gibi nedenlerle konuyu kimseyle paylaşamayan öğrenciler olduğunu biliyoruz. Bu çalışmanın önleyici etkisinin yanı sıra, zorbalığa maruz kalanlar çocukların ne yapmaları gerektiği konusunda bilgi sahibi olmaları ve kendilerini güvende hissetmeleri açısından da yararlı olacaktır. İstanbul Beykent Üniversitesi olarak, toplumsal bir sorun olan akran zorbalığı ve siber zorbalığa yönelik koruyucu ve önleyici çalışmalar yürütüyoruz. İstenmeyen davranışların değişiminde ve önlenmesinde olumlu dil kullanmanın, psikoeğitim çalışmalarının önemli olduğu bilinci ve sorumluluğu ile 2017 yılından beri, düzenli olarak ortaöğretim kurumlarında öğrenci, öğretmen ve velilere akran zorbalığı konulu psikoeğitim çalışmaları ve seminerler gerçekleştirmekteyiz. Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu sene de kurum ve kuruluşlar ile işbirliği içerisinde yapılan ve yapılacak olan çalışmaları desteklemekte ve çalışmalarımızı geliştirerek devam ettirmekteyiz” diye konuştu.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER