İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat programının konuğu oldu. Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan hakkında, "Dürüst buluyoruz biz kendisini" diyen Akşener, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nurettin Nebati'nin sosyal medya paylaşımlarına işaret ederek, "Yeni Bakan adayı kendisi sanırım o anlaşılıyor" ifadelerini kullandı.
"ÇİN'İ ÖRNEK ALARAK YOLA ÇIKTIK ŞİMDİ BANGLADEŞ'E DOĞRU İLERLİYORUZ"
Akşener, sözlerine şöyle devam etti: "Denge denetleme mekanizması ortadan kalktı her şey Erdoğan'ın tercihleri. Şimdi kuyrukları gösterdiniz. Saray ayrı bir dünyadır. Sizi vatandaştan koparır. Ayrı paralel bir dünya yaratır. Her türlü zammı pompaya yansıtmak durumunda olan bir program var. Biz Çin'i örnek alarak yola çıktık şimdi Bangladeş'e doğru ilerliyoruz. Dünyaya diyorlar ki bizde ucuz iş gücü var. Gelin buraya yatırım yapın. Burada demokrasi yok adalet yok. Ucuz iş gücü sunmanıza rağmen eksikler olduğu için."
NEBATİ'DEN DİKKAT ÇEKEN PAYLAŞIMLAR GELMİŞTİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Bu yolda ben, faizi savunanla beraber olamam" sözleri sonrası kulislerde Bakan Elvan'ın görevden alınacağı öne sürülmüştü. Bu gelişmelerin ardından Bakan Elvan'ın yerine geçeceği konuşulan Bakan Yardımcısı Nebati'den dikkat çeken faiz paylaşımları geldi. Faiz indiriminde kararlı olduklarını vurgulayan Nebati, "Mevcut piyasa koşullarında politika faizinin enflasyonun altında tutulmasında herhangi bir sorun yoktur. Talep enflasyonunu azaltmak için faizlerin arttırılması gerekirken, küresel salgının neden olduğu arz enflasyonunu azaltmak için faizlerin düşürülmesi gerekmektedir" dedi.
"BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİNDEN ALLAH'IN İZNİ İLE ZAFERLE AYRILACAĞIZ"
Nebati, "Son kur atağında reel sektörde türbülanslar yaşansa da ekonomimiz tüm gücünü korumaktadır. Nitekim yeni kurulan şirket sayısı geçen yıla göre artarken, kapanan ya da konkordato ilan eden şirket sayısı azalmaktadır. Karşılıksız çıkan çek oranları da tarihi dip seviyesindedir. 2013'ten beri düşük faiz politikamızı her uygulamaya yeltendiğimizde güçlü bir itirazla karşılaştık. Bu sefer bunu uygulamada kararlıyız. Milletimizin bağımsızlığı için verdiğimiz mücadelede olduğu gibi, bugün de Milletimiz ile elbirliği içinde ekonomimizin bu bağımsızlık mücadelesinden de Allah'ın izni ile zaferle ayrılacağız." ifadelerini kullandı.
Bakan Yardımcısı Nebati'nin tweetleri şöyle:
"Türkiye Ekonomi Politiğini tüm ezber ve ön kabullerimizi bir yana bırakarak, bilimsel veriler ışığında netleştirelim ve bilgi karmaşasını ortadan kaldıralım. Türkiye ekonomisini sadece döviz kurunu baz alan dar bakış açısı yerine büyük bir pencereden değerlendirmemiz gerekiyor. Sadece faiz ve döviz kuru ikilisini esas alan bir makroekonomik yaklaşım yerine düşük faiz yüksek üretim hacmine dayanan temel politika ekseninde yüksek istihdam, yüksek ihracat, düşük cari açık ve düşük dış borç hedeflenmektedir.
"KUR BASKISINI AZALTACAĞIZ"
Düşük faiz avantajı ile birlikte ihracat artışından elde ettiğimiz geliri ithalatımızın en büyük kalemleri olan enerji, hammadde ve ara malı yatırımlarına yönlendireceğiz. Bu sayede hem enflasyon üzerindeki kur baskısını azaltacağız hem de istihdamın artmasını sağlayacağız.
Yakın ekonomik sürece baktığımızda 2019 yılında Çin'de başlayan Kovid-19 salgınına rağmen, IMF'ye göre, 2020 yılında G20'de büyüyebilen iki ekonomiden birisiyiz. Fakat herkesin bildiği gibi ekonomimizin en büyük sorunu cari açıktır. Bu da bizi hep dış borca bağımlı tutmuştur. Küresel salgın sonucu tedarik zincirlerinin aksadığı bir dönemden geçmekteyiz. Bu durum küresel çapta emtia, enerji ve navlun fiyatlarının fahiş oranlarda işlem görmesine neden olmuştur. Yani enflasyon sadece ülkemizde değil, küresel çapta ortaya çıkan dönemsel bir sorundur.
"ATAKLAR ZARAR VERMEZ"
Düşük faiz politikamız sonucu TL'ye yapılan manipülatif ataklar ekonomimize ciddi zararlar veremez. Örneğin; bankacılık sektörünün sermaye yeterlilik oranı yasal ve hedef oranın oldukça üzerindedir. Bunun yanında bankacılık kredilerinin geri dönüşlerinde hiçbir sıkıntı yoktur.
"MÜCADELE EDECEĞİZ"
Bu politikamıza yönelik manipülatif kur ataklarının olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bunlarla mücadelede, tüm kesimlerin, bize dikte edilmiş "yüksek faiz, düşük enflasyon" politikasının yanlışlığını yapısal cari açık veren ülkemiz özelinde tekrar değerlendirmelerini öneriyorum. Sonuç olarak, pandemi sonrası dönemde de ülkemiz genç nüfusu, kalifiye işgücü, modern lojistik altyapısı, gelişen teknolojisi ve düşük faiz ortamı gibi birçok cazip yatırım olanaklarıyla istikrarlı bir şekilde kalkınmasını sürdürecek ve pozitif ayrışmaya devam edecektir.