Sağlık

Ambulans helikopterler adeta bir hava hastanesine dönüşüyor

Sağlık bakanlığı envanterine 2008 yılında katılan ambulans helikopterler, 112 komuta kontrol merkezinden vaka bildirimi gelmesinin ardından yaklaşık 7 dakika sonra uçuşa geçerek, adeta bir ‘hava hastanesine’ dönüşüyor.

Ambulans helikopterler adeta bir hava hastanesine dönüşüyor
22-01-2023 11:29

Sağlık Bakanlığı envanterine 2008 yılında katılan ambulans helikopterler, 112 Komuta Kontrol Merkezinden vaka bildirimi gelmesinin ardından yaklaşık 7 dakika sonra uçuşa geçerek, adeta bir ‘hava hastanesine’ dönüşüyor.


Sağlık Bakanlığı bünyesine 2008 yılında katılan ambulans helikopterler, şu anda Ankara, Antalya, Diyarbakır, İstanbul, İzmir, Trabzon ve Van olmak üzere 7 ilde konuşlu 7 ambulans helikopter ve 4 adet yedek ambulans helikopter ile acil sağlık hizmeti ihtiyacı duyan vatandaşların yardımına koşuyor. Gündoğumundan günbatımına kadar hizmet veren ambulans helikopterler, konuşlandıkları iller merkez olmak üzere yakıt ikmali yapmadan 400 kilometre mesafeye kadar hasta ve yaralı taşıyabiliyor. 2 saat 30 dakika havada kalabilen helikopter içerisinde bir doktor, bir sağlık personeli, bir sorumlu pilot ve bir ikinci pilot görev yapıyor. 112 Komuta Kontrol Merkezinden vakanın bildirilmesiyle ekip doktoru, vaka bildirimini sorumlu pilota iletiyor. Bunun üzerine sorumlu pilot, meteorolojik koşulların uçuş için uygun olup olmadığını kontrol ediyor. Gerekli kontroller sağlandıktan sonra sağlık personelleri ve pilotlar yaklaşık 7 dakika sonra uçuş için harekete geçiyor. İhlas Haber Ajansı (İHA) ekibi de ambulans helikopter personelinin ve pilotların vakaya hazırlanış sürecine eşlik etti. “Herhangi bir kara ambulansı veya hastanedeki yoğun bakım koşullarında bulabilecekleri tüm alet ve edevata sahibiz”


Yeni doğmuş bir bebekten yaşlı bir hastaya kadar her türlü hastaya sağlık desteği sunduklarını belirten ambulans helikopter doktoru Yaşar Can Gökhüseyinoğlu, “Nakiller, trafik kazaları ve doğumlar gibi her türlü zorlu imkanda hastamıza yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bu süre zarfında tabii ki her hastanenin herhangi bir yoğun bakımında bulunan tüm koşullara ve edevata sahip olarak hastamıza fayda sağlamaya çalışıyoruz. Burada tıp ve uçmak gibi bir zevki, tutkuyu bir araya getirmeye çalışıyoruz. Bunun için çok şanslıyız. Hipokrat’a verdiğimiz sözü her koşulda tutabildiğimiz için kendimizi şanslı hissediyoruz. Herhangi bir kara ambulansı veya hastanedeki yoğun bakım koşullarında bulabilecekleri tüm alet ve edevata sahibiz. Tüm araçlarla bir kuvöz hastasından yaşlı bir hastaya kadar veya zorlu bir koşulda acil ihtiyacı olan bir hastaya kadar her türlü imkanları sunabilecek teknik donanıma sahibiz” dedi. “Ambulansta gerekli bütün acil müdahaleleri yapıyoruz ve hastaneye uygun bir şekilde ulaştırıyoruz”


Acil Tıp Teknisyeni Oğuzhan Sekmen, 112 Komuta Kontrol Merkezinden vaka bildirimi geldikten yaklaşık 7 dakika sonra uçuşa hazır hale geldiklerini belirterek, “ Hastayı alacağımız yere gidip, oradan hastayı alıp uygun koşullarda helikopter ambulans aldıktan sonra uygun şekilde hastaneye götürüyoruz. Vakaya göre hazırlık yapıyoruz. Zaten ilk Komuta Kontrol Merkezi aradığında vakanın durumuyla ilgili trafik kazası mı, kuvöz kazası mı ya da daha farklı vakalar şeklinde bize bilgi veriyor. Ona göre hazırlığımızı yapıp hastayı uygun bir şekilde helikopter ambulans içerisine geçişini sağlıyoruz. Ambulansın içerisine aldığımızda gerekli bütün acil müdahaleleri yapıyoruz ve hastaneye uygun bir şekilde ulaştırıyoruz” ifadelerini kullandı. “İnsanları hayata bağlıyoruz”


Ambulans helikopterde 7 yıldır görev yaptığını belirten Pilot Mehmet Edebali, kış aylarında Antalya’da görev yaptığı süre zarfında 15-16 yaşlarında bir hastanın vaka bildiriminin geldiğini belirterek, sözlerine şöyle devam etti:


“Kış olduğu için 112 Acil Kara Ambulans oraya ulaşamamıştı. Biz oradaki Jandarma komutanı ile konuşarak mezranın koordinatlarını aldık. O genç delikanlıyı zor şartlarda sağlık merkezine ulaştırdık. Gece de güzel bir ameliyatla daha doğrusu başarılı bir ameliyatla genç delikanlının parmağı tekrar yerine dikilmiş oldu. Böyle bir görevi yapmış olmaktan son derece mutluyum. İnsanları hayata bağlıyoruz. Zaman zaman da kuvöz görevlerimiz oluyor. Orada da çok yeni doğmuş 4-5 saatlik küçük bir çocuğu alıp getiriyoruz. Onun hayatına çok ciddi dokunuşlarımız oluyor. O bizi hiçbir zaman bilmeyecek ama netice de biz küçük bir bebeği hayata bağlamış olmaktan mutluluk duyuyoruz.”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER